'Seyit Rıza idam edilmeden önce Atatürk'le görüştü'

'Seyit Rıza idam edilmeden önce Atatürk'le görüştü'

Dersim tartışmaları gündemdeki sıcaklığını korurken, ortaya çarpıcı bir iddia daha atıldı. İddiaya göre, Seyit Rıza idam edildiği gün Atatürk'ün yanına götürüldü ve aralarında bir görüşme gerçekleşti.

Dersim tartışmaları gündemdeki sıcaklığını korurken, ortaya çarpıcı bir iddia daha atıldı. İddiaya göre, Seyit Rıza idam edildiği gün önce Mustafa Kemal Atatürk'ün yanına götürüldü ve aralarında bir görüşme gerçekleşti. Seyid Rıza daha sonra da idam edildi. 

Türkiye’de siyaset son günlerde Dersim meselesine kilitlenmiş durumda. Ancak Dersim meselesi tartışılırken bazı çevrelerin kasıtlı olarak gerçeklerin üstünü örtmeye çalıştıkları yönündeki kuşkular da giderek artıyor. 

Gazeteci-yazar Nevzat Çiçek, Dersim Katliamı’ndan Mustafa Kemal Atatürk’ün haberi olmadığı yönündeki ifadelerin gerçeği yansıtmadığını ortaya koydu. Nevzat Çiçek blog sayfasında yer alan araştırmasında “Dersim Katliamı’nın emrini veren, Dersim Harekâtını bizzat yöneten Mustafa Kemal’in ta kendisidir. 1934 İskan Kanunu, 1935 Tunç-eli Kanunu ve 4 Mayıs 1937 tarihli Tunceli Tenkil Harekatına Dair Bakanlar Kurulu Kararı bizzat Mustafa Kemal’in emriyle çıkarılmıştır. Bu karar ve kanunların altında Mustafa Kemal’in imzası vardır” diyerek, bir de belge yayınladı.

Çiçek yazısının devamında “4 Mayıs 1937 günü Dersim’in kaderini belirleyen bakanlar kurulu toplantısına Atatürk başkanlık etmiştir. 4 Mayıs’ta alınan bu kararla Dersim Tertelesi (Katliam) başlamıştır. Trabzon Atatürk Köşkü’nde bulunan haritanın üzerinde asılan yazıda  Atatürk’ün Dersim Harekatını bizzat yönettiği yazılmaktadır. Harita Dersim bölgesi işaretlenmiştir. Askeri planlar bizzat M.Kemal tarafından çizilmiştir. Sabiha Gökçen’de anılarında Dersim’i bombalama emrini Atatürk’ün verdiğini anlatmaktadır” bilgisini paylaştı.

Beyaz donlu altı bin Doğulu!

Kırmanciya Beleke dergisinde bir süre önce çıkan bir makaleyi yazısına referans eden Çiçek yazısının devamında dergide yer alan yazıdan şu bölümü aldı: M. Kemal 12 Kasım 1937 günü Ankara’dan özel beyaz treni ile “Doğu Gezisi” ne başlar. İlk durağı Sivas’tır. 13 Kasım’da Sivas’ta bulunan M. Kemal, 14 Kasım’da Malatya’ya geçer. Malatya’da gerçekleştirdiği ziyaretlerin akabinde Saat 14.00’da Malatya’dan Diyarbakır’a gitmek üzere yola çıkar. M. Kemal’in resmi olarak Malatya’dan sonra yol üstündeki Elazığ’a değil de, önce Diyarbakır’a geçmesi ve ters bir şekilde Diyarbakır’dan sonra Elazığ’a uğramasının sebebi, Seyit Rıza’ların idamlarının yarattığı etki geçtikten sonra Elazığ’da olmak istemesinden başka bir şey değildir. Bakın bu konuyu Çağlayangil (İhsan Sabri Çağlayangil) kitabının belirli bölümlerinde birkaç defa nasıl ifade etmiş; ‘Emniyet Genel Müdürü Şükrü Sökmensüer Bey bana diyor ki ‘Atatürk, Singeç Köprüsü’nü açmaya gidecek. Dersim harekâtı bitti. Beyaz donlu altı bin doğulu Elazığ’a dolmuş. Atatürk’ten Seyit Rıza’nın hayatını bağışlamasını isteyecekler. Beyaz donluların Atatürk’ün karşısına çıkmalarına meydan vermeyelim.’” (İhsan Sabri Çağlayangil, Anılarım, s. 49, Yılmaz Yn), “Oysa, biz mahkemenin kararını Atatürk gelmeden evvel vermesini ve geldiğinde Seyit Rıza meselesinin kapanmış olmasını istiyorduk. Ben bunu halletmek için Hükümet tarafından buraya gönderilmiştim.” (age. s. 50)

