Peker Hoca'nın damadını öldürdü

Peker Hoca'nın damadını öldürdü

Saçan, Mahmut Hoca'nın damadı Hızır Ali Muratoğlu'nun Sedat Peker tarafından öldürüldüğünü iddia etti.

Ergenekon Terör Örgütü üyesi iddiasıyla tutuklanan İstanbul Emniyet Müdürlüğü eski Organize Suçlarla Şube Müdürü Adil Serdar Saçan'dan şok iddia... Ergenekon sanığı Adil Serdar Saçan, Mahmut Ustaosmanoğlu'nun damadı Hızır Ali Muratoğlu'nun Sedat Peker tarafından öldürüldüğünü iddia etti. Adil Serdar Saçan'ın, Ergenekon soruşturması kapsamında el konulan ajandasında, "Mahmut Hoca'nın damadını Sedat Peker öldürdü. Nurişleri Sisi'den bulabiliriz" ifadeleri yer alıyor. Adil Serdar Saçan'ın şok iddialarının yer aldığı ajandasının notları, Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan 2. iddianamenin delil klasörlerinde yer alıyor.





SEDAT PEKER, VELİ KÜÇÜK'E "EMİRLERİNİZİ BEKLİYORUM" DİYOR!
Sedat Peker'in, Ergenekon Terör Örgütü'nün yöneticisi olduğu iddiasıyla tutuklanan Emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile yakın ilişkisi bulunuyor. Ergenekon iddianamesinde, Sedat Peker'in, birçok konuşmasında, Veli Küçük'e, "Emirlerinizi bekliyorum" dediği yer alıyor.
Veli Küçük, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Şube Müdürlüğü'nde yapılan sorgulamasında, Sedat Peker'i isimli tanıdığını belirterek, "Aslen Adapazarlı olan babası Ahmet Peker vasıtası ile tanıyorum, babası rahmetli olduktan sonra, birkaç kez Kocaeli de beni ziyarete geldi ve görüştüm" dedi.
Veli Küçük, "Sedat Peker birçok konuşmasında "emirlerinizi bekliyorum" şeklinde konuşmaktadır. Sedat Peker size neden bu şekilde hitap etmektedir" sorusuna, "Ben Sedat'ı babasından dolayı tanıdığım için ve benden de küçük olduğu için zaman zaman bu şekilde hitaplarda bulunmuştur" diye konuştu.

PEKER: KÜÇÜK'E SAYGI VE SEVGİM ÇOĞALDI
Sedat Peker, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Cumhuriyet savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın'ın sorularını yanıtlamıştı.
Bir soru üzerine, emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ü babasının yakını olduğu için tanıdığını, kendisine sevgi ve saygı duyduğunu belirten Peker, ''Şu an itibarıyla da kendisine duyduğum saygı ve sevgide azalma olmamıştır, çoğalma olmuştur. Yasal çerçeveler dışında herhangi bir muhabbetim ve iş ortaklığım yoktur'' dedi. Peker, ''terör örgütlerinin hedefinde olduğu için Küçük'e yardım etmek istediğini'' dile getirerek, sıkıntısı olanlara imkanları doğrultusunda yardım ettiğini kaydetti. Ergenekon iddianamesinde de, Ergenekon terör örgütüne mensup bazı kişilerin İstanbul Çarşamba'daki İsmailağa Cemaati'ne sızma girişiminde bulunduğu tespit edilmişti.

HIZIR ALİ MURATOĞLU NASIL ŞEHİD EDİLDİ?
Mahmut Ustaosmanoğlu Hocaefendi'nin damadı Çukurbostan Camii İmamı Hızır Ali Muratoğlu, 17 Mayıs 1998 tarihinde, ders verdiği Fatih İsmailağa Camii'nde çirkin bir saldırıya uğradı. İmam Hızır Ali Muratoğlu aldığı 7 kurşun yarasıyla ağır yaralanarak, hastaneye kaldırılırken yolda hayatını kaybetti. Fatih Çarşamba'da bulunan İsmailağa Camii'ne geldiği belirtilen Çukurbostan Camii İmamı Hızır Ali Muratoğlu'na yaklaşan ve bir yıldır cemaat içinde görülen sarıklı ve cübbeli bir şahıs, silahını çekerek Hızır Ali Muratoğlu'nun üzerine kurşun yağdırdı. Saldırıda Muratoğlu'nun biri karaciğer, 6 kurşun da göğsüne isabet etti. Aldığı kurşun yaraları ile ağır yaralanan İmam Muratoğlu, hastaneye kaldırılırken, yolda hayatını kaybetti. Hızır Ali Muratoğlu'nun öldürülüşünün üzerinden 11 yıl geçmesine rağmen, cinayetle ilgili şüpheler giderilmedi.

