Bizim için turnuva aslında bugün başladı. Ne de olsa büyük ihtimalle Fildişi Sahilleri'ni gruptaki tüm takımlar yenecek ve onları yenmenin pek bir anlamı olmayacak. Kirilenko, Holden ve Khryapa'nın yokluğunda Rusya'nın ne denli sert bir savunma yaptığı ve bu şekilde maçlarını kazanmaya çalıştığını gördük. Türkiye de savunma anlamında ne kadar geliştiğini, en son Efes Cup'ta gösterdi. Bu yüzden savunmaların ön plana çıktığı bir maç bekliyorduk. Beklediğimiz gibi başladı karşılaşma...

İlk 2.5 dakika maçta sayı olmadı. Guardlarımız Kerem Tunçeri ve Ömer Onan'a yapılan yakın savunma dikkat çekiciydi. Bu dönemde özellikle Ersan'ın hücumdaki katkıları, bu dönemde Rusya'nın üçlükleri karşısında takımımızı ayakta tuttu. Hidayet'in hücumda tutuk başlaması tek ciddi sıkıntımız olarak gözlemlendi. Karşılıklı basketler ve katı savunmalar ile ilk çeyrek 16-15 Türkiye üstünlüğüyle geçildi.

UZUN BEŞ BU KEZ İŞ YAPTI

İkinci çeyreğe her zaman olduğu gibi ikinci beşimiz ile çıktık. Yine uzun bir beş vardı ancak dünkü performansıyla ödüllendirildiği gözlemlenen Sinan, iki numarada yer alırken Monia karşısında üç numarada oynama görevini ise Kerem Gönlüm üstlendi. Uzun ve fizikli Ruslar karşısında bu uzun beş, dünden farklı olarak iyi iş çıkardı zira ilk beşimize göre göğüs göğüse çarpışma konusunda bu beşimiz daha iyi çıktı.

Göğüs göğüse çarpışma derken bunu öyle iyi yaptık ki, Rusya ikinci çeyreğin ilk 6 dakikasında sadece 1 sayı bulabildi. Hücumda da Ender ve Semih'in basketleri bir anda farkı 13'e kadar çıkarmamızı sağladı.

Tuzaklı savunmaların olduğu her iki pota altında da sayı bulmanın neredeyse imkansız olduğu bu dönemde Ender ve Sinan'ın üçlükleri bize hayat verdi. Savunmasına güvenen rakibi, kendi silahı ile vuruyorduk. Hem de ikinci beşimiz ile... İlk çeyreğin yıldızı Ersan daha devrede bile değildi... Bu durum bile, gelecek maçlar için bana umut verdi. Sonuç olarak ikinci çeyrekte sadece 7 sayı yedik ve attığımız 17 sayıyla devreyi 33-22 önde bitirdik.

ÖMER AŞIK İLE AYAKTAYIZ!

İkinci yarıya, maça başlayan Kerem Tunçeri, Ömer Onan, Hidayet Türkoğlu, Ersan İlyasova, Ömer Aşık beşi ile başladık. 6-0'lık seriyle geri dönüş yapan Rusya karşısında aldığımız mola ve ardından Ömer Aşık'ı içeride kullanma çabamız sonuç verdi. Bu beşin son skor opsiyonu olan Ömer Aşık, ilk 8 sayımızı atarak kısa süreli krizi dindirdi. Ardından da o bilinen savunmamız devreye girdi. İkinci beşimizin açtığı farkı korudu ve son çeyreğe 48-37 önde girdi.

SAZ ÜSTADI HİDAYET!

Her çeyreğe bir yıldız sokmaya kararlı olan Türkiye, 4. çeyrekteki yıldızını ise çoktan seçmişti. İlk çeyrekte Ersan, ikinci çeyrekte Ender, üçüncü çeyrekte ise Ömer Aşık'ın parladığı takımımızda, NBA dünyasının "Bay 4. Çeyrek" dediği Hido, "Arkadaşlarım getirdi ben bitiriyorum" dedi. İlk basketini 3. çeyreğin sonunda atan Hido, son 10 dakikaya 12 sayı sığdırdı. Yani son çeyrekte attığımız 17 sayının 12'si...

Hido attıkça, rakibin soktuğu üçlükler anlamını yitirdi. Bu, maç sonuna dek böyle devam etti. Yunanistan maçı öncesi, Hido'nun bu şekilde kendisini toparlaması çok önemliydi. 65-56'lık skor, 12 Dev Adam'ın alın teri ile yazıldı. "İnşallah hazırlık döneminde yaşadığımız mağlubiyetlerden ders almışızdır" dedik ve bunu başardığımızı gösterdik.

Savunmasıyla ünlü Rusya'yı kendi silahları ile devirdik. Ancak, 2. çeyrekte farkı açan ve daha sonra beraber oynamayan yedek beşimize koskoca bir alkış tutmalıyız!

Bir günlük aranın ardından salı günü rakibimiz Yunanistan... İki maçında da "Biz bunları yeneriz" dediğimiz Yunanistan. İlk iki gün izlediğimiz Türkiye bunları neden yenmesin ancak şunu da belirtmekte yarar var. Bu kez karşımızda çok iyi top çeviren, önemli guardları olan bir takım olacak. Bu maçı da alalım ve gruptan lider çıkalım...

Her çeyreğe bir yıldız sıkıştıran, ikinci beşi ile maçı kopartan kaç takım var bu turnuvada? Allah nazardan saklasın! Bu yolun sonu çok güzel!

SPORX