Atatürk 14 Kasım 1937 gecesi Elazığ’daydı

M. Kemal’in “Doğu Gezisi” kapsamında Elazığ’a geliş tarihi 17 Kasım 1937 Çarşamba olarak bilinmektedir. Oysa M. Kemal o tarihten önce yani Malatya’dan ayrıldıktan sonra 14 Kasım Pazar günü de Elazığ’dadır. Elazığ il merkezine girmez fakat 14 Kasım gecesi merkeze yarım saat uzaklıktaki Yolçatı’da kalır. (M. Kemal’in 14 Kasım gecesini Yoçatı’da mı yoksa Elazığ Merkezde mi geçirdiğini net olarak söylemek mümkün değil ancak o geceyi ikisinden birinde geçirdiği muhakkak). Dönemin yerel gazetelerine de yansıyan bu durum genel olarak çok belirgin bir şekilde haber yapılmaz, yapılanlarda da aynı gün M. Kemal’in Diyarbakır’a gittiği yazılmaktadır. M. Kemal’in Elazığ’a gelişini konu edinen bir kitapta da M. Kemal’in 14 Kasım’da Elazığ’da bulunduğuna dair bilgiler şu şekilde yer edinmiştir; “… Atatürk, Anadolu Gezisi ile 14 Kasım 1937’de trenle Elazığ’ın Yolçatı İstasyonuna gelir.” (Mehmet Topal, Atatürk Elazığ’da, s. 27, MT Yn.)

Seyit Rıza idamdan önce Atatürk ile görüştü

M. Kemal’in 14 Kasım 1937 gecesinin üzerine bu kadar titremesinin ve o gece yaşananları gizlemek istemesinin nedenini tartışabiliriz. Seyit Rıza’ların idam tarihi 14 Kasım’ı 15 Kasım’a bağlayan gece yapılmıştır. O geceyi Çağlayangil’in anlatımıyla dinleyelim;

 “Gece 12.00’de hapishaneye gittik. Farlarla çevreyi aydınlattık. Mahkemenin 72 sanığı var. Sanıkları aldık. Mahkemeye götürdük. (…) Mahkeme kararı açıklandı. Yedi kişi ölüm cezasına çarptırılmış, sanıklardan bazıları beraat etmiş, bazıları da çeşitli hapis cezaları almıştı. (…) Biz Seyit Rıza’yı aldık. Otomobilde benimle Polis Müdürü İbrahim’in arasına oturdu. Jeep jandarma karakolunun yanındaki meydanda durdu. (…) Bu sırada Fındık Hafız asılıyordu.” (İhsan Sabri Çağlayangil, Anılarım, s. 51, 52 Yılmaz Yn)

Yaptığımız araştırmalar neticesinde o dönemki mahkeme salonu, jandarma karakolu ve idamların gerçekleştirildiği Buğday Meydanı’nın hemen yan yana olduğunu tespit ettik. Eski jandarma karakolu ile mahkeme salonunun yerinde şimdi Belediye Çarşısı ile Ticaret ve Sanayi odası bulunmaktadır. İdamların gerçekleştirildiği meydanla mahkeme salonu arasında ise şu an Saray Camii vardır ve 1937 yılında mahkeme salonuyla idamların yapıldığı meydan arasında on adım bile yoktur.

Çağlayangil, alıntıda görüldüğü gibi Seyit Rıza’yı mahkeme çıkışı otomobile bindirdiklerini ve o şekilde meydana götürdüklerini söylemektedir. Mesafenin on adımdan az olduğu bir yer için Seyit Rıza’nın diğerlerinden ayrılarak otomobile bindirilmiş olması, meydandan önce başka bir yere gidildiğinin göstergesidir. Üstüne özel arabayla götürülüyor olmasına rağmen Seyit Rıza 7 kişi içerisinde en son idam edilen kişidir. Bu durumda Çağlayangil’in anılarında belli bir zamanı anlatmadığı açıkça ortaya çıkmış oluyor.

