Necmettin Erbakan sessizliğini bozdu

Necmettin Erbakan sessizliğini bozdu

Tedavisi süren Milli Görüş Lideri Prof. Erbakan'dan mesaj geldi.

Saadet Partisi lideri Necmettin Erbakan, partisinin il başkanları toplantısına mesaj gönderdi: "Ülkemiz tarihi bir süreçten geçmektedir. Gelinen nokta göstermiştir ki, kurtuluşun yegane adresi Milli Görüştür. Çünkü bu milletin aslı, biziz. Tarihi, inancı değeri biziz."

Saadet Partisi il başkanları ve il müfettişleri toplantısı yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Salonda Erbakan’ın mesajı okundu.

Saadet Partisi il başkanları ve il müfettişleri toplantısı, ülke genelindeki yoğun kış şartlarına rağmen yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Saadet Partisi Genel Başkanı ve Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın hastanede devam eden tedavisi nedeniyle toplantıya, Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Kamalak başkanlık etti. Başkent Öğretmenevi’ndeki toplantıya mesaj gönderen Milli Görüş Lideri Erbakan, mesajın okunmasının ardından il başkanları ve il müfettişleri tarafından uzun süre alkışlandı.

ERBAKAN’DAN MESAJ

Erbakan mesajında il başkanlarından, 12 Haziran tarihi seçimleri için iman, heyecan ve coşku ile çalışmalarını isteyerek, “Ülkemiz tarihi bir süreçten geçmektedir. Gelinen nokta göstermiştir ki, kurtuluşun yegane adresi Milli Görüştür. Çünkü bu milletin aslı, biziz. Tarihi, inancı değeri biziz. Milli Görüşün temeli sevgi, şefkat, barış ve kardeşliktir. Herkesin mutluluğunu istemek vardır. Bu nedenle üzerimizdeki vebal ve sorumluluk büyüktür. Umut sizdedir. Umut Milli Görüştedir. Sizler Küdüs’ün Selahattinleri, Malazgirt’in Alparslanlarısınız . Sizler asrın Ulubatlı Hasanlarısınız. Selam olsun size” ifadelerini kullandı.

Saadet Partisi’ndeki şuurlanma ve çelikleşmenin devam ettiğini kaydeden Erbakan, “Bunun en güzel örneğine geçtiğimiz hafta aynı anda 957 ilçede gerçekleştirilen toplantılarda şahit olduk. Bu toplantılar ibadet aşkıyla nasıl çalışılabileceğinin en güzel ispatı olmuştur. Şunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Hizmet ve başarının temelinde zihniyet yatar. Bir insan eğer Milli Görüşçü ise, tekeden süt çıkartır. Şartlar ne kadar namüsait olursa olsun ancak Milli Görüş’e inanan yöneticiler böyle başarılı çalışmaların altına imza atar. Bu çalışmayı gerçekleştiren bütün il başkanlarımızı, il müfettişlerimizi, teşkilat mensuplarımızı tebrik ediyor, bir kez daha alınlarından öpüyorum” dedi.

Erbakan , mesajının son bölümünde, “İnşallah en kısa zamanda yeniden birlikte olacağız. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da hep birlikte, omuz omuza aynı şuur, aynı şevke ve aynı heyecanla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu dua ile hepinizi kucaklıyor, bir kez daha bağrıma basıyorum. Zafer inananlarındır, zafer yakındır” ifadelerine yer verdi.

TAHLİYE FACİASI DÜZELTİLMELİ

Toplantının açılış konuşmasını yapan Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kamalak, özellikle son dönemde tartışma konusu olan tahliyeler, Danıştay’ın başörtüsü yasak kararı ve AYM’ye bireysel başvuru hakkı getiren düzenlenmeler hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Özellikle son dönemde çok tartışılan tahliyeleri eleştiren Kamalak, “Bu konuya nerden bakarsak bakalım tam bir faciadır. Bir kimse 10 yıl içeride tutuluyor. Bu siz, babanız, amcanız olabilirdi. 10 yıl suçsuz sekilde cezaevinde kaldıktan sonra suçsuzsunuz denerek serbest bırakılması mümkün mü? Tersini düşünelim. Belki gerçekten tahliye edilen kişi iddia edildiği gibi 180-200 kişinin katili. Bu tahliyeleri fırsat bilerek, çıktıktan sonra katliamlara devam edecek” diye konuştu.

Mevcut yönetim ve sistemin bu problemleri çözmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Kamalak, “Bu problemleri bu hale getiren zaten mevcut yönetim ve mevcut düzen değil midir? O halde bu sistem değiştirilmelidir. Kim değiştirecek? Siz değiştireceksiniz” diye konuştu.
Bu düzenin devam etmesini kimsenin savunmadığını kaydeden Kamalak, “Ne taraftan bakarsak bakalım kabul etmek mümkün değil. Her şey den önce bir hukuk devletinde, bir kanun suçlu olsun olmasın bir kimsenin 10 yıl içeride tutulmasını öngöremez. Hukuk devletinde bunu kabul etmek mümkün değildir. Şu halde bu kanunun düzeltilmesi lazım. Düzeltecek olan sizlersiniz” diye konuştu.

