Orucu korumanın üç şartı

Orucu korumanın üç şartı

Fırsatlar çabuk gider. Gidince de kıymetli olur. Geçmiş Ramazanlara bakabilirsiniz. Ne bırakarak gittiler?

Fırsatlar çabuk gider. Gidince de kıymetli olur. Geçmiş Ramazanlara bakabilirsiniz. Ne bırakarak gittiler? Geçmiş Ramazanları kendi gözümüzle değerlendirip "İyi bir Ramazandı" dememiz ne işe yarar? Allah bizim için ne dedi, amelimizi kabul etti mi? Önemli olan bu değil mi?

Müslüman hanımefendi!

Ramazan'ı baş tacı bir misafir gibi karşılamak için:

İçten gelen bir mutluluk sergilemeliyiz.

Onun hakkını vermeyi bize kolaylaştırması için Rabbimize dualar etmeliyiz.

Ramazan'a mahsus ibadetleri kulaktan dolma, neneden görme ile değil, fıkhını öğrenerek yapmalıyız. Bilhassa özel günlere ait fıkıh bilgimizi güçlendirmeliyiz.

Ramazan başlamadan biz günahlarımızdan istiğfar ederek ramazanı arınmış olarak karşılamalıyız.

Müslüman hanımefendi!

Orucu yemek içmek bozar. Gıybet, yalan, dedikodu ise berbat eder.

Orucu korumak şu üç şeydir:

1) Oruçlu kalındığı sürece yeme içmeden, cimadan uzak kalmak.

2) Oruçlunun emeklerini berbat eden gıybet, yalan gibi illetlerden arınmak.

3)  Bir kul hakkından ötürü elden çıkmasını engellemek...

Müslüman hanımefendi!

Ramazan ayı tam anlamıyla bir Kur'an ayıdır. Ramazan ayında ne kadar Kur'an okunduğunun hesabı aynı zamanda Ramazan'ın da ne oranda değerlendirildiğini gösteren önemli bir göstergedir. Bunun için Kur'an'ı bakarak okuduğumuz gibi, her Ramazan ayında bir suresini ezberleyerek, bir bölüm ayetlerinin tefsirini öğrenerek onu şefaatçimiz yapabiliriz. Tecvid kurallarına, okuma adabına riayetle okuyarak, dinleyerek, bağları tazeleyerek Ramazan'ı gerçek bir Kur'an ayına dönüştürebiliriz.

Ramazan'ı kemiren hastalıklar!

* Uyku kargaşası.

* Mutfak esareti.

* Bilhassa en değerli günleri olan son günlerinin çarşı pazarda geçirilmesi...

* Cami ve türbe ziyareti adı altında vakit israfı, Müslüman kadın için uygun olmayan görüntülerin camilerde sergilenmesi.

* Teravih namazının eğlenceye dönüştürülmesi...

* Özellikle mukabelelerde riya bataklığına düşülmesi...

* TV önünde ömrün en mübarek anlarının harcanması...

* Ramazan'a aitmiş süsü verilen "eğlencelerin" rağbet bulması...

* Kadir gecesinin birtakım sonradan icad edilmiş sembollerle asıl maksadından uzaklaştırılması.

* Şu veya bu nedenle israf edilip vebale girilmesi...

Önemli!

Ramazan ayında gözümüz yerine midemizi doyursak, hem daha ekonomik hem de vebalden uzak bir tavır sergilemiş oluruz.

Bu da Önemli!

Ramazan'da iftarlar oruçtan daha çok konuşulmamalı, fıkralar cennet ve cehennemden, Kur'an ayetlerinden daha yoğun olmamalıdır.

"Her ev inancımızın bir kalesidir. Kale güçlü ve bağlantıları sağlam olmalıdır. Evin her üyesi bir burcu tutmalı, geçişe izin vermemelidir. Eğer bu sağlanamazsa, düşmanın saldırıları ve gelen geçenin hücumu önünde kale düşmeye hazırdır.

Mümin, insanları Allah'a davet ederken bu işe önce evi ve ailesinden başlamalıdır. Zira kaleyi içerden korumakla yükümlüdür. Başkalarını davete gitmeden kendi kalesindeki açıkları kapatmalıdır.

Müslüman anne şarttır. Baba, kalenin güvenliği için yetmez. Erkek ve kız çocukları koruyacak bir baba ve anne muhakkak olmalıdır. Erkeklerin kendi aralarında bir İslam cemaati kurmaya uğraşmaları boşunadır. Kadınlar olmadan olmaz. Yeni nesli onlar himaye edecektir. Geleceğin çekirdeklerini de meyvelerini de onlar koruyabilirler." Seyyid KUTUB

Müslüman hanımefendi!

 

Çeşidi ne olursa olsun Allah, sadece kendi rızası için yapılan ibadetleri kabul eder.

 

Birilerinin beğenmesi, takdir etmesi ibadete ne kazandırır ki?

Etiketler :