Tarih 14 Kasım’ı 15 Kasım’a bağlayan gecedir ve tesadüfe bakın ki o gece M. Kemal de Elazığ’dadır. Otomobile binilecek bir mesafe olmamasına rağmen Seyit Rıza’nın otomobile bindirilmesi ve bu sebepten ilk idam edilecek olanın Seyit Rıza olması gerekirken son idam edilen olması sebebiyle arada en az bir saatlik zaman diliminin Çağlayangil tarafından anlatılmadığı açıktır. Peki, bu zaman zarfında Seyit Rıza nereye götürülmüş olabilir?

M. Kemal o gece Elazığ’da. Seyit Rıza’nın bir an önce idam edilmesini isteyecek kadar onu önemseyen M. Kemal’in, o gece Seyit Rıza’yı görmek istediğini söylemiştik.

Seyit Rıza o gece meydana getirilmeden önce M. Kemal’in yanına götürülmüş ve onunla görüştürülmüştür. Otomobil Seyit Rıza’yı aldıktan sonra istikamet ya Yolçatı’dır veya M. Kemal o gece Elazığ Merkez Tren İstasyonu’nda, özel trenini kör makasa çekerek Seyit Rıza’nın getirilmesini beklemektedir. Bu ihtimal doğrultusunda otomobilin istikameti Elazığ Merkez Tren İstasyonu’dur.

Görüşmede neler yaşandığı, hangi diyalogların geçtiği konusunda elimizde her hangi bir bilgi yok fakat görüşmede Seyit Rıza’nın M. Kemal’e karşı net bir duruş sergilemiş olduğunu söyleyebiliriz. Zira o gece M. Kemal’in, Seyit Rıza’dan affedilmesine yönelik aman dilemesini beklemiş olma ihtimali yüksektir. Böyle bir davranış yerine tam tersi bir tavırla karşılaşılması nedeniyle o gece özellikle gizlenmiş, diyaloglarının içeriğinin bilinmesi büyük bir ehemmiyetle engellenmiştir. Eğer Seyit Rıza o gece affedilmeyi istemiş olsaydı, o görüşme gizlenmeyecek, gazetelerin manşetinde yer alacak hem Seyit Rıza şahsında Dersim mağlup edilecek hem de M. Kemal bir zafer daha kazanmış olacaktı. Üstelik böyle bir haber, M. Kemal’in vicdanlı bir lider olduğunun en büyük göstergesi olarak bizlere sunulacaktı. Dönemin MİT arşivleri ve Genelkurmay arşivleri açıklandığı takdirde o gece Elazığ’da olan bu görüşmenin bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkacağını düşünüyoruz.

Kılıçdaroğlu o görüşmeyi biliyor mu?

İhsan Sabri Çağlayangil ile  röportajı yapan kim? Bugün CHP Genel başkanı olan Kemal Kılıçdaroğlu’dur. O görüşme 1986 yılında Bursa’da İhsan Sabri Çağlayangil’in evinde yapıldı. O röportajın sadece bir bölümü yayınlandı. Görüşmenin diğer bölümlerinde neler konuşulduğunu sadece Kemal Kılıçdaroğlu bilmektedir. Bu arşivin Kılıçdaroğlu tarafından Ergenekon Soruşturması kapsamında yargılanan Soner Yalçın’a teslim edildiğini biliyoruz.   İhsan Sabri Çağlayangil, yaşlı olması sebebiyle röportajında Dersim’e ilişkin her şeyi itiraf etmiştir. Muhtemelen M. Kemal ile Seyit Rıza’nın görüşmesini de anlatmıştır. Eğer Kılıçdaroğlu bu görüşmenin ses kaydının tamamını yayınlarsa neler konuşulduğunu herkes bilecektir.

Kılıçdaroğlu’nun Çağlayangil ile yaptığı röportajın bir kısmını dinlemek için:

http://www.youtube.com/dersimnews#p/u/3/Oj5ylJLpvDE

Kaynak: http://nevzatcicek.blogcu.com/ http://kirmanciya-beleke.com/

ROTAHABER

 

 

 

 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum