Ortadoğu'da dengeler değişiyor
Türkiye'nin bu yükselişinden en büyük kaybı İsrail alacak.
Türkiye'nin bu yükselişinden en büyük kaybı İsrail alacak. İsrail'in Özgürlük Filosuna saldırması, Türkiye'ye bir uyarı niteliği taşıyor.
Birleşik Arap Emirlikleri'nde Arapça yayımlanan el Beyan gazetesinin internet sayfasında, Muhammed Akif Cemal imzasıyla neşredilen makalede konuyla ilgili şunlara yer verildi;
"Eskiden Osmanlı İmparatorluğu, Orta Doğu'nun tek hâkimiydi. Bu durum 400 yıl sürdü ta ki Birinci Dünya Savaşı'na kadar. Bu tarihten sonra güç, savaşı kazanan tarafa geçti yani İngiltere ve Fransa'ya. Bu iki ülke, Orta Doğu'nun yeni haritasını çizmeye başladı ve bölge ülkelerinin yeni dengelerini kurdular.
Bu arada Atatürk'ün liderliğinde, yeni Türkiye, (Osmanlı İmparatorluğu'nun varisi) bölgeye sırtını döndü, Avrupa ve Batı'ya yöneldi. Ancak İngiltere ve Fransa, İkinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar bölgede aktif rol oynamaya devam etti.
Bu tarihten sonra bölgede ve dünyada iki yeni güç ortaya çıktı (ABD ve Sovyetler Birliği). Bu güçlerin çıkmasıyla birlikte İngiltere ve Fransa'nın bölge ve dünya üzerindeki güçleri gölgede kaldı. Bu iki güç, Orta Doğu'nun coğrafyasını yeniden çizmeye başladı. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Arap bölgesi ülkeleri örneğin Irak, Suriye, Libya ve Cezayir Sovyetler Birliği'nin yardımıyla yeni dengelere karşı direniş gösterdi ve Filistin meselesi bölgedeki Arap ülkelerinin ana direniş sembolü oldu.
Arkasına ABD'nin tam desteğini alan İsrail, bölgede söz sahibi olmaya başladı. Batı'nın şımarık çocuğu İsrail, bölgedeki Arap ülkelerine küstahça davranmaya başladı. Batı'nın ve ABD'nin tam desteğini arkasına aldı ve Arap ülkelerinin pasif kalmasıyla birlikte bölgede istediği gibi davrandı.
Bunların son örneği ise önce Lübnan'a sonra Gazze'ye yaptığı saldırı ve kuşatma. Bu durum karşısında Arap rejimlerinin sesiz kalması, Arapların bölgedeki gücünü tamamen felç etti.
Ancak son dönemde, bu adaletsiz dengelerin değişeceğini hissetmeye başladık. Bölgede yeni güç hâline gelen ve bölgede aktif politika üreten Türkiye, bölgedeki taşları yerine oturtmaya çalışıyor.
Türkiye'nin bölgede oynadığı rol gittikçe önem kazanıyor: İsrail ile Suriye arasında dolaylı görüşmeleri sağlama, İslamabad ile kabul görüşmelerine ev sahipliği yapma ve İran'ın nükleer programına çözüm bulma çabaları, bütün bölge ve özelikle Arap ülkeleri tarafından saygıyla karşılanıyor.
Ancak birileri Türkiye'nin, bölgedeki bu barışçı rolünü hazmedemiyor ve bu yükselen rolünü engellemek istiyor. İşte Türkiye'nin büyümesi ve bölgede söz sahibi olması İsrail'in işine gelmiyor. Çünkü Türkiye'nin büyümesi, bölgenin dengelerini yerine oturtacak ve İsrail bölgede her istediğini yapamayacak.
İsrail'in Özgürlük Filosuna saldırması, Türkiye'ye bir uyarı niteliği taşıyor. Ancak Türkiye, sahip olduğu askerî ve ekonomik güçle bölgede ve dünyada sesini duyuracak bir güç olmayı başardı. Türkiye'nin bu yükselişinden en büyük kaybı İsrail alacak.
Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, bu girişimi, Türkiye'nin dünya çapında bir güç olmasının bir göstergesi."
BYEGM
"Eskiden Osmanlı İmparatorluğu, Orta Doğu'nun tek hâkimiydi. Bu durum 400 yıl sürdü ta ki Birinci Dünya Savaşı'na kadar. Bu tarihten sonra güç, savaşı kazanan tarafa geçti yani İngiltere ve Fransa'ya. Bu iki ülke, Orta Doğu'nun yeni haritasını çizmeye başladı ve bölge ülkelerinin yeni dengelerini kurdular.
Bu arada Atatürk'ün liderliğinde, yeni Türkiye, (Osmanlı İmparatorluğu'nun varisi) bölgeye sırtını döndü, Avrupa ve Batı'ya yöneldi. Ancak İngiltere ve Fransa, İkinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar bölgede aktif rol oynamaya devam etti.
Bu tarihten sonra bölgede ve dünyada iki yeni güç ortaya çıktı (ABD ve Sovyetler Birliği). Bu güçlerin çıkmasıyla birlikte İngiltere ve Fransa'nın bölge ve dünya üzerindeki güçleri gölgede kaldı. Bu iki güç, Orta Doğu'nun coğrafyasını yeniden çizmeye başladı. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Arap bölgesi ülkeleri örneğin Irak, Suriye, Libya ve Cezayir Sovyetler Birliği'nin yardımıyla yeni dengelere karşı direniş gösterdi ve Filistin meselesi bölgedeki Arap ülkelerinin ana direniş sembolü oldu.
Arkasına ABD'nin tam desteğini alan İsrail, bölgede söz sahibi olmaya başladı. Batı'nın şımarık çocuğu İsrail, bölgedeki Arap ülkelerine küstahça davranmaya başladı. Batı'nın ve ABD'nin tam desteğini arkasına aldı ve Arap ülkelerinin pasif kalmasıyla birlikte bölgede istediği gibi davrandı.
Bunların son örneği ise önce Lübnan'a sonra Gazze'ye yaptığı saldırı ve kuşatma. Bu durum karşısında Arap rejimlerinin sesiz kalması, Arapların bölgedeki gücünü tamamen felç etti.
Ancak son dönemde, bu adaletsiz dengelerin değişeceğini hissetmeye başladık. Bölgede yeni güç hâline gelen ve bölgede aktif politika üreten Türkiye, bölgedeki taşları yerine oturtmaya çalışıyor.
Türkiye'nin bölgede oynadığı rol gittikçe önem kazanıyor: İsrail ile Suriye arasında dolaylı görüşmeleri sağlama, İslamabad ile kabul görüşmelerine ev sahipliği yapma ve İran'ın nükleer programına çözüm bulma çabaları, bütün bölge ve özelikle Arap ülkeleri tarafından saygıyla karşılanıyor.
Ancak birileri Türkiye'nin, bölgedeki bu barışçı rolünü hazmedemiyor ve bu yükselen rolünü engellemek istiyor. İşte Türkiye'nin büyümesi ve bölgede söz sahibi olması İsrail'in işine gelmiyor. Çünkü Türkiye'nin büyümesi, bölgenin dengelerini yerine oturtacak ve İsrail bölgede her istediğini yapamayacak.
İsrail'in Özgürlük Filosuna saldırması, Türkiye'ye bir uyarı niteliği taşıyor. Ancak Türkiye, sahip olduğu askerî ve ekonomik güçle bölgede ve dünyada sesini duyuracak bir güç olmayı başardı. Türkiye'nin bu yükselişinden en büyük kaybı İsrail alacak.
Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, bu girişimi, Türkiye'nin dünya çapında bir güç olmasının bir göstergesi."
BYEGM
