Mustafa Cengiz: "Hakemlerden en çok zarar gören biziz"

Mustafa Cengiz: "Hakemlerden en çok zarar gören biziz"

Galatasaray Kulübü Başkanı Cengiz:- "Biz günlerce hakem konuşan bir camia değiliz. Rakibimiz yenilgiyi örttü. Hakemler hakkında Kulüpler Birliğinin '17 kulüp adına.' diyerek aleyhine birlik olduğu tek kulüp biziz. 'Hakemler de insandır, hata yapabilir.'

İSTANBUL (AA) - Galatasaray Kulübü Başkanı Mustafa Cengiz, hakemlerden en fazla zarar gören kulübün kendileri olduğunu söyledi.

Mustafa Cengiz, sarı-kırmızılı kulübün dijital sağlık uygulaması Help Steps ile Türk Telekom Stadı'nda yaptığı iş birliği anlaşmasının imza töreninin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Kulüp olarak devamlı hukuk içinde kalmaya çalıştıklarını aktaran Cengiz, "Ben genç nesile, Fenerbahçelilere, Beşiktaşlılara, tüm camialara sesleniyorum. Doğru yoldan ayrılmayın, dik durun. Siz ne kadar yasalar içinde kalırsanız, uzun vadede toplum kazanır. Aksi takdirde anarşi, kaos, kötülük, Bizans egemen olur. Ben böyle bir toplumda ne başkan olmak ne de bulunmak isterim. Biz bu yoldan ayrılmayacağız. Biz öyle olduğumuza inanıyoruz." dedi.

Galatasaray Kulübü Başkanı, spor camiasında kimseyi düşman olarak görmediklerini dile getirerek, "Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) bizim ailemiz. Düşmanımız değil. Diğer rakip takımlar da düşmanımız değil. Bunu söylediğimde benim camiamdan da bana çatanlar oluyor. Bir türlü bunu anlatamıyorum. Bizim o zaman ayrılıp kendi başımıza bir çete kurmamız gerek. TFF'nin doğru yola girmesi gerekir. Biz hiçbir zaman yapılamayacak bir talepte bulunmadık. Sadece keser gibi kendimize yontulacak bir talepte hiç bulunmadık. Eşit şartlarda, mertçe, sahada oynansın. Bazıları buna inanmayabilir ama böyle. Mertçe oynansın, hakem etkisi sıfır olsun. Biz bıktık." diye konuştu.

Mustafa Cengiz, Fenerbahçe derbisinde elde ettikleri galibiyetin camialarındaki yansımasının çok kısa sürdüğünü vurgulayarak, "Bizim taraftarda öyle bir hava var ki dayak yemişiz gibi, yenilmişiz gibi... Ben arkadaşlarıma iki gün süreceğini söyledim. 'İkinci gün pusudan çok güzel nizami atışlar başlar.' dedim, başladı. Biz pusu kültüründen geldik maalesef. Düellodan, delikanlıca mücadeleden gelmedik. Ben bunu deyince bazıları üstüne alınıyor. Onları da gün gelecek isim isim açıklayacağım. Ben dostumun dostu, rakibimin rakibiyim." ifadelerini kullandı.

 

- "Hakeme getirme işi"

 

Başkan Cengiz, Ziraat Türkiye Kupası çeyrek finalinde Aytemiz Alanyaspor'a yenildikleri maçta hakemin aleyhlerine birçok karar verdiğini ancak kendilerinin bunun üzerinde çok durmadığını belirterek, şunları kaydetti:

"Biz günlerce hakem konuşan bir camia değiliz. Söyleriz, geçeriz. Rakibimiz aylardır yenilgiyi örttü. 'Vay bizim golümüz verilmedi...' Sizin golünüz, bizim de iki penaltımız ve iki kırmızı kartınız verilseydi... Hakeme getirme işi. Hakemlerden en çok zarar gören biziz. Hakemler hakkında Kulüpler Birliğinin '17 kulüp adına.' diyerek aleyhine birlik olduğu tek kulüp biziz. Galatasaray'a karşı bildiri yayınlandı. 'Hakemler de insandır, hata yapabilir.' dendi. Ey Ali Koç, bunu sen yazdırdın. Evet hakemler de insandır, hata yapabilir ama bazı hakemlerin bize devamlı hata yaptığını biliyoruz. O hakemler de kendini biliyor. Son maçlarımızı da yönettiller. Ne Ulusoy'lar (Alper Ulusoy) gördük. Ne işi bitirmeye çalışanları gördük. Allah yollarını açık etsin."

 

- "Şampiyon olabilirsin ama hiçbir yere ulaşamazsın"

 

Mustafa Cengiz, herkesin söylemlerine dikkat etmesi gerektiğini dile getirerek, "Türk futbolu ya hep birlikte kalkınır ya da hep birlikte batar. Bu nedenle söylemlerimizde çok dikkatli olmalıyız. Fenerbahçe maçının sonunda benim de duymadığım, görmediğim şeyler olmuş. Yazıklar olsun diyorum. Yenilgiyi sindirebilmek de bir asalet gerektirir. Biz yenildik, Alanyaspor başkanına teşekkür ettik, uğurladık." şeklinde görüş belirtti.

Fenerbahçe maçının ardından yaşananlara değinen Cengiz, "Rakip takım başkanının meclis idare memuru gibi dolaşması hiç hoşuma gitmedi. Orada emniyet var. TFF gitti, vilayet gitti, bakanlık gitti, biz orada rakip takımın sahasındayız. Hiçbir saygısızlık olmadı, alkışlandı. Alkıştan rahatsız olmuşlar. Ya sen geldin bizim evimizde voleybol maçında şakır şakır alkışladın, bir de benim alkışlamamı istedin. Bu nasıl bir mantalite. Bu kafa yapısıyla hiçbir yere ulaşamayız. Şampiyon olabilirsin ama hiçbir yere ulaşamazsın. Böyle kalitesizlik olmaz arkadaşlar. Benim Allah'tan başka kimseden çekincem yok." diye konuştu.

 

- "İstifa ederim de yasalar izin vermiyor"

 

Cengiz, son dönemde sahte hesaplardan kendilerine saldırılar yapıldığını anlatarak, "Marcao'ya yapılan hakaretler, eşine yapılan hakaretler... Aleyhimize yapılan yayınlarda troll hesaplar çok fazla. Bunun içinde taraftarımız olmayan ama taraftarımız gibi davranan hesaplar var. Satın alınmış hesaplar var. Biz bunları biliyoruz. Bununla ilgilenen ve ücreti ödenen ciddi bir ekip var. Dün de tesadüf deklare etmişler. Allah bir yerden şaşırtıyor demek ki. Bunlar hoş şeyler değil. 'Yönetim istifa.' deniyor. Ya ben istifa ederim de yasalar izin vermiyor. Ederim, 52 bin kere dedim. Bıktım, arkadaşlarım bıktı. Ben burada iyi niyetli taraftarlarıma sesleniyorum, tuzağa düşmeyin." değerlendirmesinde bulundu.

Sarı-kırmızılı kulübün başkanı, transferi için görüşmeler yürüttükleri ancak Fenerbahçe'nin kadrosuna dahil ettiği İrfan Can Kahveci ile ilgili kulüp ikinci başkanları Abdurrahim Albayrak'ın yaptığı açıklama ve ardından Fenerbahçe Sportif Direktörü Emre Belözoğlu'nun verdiği cevapla ilgili soruyu, şöyle yanıtladı:

"İrfan Can konusunda ben kimseyi suçlamadım. Ne rakip takımı, ne transfer edeni, ne de ettireni. Sadece sorular sordum. Ben hiçbir zaman hakaret etmedim, suçlamadım. 'Bana 10 dedin, 7 olarak açıkladılar?' diye sordum. Ben 5,5 demiştim. O zaman arada uçurum yok, niye benimle pazarlık etmedin. Benim bir günahım yok. Sportif direktörün söylediğine ben cevap vermem. Baktığımızda Galatasaray'a da hizmet etmiş, şampiyonluklar kazandırmış bir insan. Abdurrahim Bey kendi duyguları, üslubu içinde bir şeyler demiş olabilir. O (Belözoğlu) da demek bunalmış, bir şeyler demiş. Onun da demek bir bildiği var."

 

- "Çocukça savunma yapmasınlar"

 