Kritik noktalardaki hâkim ve savcıların görev yerlerinin değiştirilmek istendiği vurgulanıyor.

Bazı sanıkların 'ülke meselelerini görüştüklerini' söyledikleri toplantılara özellikle yargı mensuplarının katıldığına işaret edilirken, buluşmalarda güncel konuların da tartışılarak devamlılığın sağlandığı belirtiliyor. HSYK üyesi Ali Suat Ertosun'un da katıldığı Kent Otel toplantılarının, Ergenekon sanığı Engin Aydın tarafından örgütün yöneticisi olmakla suçlanan İlhan Selçuk'un talimatıyla organize edildiği tespiti dikkat çekiyor. İddianameye göre toplantıların amacı, 'örgütün kurumlara sızma çabaları kapsamında istedikleri atamaları yaptırmak veya atanmasını istemedikleri kişileri engellemek'. Levent Göktaş'a ait bir DVD'de ise bazı yargı mensuplarının özel hayatlarına ilişkin video görüntüleri ve fotoğrafların bulunduğu belirtiliyor. Örgütün bu kayıtları ihtiyaç duyulduğu zaman muhataplara tehdit ve şantaj amaçlı kullandığı anlatılıyor. Yargıtay ve Danıştay'a seçilen üyelerin de fişlendiği görülüyor.

İddiamanede Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyesi Ali Suat Ertosun'un da katıldığı Kent Otel toplantılarının, sanık Engin Aydın tarafından Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk'un talimatları doğrultusunda organize edildiğine dikkat çekiliyor. Toplantıların amacının, örgütün kamuda ve yargıda karşılaşacağı problemleri toplantıya katılan şahısların etkinliğinden faydalanarak aşmaya, devletin kurumlarına sızma çabaları kapsamında yapılmasını istedikleri atamaları yaptırmaya veya atanmasını istemedikleri kişileri engellemeye yönelik olduğu kaydediliyor. Aydın'ın örgütün belirlediği bazı kişilerin yargı ve bürokraside etkin görevlere atanmaları hususunda toplantıya katılanlar nezdinde girişimlerde bulunduğu ifade ediliyor.

İLHAN SELÇUK TOPLANTILARIN MÜDAVİMİ

Kent Otel'de düzenlenen toplantıların sanık İlhan Selçuk'un katılımı olmadan gerçekleşmediği belirtilirken, toplantıyı organize eden Engin Aydın'ın kimliği dikkat çekiyor. Aydın, eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün danışmanlığını yapan, yargı mensuplarını ve İlhan Selçuk'u yaklaşık 30 yıldır tanıyan birisi. Aydın'ın oluşturduğu listeyle Kent Otel toplantılarına başta HSYK üyesi Ali Suat Ertosun olmak üzere, çok sayıda Yargıtay ve Danıştay üyesi, sivil ve emekli askerî bürokratların katıldığı belirtiliyor.

Engin Aydın'la fotoğraflanan Kent Otel toplantılarına 13 kez katılan HSYK üyesi Ali Suat Ertosun, Ergenekon soruşturması, PKK'nın şehir örgütlenmesi KCK ve faili meçhul cinayetlerin soruşturmasını yürüten yargı mensuplarının görevden alınması teklifini gündeme getirmişti. Aydın'ın 'Ehli Dil' toplantılarına katıldığı belirtilen YARSAV Başkanı ve Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun Yargıtay üyesi seçilmesi için HSYK üyeleri nezdinde girişimlerde bulunduğu 3. iddianameye de yansıdı. Eminağaoğlu'nun son iddianameye giren telefon görüşmelerinde Ergenekon soruşturmasıyla ilgili 'Soruşturmayı yapanların ellerinde patlayacak' ifadesinden bir süre sonra HSYK'da savcıların görevden alınması girişimi gündeme geldi.

