Okumadan karar veren A. Hakan yine çuvalladı!

Okumadan karar veren A. Hakan yine çuvalladı!

Dün (28.12.10) gazetesindeki köşesinde, hiç araştırma ve okuma zahmetine girmeden çiziktiren ünlü köşe yazarı Ahmet Hakan Diyanet İşleri Başkanı’na dil uzatmaktan çekinmemiştir.

Dün (28.12.10) gazetesindeki köşesinde, hiç araştırma ve okuma zahmetine girmeden çiziktiren ünlü köşe yazarı Ahmet Hakan Diyanet İşleri Başkanı’na dil uzatmaktan çekinmemiştir.

Bu şahsın mahalleden ayrıldıktan sonra çok değiştiği bilinmektedir. Zaman zaman eski mahallesindeki yanlışlara değinmek yerine, bir yerlere şirin görünmek için dine, dindarlara ve dini değerlere karşı da acımasız olabildiği ve haksız ithamlarda bulunduğu da konuşulmaktadır.

Bu seferde kendisi, hakkında böyle düşünenleri yanıltmamış ve maalesef onları haklı çıkartmıştır. Nitekim o Diyanet İşleri Başkanı’nı itibarsızlaştırmak için köşesine dedikoduları almaktan ve Başkanın söylemediğini sözleri söylemiş gibi gösterip onu suçlamaktan ve toplum nezdindeki saygınlığını yıpratmaktan kaçınmamıştır.

O gazetedeki köşesinde şöyle demektedir:

““Twitter için İslami hüküm

DİYANET İşleri Başkanı, Twitter'ı neredeyse harama yakın bir yere oturtunca...
Aklıma televizyon ilk çıktığında meşhur olan “Televizyon seyretmek günah mıdır?” sorusuna verilen cevap geldi:
Televizyon bıçak gibidir... Adam kesmek için kullanırsan zararlı, ekmek kesmek için kullanırsan yararlıdır...”
Madem bu cevap, hâlâ aşılamamıştır.
O halde aynı mantığı neden Twitter için kullanmayalım?
“Twitter bıçak gibidir... Adam kesmek için kullanırsan günah, ekmek kesmek için kullanırsan sevap.”
Gerçi biz pek ekmek kesmek için kullanmıyoruz ya...
Neyse... Neyse... “ (28.12.2010, Hürriyet)


Oysa Saygıdeğer Prof. Dr. Mehmet Görmez, Diyanet’in resmi sitesinde yaptığı açıklamada bu iddialarla alakalı olarak asla böyle bir söz söylemediğini ve sözlerinin çarpıtıldığını ifade etmesine rağmen, hala Başkanın Facebook ve Twitter’e karşı olduğunu ima eden, hatta ima etmek bir yana `harama yakın bir yere oturtmakla` itham eden sayın Hakan yine baltayı taşa vurmuştur.

Kendisiyle aynı gün ve saatlerde bir başka papyonlu monşerin de özel bir tv kanalında aynı söylemleri insanların zihinlerine yerleştirmeye çalışmış olması da oldukça düşündürücüdür ve üzerinde ciddi olarak durulması ve çalışılması gerekmektedir. Bunu sadece tesadüfe bağlamak, bize pek ikna edici görünmemektedir. O da tıpkı o papyonlu monşer gibi “zaten bu din adamları her türlü teknolojik gelişmeye ve ilerlemeye karşı çıkan gerici yobazlardır” anlamına gelen sözleri alaycı bir dil kullanarak köşesinde tekrarlamışlardır.

Sayın Ahmet Hakan’ın Başkanın bu konudaki yazılı açıklamaları Diyanet’in resmi sitesinde yer almaktayken, hala bu resmi açıklamayı görmezden gelerek ve hiç okumayarak saygıdeğer GÖRMEZ’i “Twitter'ı neredeyse harama yakın bir yere oturtmakla” suçlamasının iyi niyetten, adaletten, insaftan ve hakkaniyetten yoksun olduğu anlaşılmaktadır.

Nitekim Diyanet İşleri Başkanı Sayın GÖRMEZ yayınlanan bu mesajında şunları ifade etmektedir.