Mustafa Cengiz, Fenerbahçe ile oynadıkları derbiden önce stada alınacak kişiler hakkında TFF ve ilgili yerlerle çok sayıda yazışma yaptıklarını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi burada konuştuklarımız, bildiklerimizin yüzde 3-5'i. Çünkü biz kavga çıksın istemiyoruz. Taraftarımız şiddetli fiziki tepki versin istemiyoruz. Benim kanaatim, federasyondan bir yetkili rakip kulübe sözlü olarak '150 sağlık çalışanı alabilirsiniz.' dedi. Kontrol edemediler, 150 kişi oldu 2 bin 500 kişi. Yusuf Bey'e aktarılan 3 bin kişi. Çocukça savunma yapmasınlar. Mertçe, 'Biz aldık, şifre de 1907'di.' desinler. Ben delikanlılıktan, doğruluktan yanayım. Federasyon da disiplin sevkini seyirciden yapmadı. Seyirciden yana yapsaydı hapis cezası ve yöneticilikleri bitecekti. Disiplin kuruluna sevk eden hukuk kurulu aptal mı sanıyorsunuz. Çok akıllı hukukçular, oradan sevk etmiyorlar. İkinci başkanıma saldırıldı, onu da anlamıyorum. Ya elinde bıçak, silah olsaydı. Bunun bedelini kim ödeyecekti. Bugün Avrupa tarihinde reformları, rönesansları, devrimleri yapan hukukçulardır. Bizde hukukçular maalesef bu tip şeytanlıkların icra avukatı gibi oldular. Ben buna çok üzülüyorum. Hukuk çok değerli bir kavramdır. Ülkenin önünde gider, yol gösterir, örnek olur. Biz de bazıları maalesef kitabına uydurmanın örneği haline geldiler. Bu çok ayıp."

Derbide yaşananlarla ilgili 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında şikayete bulunup bulunmayacaklarına yönelik soruya Cengiz, "Dosya hazırlanıyor. Başvuracağız. Herkes ne dediğinin ne yaptığının bilincinde olmalı." cevabını verdi.

 

- "Aranızda küfür etmeyen biri varsa Arda'yı yargılasın"

 

Mustafa Cengiz, TFF Profesyonel Futbol Disiplin Kurulunun (PFDK) Fenerbahçe derbisinin ardından futbolcuları Arda Turan'a verdiği cezayla ilgili şunları kaydetti:

"Orada gözlemci, temsilci yok. Arda Turan da bunu yayınlamamış. Daha önce bir Beşiktaş olayı var böyle, ceza verilmedi. Bunu hukuk kurulu sevk ediyor. Çok acı arkadaşlar. Dikkat edin arkadaşlar, gün olur keser döner, sap döner, hesap da size döner. Bunu yapmayın. TFF'den Arda'yı sevk etmemesini beklerdim. Arda yanlış doğru, o adrenalin, gerginlik içinde bir şeyler diyebilir. Ben bunu tasvip etmiyorum, Arda da etmiyor. Aranızda hiç küfretmeyen insan var mı? Aranızda küfür etmeyen biri varsa, Arda'yı yargılasın. Bunu hukuk kuruluna da TFF'ye de söylüyorum. Fakat özel bir şeyi siz neden genele teşmil ediyorsunuz. Ayıptır kardeşim, yaptığınız ayıp ötesi. Yapmayın, böyle hukukçuluk olmaz, böyle TFF yönetilmez. Verin bana cezayı."

Cengiz, bir soru üzerine, Serdar Tatlı'nın TFF Merkez Hakem Kurulu Başkanı olmasını desteklediğini vurgulayarak, "Daha önceki MHK başkanları da düzgündü. Artık iş o hale geldi ki maalesef benim güvenim kalmadı. Tabii ki çok değerli genç hakemler var. Ben hakemlerin adını verdiğimde 10 kulüp birleşti. Ben niye şimdi kulüpleri tekrar birleştireyim ki. Ben isim vermiyorum. Benim taraftarım da biliyor, o hakemler de kendilerini çok iyi biliyor. Hele birini bekliyorum, kaleci topu eline aldığında sayıyorum. Aynı hakem bizim maçı yönettiğinde 6 saniyeden sonra ne yapacak. 6'dan sonra 7 var mı yok mu göreceğiz." ifadelerini kullandı.

 

- Günay "Gerekirse konuyu UEFA'ya götüreceğiz"

 

Galatasaray Kulübü Başkan Yardımcısı Yusuf Günay, TFF kurullarının, futbolcuları Oğulcan Çağlayan ve Fenerbahçe ile oynadıkları derbinin ardından verdiği kararlarla ilgili değerlendirmede bulundu.

Uyuşmazlık Çözüm Kurulu (UÇK) ve ardından Tahkim Kurulunun Oğulcan Çağlayan hakkında verdiği kararı "ibretlik" olarak niteleyen Günay, "Oğulcan Çağlayan'ın Çaykur Rizespor ile olan sözleşmesi 2019-2020 sezonun bitiminde sona eriyordu. Rizespor, Oğulcan'ın sözleşmesini tek taraflı bir sezon daha uzatıyor ve bunu federasyona bildiriyor. Oğulcan bir gün federasyonun sitesine bakıyor ki sözleşmesinin 2020-2021 sezonu sonunda bittiğini görüyor. Bir yazıyla 24 Haziran'da federasyona başvuruyor. 'Sözleşmemin uzatılmasını iptal ediyorum. Buna rızam yok.' diye bildiriyor. Maalesef burada federasyon görevlileri opsiyona yönelik sözleşme yerine tüm sözleşmeyi feshediyor. Doğal olarak Oğulcan'ın lisansı da iptal edilmiş oluyor ve Rizespor'a dönemiyor." diye konuştu.

