Nazlı Ilıcak'tan başörtüsü fetvası

Nazlı Ilıcak'tan başörtüsü fetvası

Umrede kendisine "köylü güzeli" lakabı takılan Ilıcak, Emine Erdoğan'ın tesettürüyle ilgili bakın neler söyledi?

Sabah Gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak da Umre gezisi yaptı. Umre'de gördüklerini yaşadıklarını kaleme aldı.

Ilıcak gezi öncesi iki engelle karşılşamış. Birincisi pasaportuyla ilgili ikincisi de vize işlemleri... Ama azmin elinden bir şey kurtulmuyor ve Ilıcak Umre yolculuğuna dört dörtlük hazırlanıyor.

Gidiş yolunda, Suudi Arabistan uçağında, eşarbını 'Ayşe teyze usulü' çenesinin altından bağlayan Ilıcak, uçak indikten sonra gerektiği biçimde örtünüyor. Ilıcak, ayrıca önemli bir noktaya parmak basıyor... Başbakan'ın ve bakan eşlerinin türban bağlama şeklinin umreye uymadığını gözlemliyor.

İşte Ilıcak'ın umrede yaşadıkları;

Gidiş yolunda, Suudi Arabistan uçağında, Meyra inişe yakın siyah bonesini taktı; eşarbı bağlamaya çalışıyor. Ben ise, "Ayşe Teyze usulü" eşarbı, çenemin altından bağlamakla yetiniyorum. Tabii ki, uçak indikten sonra, gerektiği biçimde örtündüm.

MEDİNE'DE İLK GECE

Geldiğimiz günün ilk gecesi, Mescid-i Nebevi'ye gittik. Hz. Muhammed, Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer, burada -Yeşil Kubbe'nin altında- yatıyor. Bu kutsal mekânın elbette bir edebi, erkânı var. Yanlış yaparız endişesiyle, Meyra ile ben, Melek İpek'e adeta yapıştık. O bize yol gösterdi.
Melek İpek, "Gece saat 22'den sonra, Cennet Bahçesi kadınlara açılıyor; Orada namaz kılacağız" diyor.
- Cennet Bahçesi???
- Hz. Muhammed (s.a.v) "Evimle (kabrimle) minberim arasında namaz kılan, cennette namaz kılmış gibidir; bin namazdan hayırlıdır" buyurmuş...
O zaman dikkat ettim; Mescid-i Nebevi'de bütün halılar bordo ile vişne çürüğü arasında bir renk. Ama insanların çok kalabalık olduğu, namaz kılarken birbirinin üzerinden atlayarak geçtiği bir yerde halılar yeşil. İşte Cennet Bahçesi orası.

Biz nasıl yeşil halıya ulaşacağız ve bir seccadelik yer bulup namazımızı nasıl kılacağız!!! Kalabalığı yarmak mümkün olabilecek mi? Meyra ile beraber Melek İpek'e tutunduk ve kendimizi bir süre sonra kabrin "başucu" denilen yerinde bulduk.

Üç yapışık kardeş gibi kıldık namazımızı, ettik duamızı. O an fark ettim ki, burada müthiş bir enerji var; avuçlarım yanıyor adeta ve içim huzur doluyor. Cennet Bahçesi'nde insan yenileniyor; tazeleniyor.

EN ŞIK HANIM

Evdeki pantolon ya da uzun gömleklerimle idare ederim diye sakın düşünmeyin. Şunu söyleyeyim: Bizim başbakan ya da bakan eşlerimiz tesettürlü ama o kapalı kıyafetler bile buraya uymaz. Medine ve Mekke ibadet merkezi. Herkes ona göre giyiniyor. Medine'de, erkeklere bir mecburiyet yok. Sadece Mekke'de, o da Umre'de, (Tavaf ve Say sırasında) ihrama giriyorlar; tek omuzu açıkta bırakan havluyu bağlıyorlar. Kadınlarda ise, kıyafet açısından, Medine ve Mekke'de değişen bir şey yok. Yalnız, diledikleri bir kıyafeti ihram olarak seçip, Umre'ye niyet ediyorlar. O kıyafet üzerlerindeyken, hem erkeklerin, hem kadınların boy abdestlerini bozacak bir davranışta bulunmaları yasak.

Ayrıca, temizlenmek için özel, alkolsüz sabun kullanıyorlar. Buranın da bir şıklığı var. Bence Umre'nin en şık 3 hanımı, Esin Demirören, Hülya Yılmaz ve Yasemin Peküp'tü. Özel oyalı eşarpları ve ipek tunikleriyle güzel bir 3'lü oluşturuyorlardı. Hatta oyalarına özendim, ben de İstanbul'dan getirdiğim çevreyi başıma bağladım. Fakat uyum konusunda o başarıyı yakaladığımı söyleyemem. Hatta Mehmet Ali, "köylü güzeli" diye bana takılıyordu

Etiketler :