 “Söz konusu mesaj ve makalede Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet GÖRMEZ, haberlerde iddia edildiği gibi Facebook, Twitter gibi sosyal paylaşım ağlarını zehirli aygıtlar olarak nitelememiş hatta sosyal paylaşım sitelerinin adını dahi zikretmemiştir. Sadece ülkemizde değil; dünyanın dört bir yanında sosyal paylaşım ağlarının, elinde medya gücü olmayan bireyler için ne denli önemli bir misyona sahip olduğunu bilen, bu alandaki gelişmeleri yakından takip eden ve bu konuda bazı çalışmaları da bulunan Prof. Dr.  GÖRMEZ böyle bir düşünceye sahip değildir.”

Görüldüğü üzere Diyanet İşleri Başkanı bu açıklamasında sözlerinin nasıl çarpıtıldığına açıklık getirmekte, meselenin doğrusunu güzel bir şekilde ortaya koymakta ve sosyal paylaşım ağlarının önemine dikkatleri çekmektedir.

Ancak Ahmet Hakan’ın bu açıklamayı okumadan, araştırma zahmetine girmeden kulaktan dolma bilgilerle ve elinde hiç bir data olmadığı halde Başkanın itibarını zedeleyecek tarzda böyle yazması çok yanlış ve çirkin olmuştur.

Herhalde Hakan’ın gerçek niyeti hakikatlerin anlaşılması değil, kafaların biraz daha karıştırılmasıdır. Zira Hakan, kamuoyunu doğru bilgilendirmekten ziyade, göreve yeni gelmiş bir başkanı sindirmek, korkutmak, medya gücü ile neler yapılabileceğini ona göstermek, onun cesur adımlar atmasına bir şekilde engel olmak isteyen çevrelerin yanında yer almakla ve aldığı bu görevini tam olarak yapıyor olmanın verdiği mutlulukla yeni bir yıla huzur içinde ve hiçbir vicdan azabı çekmeden girebileceklerdir...

Sayın Hakan İslamiyet'e karşı nefret duygularıyla dolu kolonyalist ve emperyalist bir zihniyete sahip sözde bir Batılı aydının tavır ve duruşunu andıran bir usül ve yöntemi seçerek, Başkanın vermediği fetvayı vermiş gibi göstermiş ve onu “Twitter'ı neredeyse harama yakın bir yere oturtmakla“ itham etmekten çekinmemiştir.

Kanaatimizce İlahiyat Fakültesinde biraz da olsa okuyan, aynı zamanda bir müftünün oğlu da olan sayın Hakan’ın bu yaptığının ne kadar yanlış olduğunu söylemeye ve ona hatırlatmaya gerek yoktur.

Görüldüğü üzere kendi diline, kültürüne, tarihine, medeniyetine ve dini değerlerine bu kadar yabancılaşan, sömürgeci güçlerin arzu ve emellerine uygun hareket etmeyi görev bilen ve onları memnun etmek için her yolu mübah gören sözde aydın geçinenlere karşı çok dikkatli olunması gerektiği hususu bir kez daha net bir şekilde anlaşılmaktadır.

Kısaca, Diyanet İşleri Başkanı’nın söylemediği sözleri söylemiş gibi sunan, gerçekleri çarpıtan, Başkanın ve temsil ettiği Başkanlık makamının itibarını zedelemeyi amaçlayan, onu yıpratan ve hedef gösteren, insanların kafasında olumsuz soru işaretleri uyanmasına yol açan, tüm dindarları teknoloji karşıtı gibi gösteren ve  bunu da büyük bir pişkinlike yapan ve Başkanı
“Twitter'ı neredeyse harama yakın bir yere oturtmakla” itham eden Sayın Hakan ın, seçkinci ve jakoben olanlara özenmek yerine özüne dönmesini tavsiye ediyor ve üzdüğü Başkandan, onun camiasından  ve yanılttığı okurlarından köşesinde derhal özür dilemesini bekliyoruz.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

DİYANETHABERLER.COM

Etiketler :