Oğulcan Çağlayan'ın bir bürokratik hatanın kurbanı olduğunu savunan Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çocuğun ana sözleşmesinin iptaline ilişkin hiçbir iradesi yok. Hem Oğulcan'ın hem de kulübümüzün avukatları bunu ısrarla ileri sürmelerine rağmen bir netice alamadık. Rizespor'un açtığı davada Galatasaray ile ilgili herhangi bir tazminat talebi olmamasına rağmen UÇK'nin kendi yargılama usulünde sadece taleple ilgili karar vermesi gerekirken, Oğulcan'a verilen para cezasından Galatasaray Kulübü de sorumlu tutuluyor. Yani talebin dışında bir karar veriyor. Oğulcan, Rizespor da hiç oynamamış gibi Kayserispor'a ödenecek bonservis bedelinin tamamı ceza yazılarak, Oğulcan'ın bunu ödemesi kararlaştırılıyor. UÇK bu zamana kadarki uygulamalarında disiplin cezası veremez. Burada maalesef 6 maç ceza vermiştir, Tahkim Kurulu da 3 maç olarak onaylamıştır. İlk defa böyle bir kararla karşı karşıya kalıyoruz. Benzer nitelikte olabilecek bütün kararlar UEFA'dan dönmüş durumda. UEFA, 'Futbolcu kulübün kölesi değil, onun iradesi olmadan sözleşmesini tek taraflı uzatamazsınız.' diyor. Biz dosyamızı tamamlıyoruz, pazartesi günü bölge adliye mahkemesine başvuracağız. Gerekirse konuyu UEFA'ya götüreceğiz. Çünkü karar yanlıştır, hukuki dayanaktan yoksundur."

Yusuf Günay, Fenerbahçe ile oynadıkları maçın ardından PFDK'nın sarı-lacivertli kulübe verdiği cezalar hakkında ise, "Talimatlara aykırılık maddesinden ceza verilmemiş. Saha olaylarından bir ceza verilmiş. Bir de pandemi nedeniyle ceza verilmiş. Maçta olanları herkes gördü. Stada usulsüz giren çok sayıda kişi var. Bir federasyon görevlisi bana sayının 3 bin kişi olduğunu söyledi. Bunun cezasını veren yasa 6222 sayılı yasadır. Bu şahısların kimler tarafından stada alındığı mutlak suretle açıklanmalıdır. Galatasaray olarak kurallara uygun davranmayı kendimize şiar edindik ve o şekilde davranıyoruz. Herkesten de buna uymasını bekliyoruz. Verilen cezalara bakıyoruz, adalete, hakkaniyete ve vicdana uygun olmayan kararlar. Galatasaray olarak elbette başarının peşindeyiz ama bu başarı legal olmalı, meşru olmalı. Hakka, adalete ve vicdanlara sığar bir şekilde olması lazım. Yoksa herkesin gözü önünde olayları yaşadık. Stada sağlık çalışanı adı altında çok sayıda militan taraftar yerleştirip, sahada hakeme ve rakip takıma baskı yapmak suretiyle sonuca etki etmek... Çok şükür böyle bir şey mümkün olmadı. Takımımız çok iyi bir oyunla galip geldi." değerlendirmesinde bulundu.

Arda Turan'a verilen cezanın da Türk spor tarihinde bir ilk olduğunu dile getiren Günay, "Galatasaray soyunma odasına kimlerin gireceği net şekilde bellidir. Kendi aralarında yaptıkları bir sevinçte edilen bir söylem, kaynağı belirsiz bir şekilde sosyal medyada yerini almak suretiyle... Ne gözlemci ne de temsilci raporunda var. Kimsenin haberi yok, hiçbir şeye etkisi yok. Yine hukuka, mantığa, vicdana aykırı bir şekilde bu cezalar verilmiştir. Galatasaray Kulübünün gerçekten düşmanı çok. Çünkü başarının düşmanı çok. Biz de bunun farkındayız. Sonuna kadar hukuk içinde mücadelemizi devam ettireceğiz." diyerek sözlerini tamamladı.

 

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.