Öcalan'ın İslam Düşmanlığı

Öcalan'ın İslam Düşmanlığı

Çocukluğunda Kuran Kurslarına gönderilen daha sonra Doğu dinlerini araştıran ve sonunda inançsızlığı seçen Öcalan, hristiyanlığa ilgi duyduğunu açıkladı.

Terörist Abdullah Öcalan’ın, İmralı’da avukatlarıyla yaptığı son haftalık görüşmedeki açıklamaları Fırat Haber Ajansı’nca yayımlandı.

Gençliğinde dine yakın olan teröristbaşı Öcalan, okuduğu bir kitaptan sonra Marxist oldu... Ardından Evrimin en sıkı savunucuları arasına girdi.

Öcalan`ın avukatlarına yaptığı açıklamadan önce İslam dini, Hz. Peygamber ve Kur'an hakkında  AİHM'de yaptığı ve kitap haline getirilen  `Sümer Rahip Devletinden Halk Cumhuriyetine Doğru Özgür İnsan Savunması'ndan bazı bölümleri okuyucularımızın değerlendirmesine sunuyoruz.

İşte Öcalan'ın Evrimle ilgili düşünceleri

Öcalan’ın, Evrim Teorisi’ne inancını ortaya koyan diğer bazı ifadeleri de şöyle:

Toplumsallaşma sürecinin kendi başına dünya gezegenimizin insan eliyle gerçekleşen en temel olgu olduğu bilimce kabul görmektedir. Genelde insan dışı tüm canlı varlıklarda süren doğal evrim süreci, insan toplumunda kendi kavrama ve ifadesiyle bilinçlice sürdürülmektedir. İnsan türünün Homo Sapiens türünde günümüzün dil yapısına yol açan kavrama sürecindeki sıçrama, iradeli toplum oluşumlarına sıçratma imkanı vermiştir. Yabanıl toplum aşamasında insan grupları bir nevi gelişkin hayvan topluluklarının düzeyini yaşıyordu…"

İSLAMA VE KURAN'A AĞIR HAKARETLER

"ALLAH, ARABİSTAN TASARIMI"

"Bir Arabistan yarımadası tasarımı olarak Allah, yaklaşık Mö 2000’lerde bir ideolojik kimlik olarak bütün Semitik kabilelerin zihninde yer edinmektedir" diyen Öcalan, "Ayette geçer; Ebabil kuşlarının Habeş ordusunu attığı taşlarla perişan etme öyküsü, aslında kabile güçlerinin at ve kılıçla savaşmalarının dinsel anlatımıdır" iddiasında.

 "99 TANRI SIFATI SüMER KAVRAMLARINDAN İLERİ GELİYOR"

Allah’ın 99 isminin; Sümerlerin tarihsel gelişmeye temel katkıları olarak gösterdiği "yazının icadı", "matematik ve takvim", "devlet kurumu", yasalar", şehircilik", "tapınak", "kutsal aile", "yazılı edebiyat" gibi kavramlardan ileri geldiğini iddia ediyor. Abdullah Öcalan’ın skandal görüşleri şöyle: "çok sayıda kavram, kurum ve sistem, bu öğelere(yazı, matematik, aile, devlet, tapınak…) ilave edilebilir. Ama bu kısa tablo bile uygarlığın ana gövdesi ve kaynağının esasta oluştuğunu çarpıcı olarak ortaya koymaktadır. Daha sonra ilave edilenler, sınırlı ve niceliksel boyutludur; ayrıntılı bölmeler ve geliştirme faaliyetleridir. Sümerlerin kullandıkları ve çok sevdikleri bir deyimleri vardır. Buna ‘me’, yani ‘yasa’, uygarlık özellikleri demek de mümkündür. Yani gerçekleştirdikleri icatlarının farkındadırlar ve kutsal ‘me’ler, ‘yasa’lar olarak adlandırılmakta ve kavramlaştırılmaktadır. Şimdiye kadar bunlardan 104 tanesi sayılmış. Bu sayı daha da artacağa benzemektedir. Doksan dokuz tanrı sıfatı, bu Sümer kavramlarından ileri gelmektedir…"

CENNET: ÜTOPYA

 Teröristbaşı "Adem ile Havva’nın yaşamı" gibi olayları da "ütopya" olarak nitelendiriyor: "İlk ütopya ve destanlar Sümer kaynaklıdır. Cennet ütopyası, Adem ile Havva’nın yaşamı, cennetten kovulması, ilk Habil- Kabil kardeş kavgası ve Gılgameş’in yarı tanrı-insan kişilikli destanı yazılı olarak günümüze kadar ulaşmışlardır."

 "NAMAZ TİYATRODUR!"

 İmralı mahkumu Öcalan’ın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yaptığı ilginç savunmadan alıntılarla; İslam’a ve Müslümanlara bakışını bütün çıplaklığı ile gözler önüne sermeye devam ediyoruz. önceki bölümümüzde "Doksan dokuz tanrı sıfatı, Sümer kavramlarından ileri gelmektedir…" diyen Öcalan’ın, ibadet ve camilerimize ilişkin iddiaları da yenilir yutulur cinsten değil. Teröristbaşı, "farz olan namazın aslının tiyatro olduğunu" iddia ediyor.

