Sel suları ile oruç açıyorlar!

Sel suları ile oruç açıyorlar!

Suggur Kampı'nda yaşayan afetzedeler, yardım ulaşmadığı için karanlığa mahkûmlar. Tek su kaynakları ise sel suyu

Suggur Kampı'nda yaşayan afetzedeler, düne kadar hayvan otlattıkları yerde tuttukları balıkları yiyeyek hayatta kalıyor. Yardım ulaşmadığı için karanlığa mahkûmlar. Tek su kaynakları ise sel suyu...
 
Selin vurduğu Pakistan'da muson yağmurlarından en çok etkilenen bölgelerden biri olan Pencap'a bağlı Suggur Kampı'ndayız. Uzun zamandır kendilerine yardım elinin uzanmasını bekleyen Suggurlular, hiç gece olmasın istiyor. Çünkü mumları dahi yok. Ay ışığında ya da çevreden topladıkları odunları yakarak aydınlanıyorlar.

SADECE SÜT İÇİYORLAR

İndus Nehri'nde yaşanan taşkın sonucu evleri su altında kalan çok sayıda Suggurlu, telef olmaktan kurtarılan hayvanlarıyla birlikte bir tepede yaşıyor. Selde Pakistan Ordusu tarafından botlarla kurtarılan halk, bölgelerinden tahliye edilmelerine karşı çıktıkları için toplama kampları yerine çadırlarda kalıyor. Yardımların toplandığı ana merkezlere uzak oldukları için yerel otorite ve uluslararası örgütlerin yardımlardan mahrum kalmışlar. Halkın bir bölümü, hâlâ ordunun ilk günlerde helikopterlerden attığı gıda yardımlarıyla idare ediyor. Bir bölümü de sadece inek sütüyle besleniyor. Ancak en çok tükettikleri gıda balık... Zira sel sularıyla adeta bir göle dönen bölgelerde yaşayanlar bol bol balık avlıyorlar. Çok değil, bir kaç ay önce büyük ve küçükbaş hayvanları otlattıkları alanlara, şimdi ağ ve olta atıp günlük yiyeceğini çıkarmaya çalışıyorlar. Kamptakilere gece gündüz hiç durmadan balık tutmaya çalışan selzedelerden biri de Ali Tahad. Tahad, "Daha önceden burada hayvan otlatıyordum. Şimdi balık tutmaya çalışıyorum. Ama pek başarılı değilim. Bugüne kadar hiç balık tutmamıştım" diyor.

SADECE BİR KIZI KURTULDU

Yaşadığı selde eşini ve çocuklarını kaybeden ve hayatta kalan 1.5 yaşındaki tek kızına bakan Fiyaz Abdunaj ise, "Selde sadece kızımı kurtarabildim. Eşim ve iki çocuğum sel sularına kapıldı" diyor gözyaşları içinde. Kızını kampta telef olmaktan kurtulan ineklerinden elde ettiği sütle doyuruyor. Kızı İndu'yu hiç kucağından indirmeyen Valin Asima ise "Eşim kızıma balık tutmaya gitti. Kaç gündür yok" diye konuşurken endişesi gözlerinden okunuyor. Eşi Vahid Bahşi'yi sele kaptıran Vidu Bahşi ise kızı Şafi ve torunu Ameyi ile birlikte acılarını paylaşıyor. Hâlâ sulara kapılan babalarının bir gün çıkıp geleceği umudunu taşıyorlar.

'ŞU HALİMİZE BAK'

Kampta barınan ancak çadırı olmayan Nazer Hüseyin, kendisi gibi çadırı olmayan arkadaşlarıyla birlikte su dibinde yaşadıklarını ve balık tuttuklarını anlatırken, Menar Hüseyin ise su ihtiyaçlarını sel suyundan karşıladıklarını belirtiyor. Orucunu selden temin ettikleri suyla açan Şehzad Ahmed, çok zor şartlarda yaşadıklarını belirterek "Hastalanmaktan çok korkuyorum. Bir süre önce tahıl yardımı yapmışlardı. Tahıldan çorba yapıp içiyoruz. Ama karnımız doymuyor" diyor. Kampta yaşayanlar için odunla yakılan ateşte ekmek pişiren 5 çocuk annesi Amira Mai ise selin nasıl geldiğini şu sözlerle anlatıyor; "Evdeydim. Sahur için kalktım. Birdenbire su geldi. Boyumu geçiyordu. Olduğum yerde kaldım. Sabah askerler bizi botlarla kurtardı. Ama keşke kurtarmasalardı. Şu halimize bak." Bölgede suların çekilmesiyle, ölü sayısının artamasından korkuluyor.

Kaynak: Sabah

Etiketler :