HİÇBİR KANUNDA YASAK YOK

Danıştay 8. Dairesi’nin ALES kılavuzundaki başörtüsü yasağına sert tepki gösteren Mustafa Kamalak, Anayasa’nın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir hukuk devleti olduğunu belirterek, hukuk devletinde asıl olan ise özgürlükler ve hürriyetler olduğunu kaydetti.

Anayasa’nın 13.maddesine göre özgürlüklerin ancak kanunla sınırlandırılabileceğini vurgulayan Kamalak, “Türkiye cumhuriyeti devletinde, başörtüsü yasak diyen bir kanun var mıdır? Ortada başörtüsünü yasaklayan bir kanun var mı? Yoktur. O zaman efendim kanun yok ama ortada mahkeme kararları var diyorlar. Peki mahkemelerin ortada bir kanun olmadan, kanuna dayanmadan yasak koyma yetkileri var mıdır? Anayasaya göre yok, olamaz da” diye konuştu.

Yasağa dayanak gösterilen Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay kararlarına da atıfta bulunan Kamalak, “O kararların hiçbirisi kanunlara dayanmıyor. Bundan emin olun. O kararlar darbelere dayanıyor. Gücünü tanklardan ve paletlerden alıyor. Ama hukuktan asla almıyor” dedi. Hukukun olmadığı yerde hukuksuz olayların cereyan edeceğini vurgulayan Kamalak, buna Ergenekon davasında yargılanan bir subayın bir köyden 78 kelle aldık açıklamasını örnek gösterdi.

Kamalak, ülkede kamil manada insan haklarının uygulanması ve gerçek hukuk devleti uygulamaları için herkesi Milli Görüş’e destek olmaya davet etti.

BİZ 40 YIL ÖNCE SÖYLEMİŞTİK

Referandumda kabul edilen ve Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını getiren düzenlemeye de ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kamalak, yeni değişiklikle Danıştay ve Yargıtay’ın verdiği kararların süper mahkeme sıfatıyla Anayasa Mahkemesi tarafından yeniden temyize tabi tutulacağını vurguladı.

Kamalak, “Anayasa Mahkemesi’nin inceleyeceği yüksek yargı kararları, insan hakları ile ilgili kararlardır. Biz Milli Görüş olarak yıllardan beri bireysel başvuru hakkını savunduk. İnsanlarımız kendi haklarını Strazburglarda, Fransalarda, Avrupalarda, AİHM’de aramadan önce Türkiye’de aramalıdır dedik. Refahyol hükümeti döneminde Adalet bakanımız, insan hakları mahkemesi kurulması için bir de tasarı hazırlamıştı. Ama günün şartlarında buna fırsat verilmedi. Ama aradan geçen süre içinde, Türkiye Milli Görüşün dediği noktaya geldi” dedi.

İnsan hakları ihlal edilmiş olan insanların Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulanabilmesi gerektiğini söyleyen Kamalak, “Yüce Milleimiz, referandumda bunu kabul etti. Şimdi yüksek mahkemelerimiz tepki gösteriyorlar. Nasıl olur? Bizim kararlarımız nihai kararlardır. Biz de yüksek mahkemeyiz. Biz de yüksek hakimleriz. Bizim kararlarımız yeniden ele alınmamalıdır diyorlar. Bize göre ise,bir hukuk devletinde Anayasanın teminatı altında bulunan hakları ihlal edilmiş olan insanlarımız, AYM’ye başvurup bu haklarımın ihlal edilip edilmediğini bir de sen incele demesinden daha tabi ne olabilir. Mademki bu haklar Anayasa’nın teminatı altındadır, Türkiye Cumhuriyeti devletinin en yüksek mahkemesi olan AYM burada bir hak ihlali olup olmadığını nihai olarak inceleyebilmelidir” diye konuştu.

KEYFİ KARARA ERBAKAN ÖRNEĞİ

Bu şekilde bir düzenlemenin ayrıca Yargıtay ve Danıştay’ın kesinleşmiş kararlarının yeniden incelenmesinin ülkedeki adaletin seviyesini yükselteceğini belirten Kamalak, “Keyfi kararların verilmesini büyük ölçüde önleyecektir” dedi.

Türkiye’de zaman zaman keyfi kararlar veren hakimler de bulunduğuna işaret eden Kamalak, “Örnek mi? 1999 yılında genel seçimlere gidilirken, Muhterem Hocamız genel seçimlere gidilirken bağımsız milletvekilliği adaylığı Anayasa çiğnenerek engellendi. Şu an o kararı veren YSK üyeleri muhtemelen emekli olmuşlardır. Kendilerine sesleniyorum. O gün belki konuşmazdınız. Ama şu an serbestsiniz. İstediğiniz televizyon kanalında ben Erbakan Hocamızın adaylığını keyfi bir kararla engellediğini ispatlamaya hazırım” diye konuştu.
Kamalak, dolayısıyla AYM’ye bireysel başvuru hakkının bir hukuk devleti gereği ve kaçınılmaz bir insan hakları uygulaması olduğunu vurguladı.

Şu karar verilmeyi bekleyen 2 milyon dosya bulunduğunu kaydeden Kamalak, “Bu sistemin ürünüdür. Böyle hukuk düzeni olur mu? Raflarda 2 milyon dosya. Peki kim çözecek bu problemi? Milli Görüş çözecek. Başka çare yok. İktidara gelmek suretiyle” diye konuştu.
 

Etiketler :