 KURBAN KESİLMESİN, ORUÇ SINIRLANDIRILSIN

 "Arabistan’da halen ‘kıble’ denilen namazda yön anlayışı tanrıçaya bağlılığın bir izini teşkil etmektedir" diyen Öcalan’ın, farz olan kurban ve oruca ilişkin düşünceleri ise şöyle: "Tam bir vahşet halini alan kurban yerine, parasıyla yoksullara ve daha hayırlı işlere fon oluşturmak yararlı olacaktır. Oruç sınırlı olarak ve nefsi terbiye amacıyla uygulanmalıdır. Velhasıl tüm ibadet uygulamaları çağın ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmelidir."

 "İslam doğduğu dönemin somut koşullarıyla ortadaki dinsel düşüncenin birliğini ifade etmektedir. İbadet biçimleri ise, yeni kişiliklerini güçlendirmekten başka bir anlam taşımamaktadır."

 VE FİTNE: "PARASI İçİN EVLENDİ"

 Teröristbaşı AİHM savunmasında, Hıristiyan Batı alemine el sallamaya devam ederek, insanlığı hakka ve hakikate sevk edip dünya ve ahiret saadetlerini sağlamak üzere Allah Teâlâ tarafından gönderilen peygamberlerin sonuncusu ve alemlerin rahmeti olan Peygamber Efendimiz ve eşi Hz. Hatice’ye dil uzatmayı da ihmal etmiyor.

 Öcalan’ın "fitne" niteliğindeki ifadeleri şöyle: "Hatice olmadan Muhammed’in peygamberleşmesi mümkün görünmemektedir. Yaşça Muhammed’den büyük ve ticaret kervanına sahip olacak kadar zengin ve güçlüdür. Bu durumun kadını hor gören ve kız çocuklarını diri diri ölüme terk edecek kadar erkek egemenlikli Mekke toplumunda Hatice’nin ciddi bir çelişki teşkil edeceği açıktır. Kendi başına bu azgın toplumla baş edemeyeceğine göre, Muhammed’le ilişkileri ve evliliği çok anlamlı olmaktadır. Sevginin de ötesinde Mekke resmi toplumuna karşı bir ideolojik ve politik çekirdeğin ilk nüvesi gibidir. ölünceye kadar Muhammed’in başka kadınla evlenmemesi, saygının ötesinde Hatice’nin maddi ve manevi gücüyle bağlantılıdır."

 KUR’AN’A HAKARET

 30 bin insanımızın ölümünden sorumlu eli kanlı terörist Öcalan, Allah’ın 99 isminde olduğu gibi kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’le ilgili de dehşet verici değerlendirmelerde bulunuyor: "İdeolojik kimlik düzeyinde gerçekleştirilen, Sümer mitolojisinin üçüncü büyük versiyonu, dönüşüm geçirmiş biçimidir. İslam dogmatizminin hangi lanetli çıkarlara büyük maske yapıldığını açıklığa kavuşturmak, temel bilimsel görevimiz olmaktadır."

 "KUTSAL KİTAPLAR BİR EDEBİ KAYNAK HALİNE GETİRİLMELİ"

 Öcalan, bütün kutsal kitapların bir edebi kaynak haline getirilmesi de istiyor: "Hem çok geciktirilen dindeki reformasyonu sonuçlandırmak, hem de daha önemli olan özgür bireye yol açmak için, dini dogmayı tümüyle çözen hamleyi başarmalıyız. Bunun yolu bütün kutsal kitapları bir edebi kaynak olarak değerlendirmek, sosyolojik ve ahlaki çözümlemelerle özgür bir ahlaka doğru dönüşümden geçirmektir. Bireye dayatılan bir dogma olmaktan kesin çıkarmak gerekir."

SONUNDA AĞZINDAKİ BAKLAYI çIKARIYOR

 Marks ve Hegel hayranı olan Öcalan, Musevilik ve Hıristiyanlığı İslam’dan üstün tutuyor. İslam’ın Kürtleri ezdiğini ileri sürüyor.

 İslam’a, Kur’an’a, Hz. Peygamber’e ilişkin görüşlerini aktardığımız teröristbaşı Öcalan’ın, İslam düşmanı olan komünist ideolojinin kurucusu Marks ve Hegel hayranlığı dikkat çekiyor. Öcalan AİHM savunmasında aynen şöyle diyor: "Şüphesiz tarihin doğru yorumlanmasında Marks ve Hegel’in yöntem anlayışları büyük önem taşır, bunlar geçerliliklerini de yitirmiş olmaktan hâlâ uzaktır."

VE ÖCALAN'IN SON AÇIKLAMALARI

HRİSTİYANLIK ÜZERİNDE DURUYORUM

 “Aslında Paskalya dolayısıyla Süryanilere ilişkin bir mesaj vermeyi düşünüyordum. Sadece Süryanilerle ilgili de değil, bütün Hıristiyanlara ilişkin bir mesaj vermek istiyordum. Ben Hıristiyanlık üzerinde epeyce duruyorum, araştırmalarım var. Islam ile Hıristiyanlığı ve Yahudiliği kıyaslıyorum. Hıristiyanlığa bazı haksızlıklar yapıldığını da düşünüyorum. Süryaniler Doğu Hıristiyanlığını temsil ediyor, Doğu’ya aittir. Batı Hıristiyanlığı özel olarak Doğu Hıristiyanlığını anlamalıdır. Ortadoğu’nun da bir Rönesansa ihtiyacı var; sadece Kürtler açısından değil, Süryaniler ve tüm Ortadoğu halkları için. Onların bayramlarını da bu temelde kutluyorum. SON SAYFA

Etiketler :