Sağ ayağı aksayana indirim var sol ayak 'özür' kabul etmiyor!

Sağ ayağı aksayana indirim var sol ayak 'özür' kabul etmiyor!

Özürlü, engelli ya da fiziksel yetersiz olarak tanımlanan insanlar H sınıfı sürücü ehliyetine sahip oldukları müddetçe özel tertibatlı otomobillerle trafiğe katılabiliyorlar.

Her ne kadar sayıları çok fazla olmasa da bu yönde girişimde bulunan birçok insan var.

Türkiye, bu alanda Avrupa ülkelerindeki kadar konuya hassas yaklaşan bir ülke değil maalesef; daha trafiğe çıkmadan evvel, kaldırımların, kamusal alandaki asansörlerin, bina giriş merdivenlerinin hatta halka açık yerlerdeki tuvaletlerin bile pek çoğunun buna göre dizayn edilmediği bir gerçek. Büyük otoparklarda ya da alışveriş merkezlerinin park alanlarında özürlüler için ayrılan park alanlarına bile pek alışabilmiş değiliz. 'Aaa ne güzel, girişe en yakın yerde boş bir park yeri buldum' deyip aracı oraya park eden çok insan var. Oysa oralar özürlüler için...

Özürlülerin otomobil sahibi olması konusunda zaman zaman değişse de birtakım avantajlar sunuluyor. Bunların başında yüzde 37'lik Özel Tüketim Vergisi ve yılda iki kez ödenen Motorlu Taşıtlar Vergisi'nden muaf tutulma geliyor. H sınıfı özürlü ehliyeti sahibi herhangi bir sürücü yeni bir araç alırken ÖTV'yi ödemeden yani modeline göre en az 4 bin YTL'den başlayıp 8-10 bin YTL'ye kadar varabilen bir indirimden faydalanıyor. Ayrıca her yıl iki kez ödemesi gereken MTV'yi ödemeyerek ortalama yıllık bin YTL avantaj kazanıyor.

Ancak uygulamanın bazı aksayan yönleri var; en çarpıcı olanlarından biri, motor hacmi konusundaki ısrar. Zira, bizzat özürlünün kullanması için alınan araçlar maksimum 1.6 litre motor hacimli olabiliyor. Daha iyisini almak isteyen özürlü (fiziki özürlü olanlar) vergi indiriminden yararlanamıyor. Örneğin dizel ve otomatik vitesli bir araç almak isteyene çok fazla seçenek kalmıyor. Bir başka eleştiri konusu da sağırlıkla ilgili. Çünkü görme ya da zihinsel özürlü olanlara başkasının kullanabileceği 'yerli' bir araç (minibüs vs.) vergi avantajlı olarak tahsis edilebiliyor, ancak derecesi ne olursa olsun duymamak aynı kategoriye girmediği için sağır bir sürücü bu avantajdan faydalanamıyor.

Ancak en çarpıcı noktalardan biri şüphesiz şu; sağ ayağı aksayan bir kişi özürlü kategorisinde araç alabilmesine rağmen sol ayağı tamamen olmasa bile bu kapsama giremiyor. Gerekçe ise bu kişinin otomatik şanzımanlı bir otomobili kullanabiliyor olması.

Uygulamayla ilgili zaman zaman dernek ve kuruluşlardan eleştiriler geliyor. Başkanlığını AK Parti İstanbul Milletvekili Lokman Ayva'nın (görme özürlü) yaptığı Beyaz Ay Derneği ve benzeri dernek ve kuruluşlar zaman zaman bu uygulamanın içeriğiyle ilgili eleştiriler gündeme getiriyor.

İşte bu eleştirilerden bir başkası: "Özürlü indirimi ile alınan araç 5 yıldan önce satılamıyor, satılması halinde yüzde 37 ÖTV ödenmesi gerekiyor. Bu süre günümüzde uzun kalıyor, araçlar 3-4 yılda bir yenileniyor. Ayrıca bir özürlü vefat ettiğinde eşi bu aracı satamıyor. 5 yıl geçse de satamıyor. Satması gerekirse de başta aldığı vergi indirimlerini geri ödemek durumunda kalıyor."

10-16 Mayıs haftası Dünya Özürlüler Haftası olarak kutlanıyor. Pek çok şeyde olduğu gibi önemli bir konunun 'gün' ya da 'hafta'lara hapsedilmesi çözüm değil, sembolik anlamlar taşıyor. Trafikte sayıları 10 binlere ulaşan sürücülerin sorunlarına tüm yıl boyunca çözümler aramak ya da bütünün bir parçası olarak bakmak çok daha doğru bir davranış olmalı...

Zaman - Memduh Taşlıcalı