Şehit Sultan’ı Şehadetinin 146. Senesinde Rahmetle Anıyoruz

Şehit Sultan’ı Şehadetinin 146. Senesinde Rahmetle Anıyoruz

4 Haziran 1876 Tarihimizdeki en hüzünlü günlerden biridir.

Şehadetinin 146. senesinde rahmetle...
4 Haziran 1876.
Bundan tam 146 yıl önceydi...

Devlet-i Aliyye'ye ihanet eden Mithat Paşa, Rüştü Paşa, Hüseyin Avni Paşa üçlüsünün liderlik ettiği bir darbe ile 30 Mayıs 1876' da tahttan indirildi Abdülaziz Han.

Kendisine, haremine, annesi Pertevniyal Valide Sultan'a son derece ağır hakaretler yapıldı.
Yağmur altında sırılsıklam olarak bir kayık ile Topkapı Sarayına götürüldü.

Topkapı Sarayı'nda kuru tahta üstünde aç ve susuz bırakıldı. Islanan elbiselerini değiştirmesine bile izin verilmedi. Darbeciler onu öldürmek istiyordu. Yaşaması tehlikeliydi onlar için. Feriye Sarayına nakledildi.

Darbeden sadece 4 gün sonra Hüseyin Avni Paşa'nın azmettiricisi olduğu planlı bir cinayet ile, saraya bahçıvan olarak alınmış kiralık katiller tarafından Feriye Sarayı'nda odasına bilekleri kesilerek şehit edildi.

Hüseyin Avni Paşa cinayette başroldeydi.
İki bileği kesilmiş yerinden kıpırdatılmaması gereken Abdülaziz Han'ı bir perdeye koydurup sarayın karakolhanesine götürttü.

Abdülaziz Han burada can çekişti ve gözlerini canına kasteden Hüseyin Avni Paşa'ya dikerek son nefesini verdi.

Doktorlar geldi ve naaşı incelemek istedi ancak Paşa cinayet ortaya çıkmasın diye izin vermedi. Padişah cenazesinin her tarafına bakamazsınız bahanesiyle bileklerini gösterdi sadece.

Düşünün nasıl bir karakter Hüseyin Avni Paşa.
Ben bir örnek vereyim " Kinim dinimdir " diyen bir paşa. Abdülaziz Han onu defalarca affetti. Fakat o ise velinimetine böyle ihanet etti.

Abdülaziz Han nasıl bir padişahtı ?
Donanmayı dünyanın en güçlü üçüncü donanması haline getirdi, orduyu satın aldığı yüz binlerce tüfek ile güçlendirdi.

Demiryollarını, karayollarını güçlendirdi. Toplam 452 km olan demiryolları, onun zamanında 1344 km'ye çıkacaktı.

Hedefi Kırım'ı tekrar geri almaktı. Ruslarla savaşıp onları yenmeden Osmanlı'nın eski günlerine dönemeyeceğini düşünüyordu.

Harpçi bir padişahtı. Batı'ya asla tavizi yoktu.
En büyük suçlarından biri bu olacaktı. Bu durum çıkarları zedelenen Avrupa'lı devletleri ve içerdeki destekçilerini rahatsız edecekti.

Üstad Kadir Mısıroğlu bir sohbetinde şehit edilmesiyle talihimizin döndüğünü söyler Abdülaziz Han için.

Şehit Abdülaziz Han’ın dindar bir padişah olduğu, ömrü boyunca namazını hiç terketmediği bilinir.

Öyle ki; Fransa Kralı ve İngiltere Kraliçesi’nin daveti üzerine çıktığı 1867 Avrupa seyahatinde onlara itimat etmeyerek abdest suyunu dahi beraberinde götürmüştü.

Orduyu güçlendirmenin, ülkeyi kalkındırmanın, bedelini ödedi. Tıpkı Abdülhamid Han gibi, tıpkı Menderes gibi, tıpkı Özal gibi.

Çok önemli bir not : Darbeyi yapan cunta, 5. Murad'dan sonra tahta geçen Abdülhamid Han'ın ilk 2 senesinde yönetime hakimdi. Meşrutiyet ilan edilmişti ve Abdülhamid Han'ın istememesine rağmen devleti Ruslarla harbe soktular.

1877-78 Rus harbi yani. Bu savaş sonunda Balkanlarda büyük toprak ve nüfus kayıpları oldu. Osmanlı'yı bitirdi bu harp adeta. Bu kayıplar tarih cahilleri tarafından Abdülhamid Han'ın sırtına vuruldu.

Yani bu hainler hem bir padişahı katletti, hem de ardından devleti korkunç bir harbe soktular ve büyük toprak kayıplarına neden olup devleti bitirdiler adeta. Abdülhamid Han işte bu kayıpları telafi edebildi kadar etti ve devletin ömrünü uzattı adeta.

Şehit Sultan Abdülaziz Han'ı rahmetle anıyorum...

Yavuz Akbaş

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.