3. iddianame, davalara nasıl müdahale edildiğini gözler önüne serdi. Mülkiye Başmüfettişi Candan Eren'in idare mahkemelerindeki davalarının olumlu sonuçlanması için 'Karargâh Evleri'nden tutuklanan sanık Neriman Aydın'ın yazdığı mektuplar bu anlamda dikkat çekiyor. Aydın'ın, emekli Orgeneral Şener Eruygur'dan, Eren'in yargılandığı davalardan kurtulması için devreye girmesini istediği görülmüştü. 3. iddianamede Eren'in, Ergenekon sanığı avukatı Hüseyin Buzoğlu'nun Yargıtay'daki dosyası için YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'ndan yardım istediği bilgisi yer alıyor. Davada yargılanan emekli Orgeneral Şener Eruygur'un, Eminağaoğlu'ndan 'Bizim adamımız' diyerek bahsettiği anlaşılıyor. Kent Otel toplantısı, HSYK üyesi Ali Suat Ertosun'un birlikte görüntülendiği sanık Engin Aydın'la ilgili hukuki değerlendirmenin yapıldığı bölümde irdeleniyor. Aydın'ın Ergenekon'un propagandasını yapmak ve örgütün kamudaki etkinliğini güçlendirmek amacıyla daha önceden tanıdığı ve irtibatta bulunduğu üst düzey kamu görevlileri ile yargı mensuplarını, ayrıca Selçuk ve Mustafa Balbay'ın kendisine bildirdiği isimleri toplantılara davet ettiği ifade ediliyor. Toplantılarda tüm katılımcıların tasvip edeceği mahiyette güncel konuların tartışılarak devamlılığın sağlandığı vurgulanıyor.

ATAMA KARARLARI TOPLANTIDA ALINIYOR

Engin Aydın'ın Kent Otel toplantılarına katılanlar arasından tespit ettiği bazı şahıslarla örgütün amaç ve stratejilerini anlatmak ve propaganda yapmak amacıyla küçük gruplar halinde 'Ehli Dil' ve 'Perşembe toplantıları' adı altında gizli toplantılar yaptığı ifade ediliyor. İddianamede, Aydın'ın örgütün belirlediği kişilerin yargı ve bürokraside etkin görevlere atanmaları hususunda toplantıya katılanlar nezdinde girişimlerde bulunduğu ifade ediliyor. Aydın'ın Mustafa Balbay ve Selçuk'la birlikte örgütün amaçlarına uygun olarak kullanabilecekleri kişilerin üniversite yönetimlerine seçilmelerini sağlamak için haksız müdahalelerde bulunduğu, bazı bölgelerde faaliyet gösteren dinî gruplarla ilgili istihbari faaliyetler yürüttüğü kaydediliyor.



Candan Eren, Yargıtay'daki dosyası için YARSAV'dan yardım istedi
fErgenekon mensuplarının davalara nasıl müdahil oldukları telefon görüşmeleriyle tespit edildi. Mülkiye başmüfettişi Candan Eren'in, Yargıtay'daki dosyası için YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nu devreye soktuğu ortaya çıktı. Eren, hayali raporlar düzenlemek, İstanbul'da çok sayıda bürokrat ve işadamı hakkında dava açılmasına ve işkenceye sebep olmakla suçlanmıştı. Eren, İzmir-Konak Belediyesi'ndeki bir soruşturmada 'memuriyetine ait vazifeyi suistimal ettiği' gerekçesiyle Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 5 ay hapis cezasına çarptırılmış, cezası paraya çevrilerek ertelenmişti. Ergenekon 2. iddianamesinde Eren'in Ergenekon sanıklarıyla olan ilişkisi gündeme gelmişti. 3. iddianamede yer alan 26 Nisan 2007 tarihli e-postada Eren, avukat Hüseyin Buzoğlu'na "Yargıtay'daki dosyanın numarasını YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'na verebilir misin?" diye soruyor. Aynı gün içinde cevap veren Buzoğlu, "Dosyanız Yargıtay'da halen savcılık aşamasında. 4'üncü masada numarasını öğrenince size ve kendisine bildiriyorum." diyor. Buzoğlu'ndan Eren'e giden 30 Nisan 2007 tarihli e-postada "Candan Bey, dosyanın Yargıtay savcılık numarası: 4. masa 2007/36151. Görüşmek üzere. Av. M. Hüseyin Buzoğlu." ifadeleri yer alıyor.



Haberal: Anayasa Mahkemesi başkanıyla
ilgili gerekeni yapacağız

fErgenekon örgütünün yöneticisi olmakla suçlanan eski Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın Anayasa Mahkemesi'ne meydan okuduğu ortaya çıktı. Haberal, 16 Aralık 2008'de yaptığı bir telefon görüşmesinde Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç için, "O Anayasa Mahkemesi başkanıyla ilgili gereğini mutlaka yapacağız. O adamın yeri orası değil." diyor. İddianameye göre Haberal, örgütün üst düzey sorumlularının işlerini Ankara'dan takip edip yardımcı olmuş. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'e hasta raporu vermek için çalışmakla suçlanan Haberal, 'hem üniversite rektörü hem de televizyon kanalı sahibi olarak Ergenekon silahlı terör örgütünün amaçlarına uygun faaliyette' bulunmuş. İddianameye göre Haberal, 'örgüt kararları doğrultusunda yapılması planlanan eylemlere katılmış, yürütme ve yasama organlarını devirmeye teşebbüs eylemlerine' iştirak etmiş.

