Onursuzluğu kabul edemezdik

Onursuzluğu kabul edemezdik

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BM Güvenlik Konseyinin İran'a yaptırım kararı almasıyla ilgili olarak önemli açıklamalarda bulundu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BM Güvenlik Konseyinin İran'a yaptırım kararı almasıyla ilgili olarak ''Biz 'hayır' dememiş olsaydık, kendimizi inkar etmiş olurduk, imzalarımızı inkar etmiş olurduk, bu onursuz bir davranış olurdu. Biz bu onursuzluğu kabul edemezdik. Çünkü tarih bizi affetmez'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin İran'a yaptırım kararı almasında Türkiye'nin neden ''hayır'' oyu verdiğini açıkladı. Erdoğan, ''Biz 'hayır' dememiş olsaydık, kendimizi, imzalarımızı inkar etmiş olurduk, bu onursuz bir davranış olurdu'' dedi.

Erdoğan, Four Seasons Oteli'nde Türk-Arap İşbirliği Forumu (TAF) Dışişleri Bakanları 3. Toplantısı ile TAF Ekonomi Forumu 5. Toplantısının ortak açılışında yaptığı konuşmada, BM Güvenlik Konseyi'nin İran'a nükleer programı nedeniyle yeni yaptırımlar getiren kararını değerlendirdi.

İran'ın nükleer çalışmalarıyla ilgili olarak Brezilya ile birlikte inisiyatif aldıklarını anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu arada bir hususu da burada netleştirmek istedim: BM Güvenlik Konseyi dün bir karar aldı. Biz, en başından itibaren meselenin diplomasi yoluyla çözümünü savunduk ve dün de olumsuz oy verdik.

Burada bir şeyi açıklayacağım. O da şudur; biz Tahran Anlaşmasına giderken, bu anlaşmanın adımlarını atarken, BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinin hepsiyle bu işin müzakerelerini yaparak bu adımı attık. Daha detayına girmiyorum, buna gerek yok. Bizim buradaki hedefimiz her şeyi masada çözmek. Silahla, ambargoyla, dışlamayla bir neticeye gidilmiyor. Dünya bunun örneklerini gördü ve bedelini çok ağır ödedi."

TAHRAN'DAKİ İMZALAR DİPLOMASİ ZAFERİ

Başbakan Erdoğan, Tahran'a diplomasiyi, barışı egemen kılmak için gittiklerini ve Tahran'daki atılan imzaların bir diploması zaferi olduğuna inandıklarını belirterek, şunları kaydetti:

''Anlaşma yapıldı, gerek şahsım gerek Dışişleri Bakanım hemen ilgili ülkeleri birinci derecede aramaya başladık, kendilerini bilgilendirdik. Kendilerini ararken hepimize söyledikleri şu oldu; 'bu yaptığınız diplomatik bir zaferdir, sizi takdir ve tebrik ediyoruz. Bunu daimi üyeler de böyle söyledi. ABD, Rusya, Çin, Fransa, İngiltere, Almanya hepsi böyle söyledi. Dün ne dediler, 'hayır'. Niye hayır, niye yaptırım, niye acele ediyorsunuz? Eğer İran sözünde durmazsa bu adımı atın ama şu ana kadar İran sözünde durdu, mektubunu gönderdi ama Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının gönderdiği cevabi mektup oradaki mektubun bir devamı istikametinde olmadı.

Tahran Anlaşmasının da masada kalması için gayret göstereceğiz, çünkü artık dünya diplomasiyle yürütülmeli. Onun için de diyorum ki, diplomasi, diplomasi, diplomasi... Bunu başarmalıyız.''

KENDİMİZİ İNKAR ETMİŞ OLURDUK

Başbakan Erdoğan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin İran'a yaptırım kararı almasıyla ilgili olarak, ''Biz 'hayır' dememiş olsaydık, kendimizi inkar etmiş olurduk, imzalarımızı inkar etmiş olurduk, bu onursuz bir davranış olurdu. Biz bu onursuzluğu kabul edemezdik. Böyle bir yanlışa ortak olmak istemeyiz. Çünkü tarih bizi affetmez. Gelecek kuşaklar nesiller bizi affetmez. Onun için 'Biz duruşumuzu omurgalı sergilemek durumundayız' dedik ve bu adımı attık. Bugün de meselenin diplomatik yollarla çözülmesini sağlıyoruz, bu çabalarımız devam edecek ve çıkan sonuca kimsenin başka anlamlar yüklememesi gerektiğini hatırlatmak istiyorum'' dedi.

GAZZE ABLUKA ALTINDAYKEN BÖLGEYE BARIŞ GELMEZ

Konuşmasında Gazze'ye uygulanan ablukaya da değinen Başbakan Erdoğan, yıllardır uluslararası toplumun, uluslararası örgütlerin insanlık dışı uygulamalara göz yumduklarını ve alttan alta da teşvik ettiklerini dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Bu süreç artık bu şekilde devam edemez, etmemeli. Gazze abluka altındayken bölgeye barış ve istikrar gelmez. Bu noktada Arap ülkelerinin de meselenin barışçıl yollardan çözümü için artık daha fazla inisiyatif almalarını beklediğimizi bir kardeşleri olarak ifade ediyorum. Daha fazla inisiyatif. Filistin İsrail sorunu ortada böylece dururken hiçbir ülkenin tam anlamıyla refah ve istikrarı tesis edemeyeceği artık acı tecrübelerle sabit olmuştur. Gün ihtilafları çoğaltma değil, ittifakları güçlendirme günüdür. Gün barış adına daha fazla emek sarf etme günüdür. Ne ben, ne hükümetim, ne Türkiye bölgede rol kapmanın, şov yapmanın peşinde değiliz.''

DEVREYE KİRLİ BAZI ELLER GİRİYOR

Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan diğer ifadeleri şunlar:

• Türkiye'nin Batı'dan koptuğunu iddia edenler, art niyetli, kötü niyetli bir propagandanın taşeronlarıdır.

• Yüz yıl boyunca Türkiye ile Arap dünyası, işte bu art niyetli propagandanın bir neticesi olarak birbirine sırtını dönmüş, birbirinden uzak kalmıştır.

• Türk dış politikasında bir eksen kaymasından, bir yön değiştirmeden bahsedenler, açık söylüyorum gelişmeleri görmeyenlerdir, görmek istemeyenlerdir.

• İngiltere, Almanya, İtalya, ABD geliyor, Arap ülkelerinde yatırım yapıyor ama iş, Türkiye'nin arap ülkelerine, Arap ülkelerinin Türkiye'ye yatırımına gelince devreye kirli bazı eller giriyor, kirli bir propagandayla süreci engellemeye çalışıyor.

OECD'nin yapmış olduğu tahminlere göre, Türkiye 2011-2017 yılları arasında yılda yaklaşık ortalama yüzde 6,7 büyüme oranı ile OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomi olacak.

• Böyle bir ekonomiyle, dostunuz, kardeşiniz olan bir ülkeyle yatırımlarınızı her alanda yoğunlaştırmanızı sizlerden rica ediyorum.

AA

 

Etiketler :