Haberal ile Hurşit Tolon'un 11 Haziran 2008'de yaptığı telefon görüşmesi de çok konuşulacak. Ordu komutanlığı yapmış olan Tolon, Haberal'a, "3'te bile çağırın koşarak gelirim. Size saygılar sunuyorum. Hörmetler ediyorum, sağ olun efendim." diyor. Haberal, "Bu ülke bizim paşam, o koltuklarda oturanlar bugün oturuyor, yarın yoklar." karşılığını veriyor. Tolon ise, "Bu iş sizinle beraber olacak." ifadesini kullanıyor.



Yargı mensuplarını bayanlarla kayda almışlar
fErgenekon sanığı Mustafa Levent Göktaş'tan ele geçirilen 51 No'lu DVD'de yer alan belgelerde, bazı askerler, öğretim üyeleri ve yargı mensuplarının özel hayatlarına ilişkin kaydedilmiş video görüntüleri ile fotoğrafları bulunuyor. DVD içerisinde bulunan, 'YARGITAY TÜM' isimli klasör içeriğinde 'Savcılar', 'Tetkik Hâkimleri', 'Üyeler' isimli klasörlerde halen görev yapan ve emekli olan savcı, hâkim ve üyelere ait bilgilerin bulunduğu' tespit edildi. 'Yargıtay' isimli word dosyasında ise bazı yargı mensupları ile ilgili olarak 'Sol, Kürt, güvenilir, Alevi, muhafazakâr, tarikatçı, demokrat, dinci, nurcu, YARSAV'da aktif, evli, bir bayanla ilişkisi var, iş takibi yapar' şeklinde, kişilerin ırkî kökenlerine, dinî inançlarına, siyasi düşüncelerine ve ahlakî eğilimlerine göre kişisel verilerinin hukuka aykırı olarak kaydedildiği ortaya çıktı. Ayrıca bazı yargı mensuplarının bayanlarla çekilmiş fotoğrafları ve yine iki yargı mensubunun bayanlarla çekilmiş video görüntüsünün bulunduğu tespit edildi. İddianamede, örgütün görüntü kayıtlarını ihtiyaç duyulduğu zaman muhataplara tehdit ve şantaj amaçlı kullanmak üzere sakladıkları vurgulandı.



Rektörlere, Jandarma'da brifing verildi
fErgenekon davasının 3. iddianamesinde yer alan bilgilere göre birçok rektör, Şener Eruygur'un 19 Eylül 2003'te Jandarma Genel Komutanlığı'nda verdiği brifinge katılarak darbe planı yapmış. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bilgisi dışında gizli olarak gerçekleştirilen toplantının ardından yapılması gerekenler tek tek not alınmış. Akademisyenler, rektörü oldukları üniversitelerdeki talebelerin profilini grupla paylaşarak öğrencileri türbanlı, solcu, PKK'lı gibi bölümlere ayırmış. Rektörlerin alınan kararlar doğrultusundaki en önemli görevlerinden biri ise dekan ve rektörlük seçimlerinde kendilerinin kullanabilecekleri kişilerin üniversite yönetimlerine gelmelerini sağlamak. İddianamede bunu yapabilmek için rektörlerin bazı basın mensuplarına muhalif adaylar hakkında asılsız iddialarla haber yaptırıp, yıpratmaya çalıştığı öne sürülüyor. İddianamede Erol Manisalı, Mustafa Abbas Yurtkuran, Fatih Hilmioğlu, Rıza Ferit Bernay, Muhittin Erdal Şenel ve Kemal Gürüz'ün 2003-2004 yılları arasında Cumhuriyetçi Çalışma Grubu tarafından planlanan ve uygulamaya konulan darbe çalışmalarına iştirak ettikleri iddia ediliyor.

'İÇİM RAHATLADI'

Küçük'ün İstanbul Şişli'deki Cumhuriyet Gazetesi'ne 5 Mayıs 2006'da el bombası atılması konusunda "İçim rahatladı', "Bu yobazları yeneriz', "Yüksek Yargı bayrağı yüksek tutuyor' şeklinde ajandasına notlar aldığı görüldü. Bu notların alındığı tarihten birkaç gün sonra aynı gazeteye 10 ve 11 Mayıs 2009'da yine el bombalı iki saldırı eylemi yapılması, iddianamede "Şüphelinin bu eylemlerin yapılacağını bildiği ve kendilerine güven duyduğunu belirttiği' şeklinde yer aldı.

DANIŞTAY SALDIRISINI BİLİYORDU

Küçük'ün 17 Mayıs 2006'da gerçekleşen Danıştay saldırısından bir gün önce aldığı notlar da iddianamede yer aldı. Ajandasına "İçimde ışıklar var' şeklinde notlar alan Küçük'ün, saldırı sonrası cenaze töreninde yaşanan kargaşa hakkında da "İç savaş yeniden başladı. Üye Yücel Özbilgin ölümü ile iç savaş da bayrak oldu. Artık yeni bir dönem başlıyor' cümleleri dikkat çekti. İddianamede "Alınan notların bu eylemlerin Ergenekon terör örgütünün eylemleri olduğunu ve şüpheli Küçük'ün de eylemler hakkında bilgi sahibi olduğunu göstermektedir' değerlendirilmesine yer verildi.

"MUMCU'YU DEVLET ÖLDÜRDÜ"

Küçük yakın dostu Gazeteci Uğur Mumcu'nun öldürülmesiyle ilgili de ajandasına olaydan 4 gün sonra düştüğü notta "Uğur'u devlet öldürdü" diyor. Küçük'ün Bir sonraki notta yazdığı "Bir suikast bekliyordum. Milletvekili arkadaşımız Mehmet Sincar katledildi. Batman'da devlet öldürdü. Altında kalacaklar" notu da dikkat çekti.



Tarım değil, darbe



Ergenekon savcılarını görevden almak isteyen HSYK üyesi Ertosun'un 'tarım konuştuk' dediği toplantılar 3. iddiameye 'darbe faaliyeti' olarak girdi



Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda Ergenekon savcılarını görevden almak isteyen üye Ali Suat Ertosun'un 'tarımı konuştuk' dediği Kent Otel'deki toplantılara 3. iddianamede geniş yer verildi. İddianamede Ertosun'un 'vefa gereği görüştüm' dediği Ergenekon sanığı Engin Aydın'ın Kent Otel'deki darbe toplantılarını organize ettiği belirtildi.

TALİMAT İLHAN SELÇUK'TAN

Ergenekon savcıları, Sanık Engin Aydın'ın, Kent Otel toplantılarını Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk'un talimatı doğrultusunda organize ettiğini belirledi. Selçuk'un bu toplantıları organize ettiği ancak Ergenekon soruşturmasından dolayı bu toplantılara katılmaktan vazgeçtiği tespit edildi. İddianamede Aydın'ın Kent Otel toplantılarına katılan kişiler arasından tespit ettiği bazı şahıslarla örgütün amaç ve stratejilerini anlatmak ve örgütün propagandasını yapmak amacıyla küçük gruplar halinde 'Ehli Dil' ve 'Perşembe Toplantıları' adı altında gizli toplantılar yaptığına yer verildi.

HURŞİT TOLON ŞÜPHELENMİŞ

Ertosun, katıldığını söylediği Kent Otel toplantılarında ağırlıklı olarak AK Parti hükümetine karşı 'darbe'nin konuşulduğu da iddianameye girdi. İddianamede Ergenekon sanığı emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un, emekli Tümgeneral Erdal Şenel'den Kent Otel toplantılarına katılanların isim listesini istediği ancak Şenel'in buna tepki gösterdiği belirtildi.



Başbakan Erdoğan'ın ipi çekildi



Başbakan Erdoğan'a yönelik suikast planı yapan Ergenekon sanığı Yarbay Mustafa Dönmez'in, 1. davanın sanığı Emin Gürses'le dinlemeye takılan telefon görüşmesinde "Başbakan'ın ipi çekildi" dediği tespit edildi. 3. Ergenekon iddianamesine konan görüşme şöyle:

Gürses: Ama kimse birşey demedi. Onlara demeyince bak yine operasyon geliyor. Profesörlere yapacaklarmış, bazı akademisyenlere operasyon. Dün Tayyip Erdoğan kendi ağzından kaçırdı, 'devamı gelecek operasyonların' diyor. Dönmez: Ama, ama bak onun ipi çekildi. Bu lafımı unutma

Gürses: ....kendi kendine...

Dönmez: O'nun ipi bu vuruşarak çekiliyor.....

200 M.'DEN SUİKAST

Dönmez'in ajandasında bulunan ve 3. iddianameye konan konan Başbakan Erdoğan'a yönelik suikast planının uzaydan çekilmiş görüntülerle hazırlandığı belirlendi. Eylemin, Erdoğan'ın evine "200 metre mesafe"den gerçekleştirileceği tespit edildi.