Suriye'ye girelim mi? Cevab Makalenin sonunda.

Suriye'ye girelim mi? Cevab Makalenin sonunda.

Şerre Alet Olma, Hakka Destek Ol! Sözü Anla, Tam Uygula!

Bütün insanlar Hz. Âdem’in evlatlarıdır; müslümanlar ayrıca birbirlerinin din kardeşidir; Türkiyeliler ise birbirleriyle daha başka bağlarla da bağlı vatandaşlar, kültürdaşlar, ülküdaşlar, kaderdaşlardır; birbirleriyle komşuluk, akrabalık, hemşehrilik ilişkileri kurmuşlar, iyice yakınlaşmış, içli dışlı, senli benli, sımsıkı, sıkı fıkı olmuşlardır. Arada bu kadar dost, ahbap, yaren, kardeş olma sebep ve vesilesi var iken; sun’î, uyduruk, sahte, zorlama, zoraki, zorba, zalim ayrılıklar, husumetler, küslükler, kinler, düşmanlıklar niye?
Evet, Türkiye’yi kıskananlar var; büyümesini, gelişmesini, zenginleşmesini, mutlu olmasını istemeyenler var; “O, bölünsün, paramparça olsun, sürüm sürüm sürünsün, yok olsun; toprakları, malları, güzellikleri, yer altı ve yer üstü servetleri bizim olsun, bize kalsın…” diye fesat fesat düşünen, sadist sadist çırpınan, aç aç bakan, iştahlı iştahlı yutkunan insanlık dışı mahluklar; çağ dışı, gayr-i medenî, barbar, gaddar, hunhar, vicdansız, sefil ve rezil tarihî hasımlar var…
Ama biz niye onlar kışkırtıyor diye ayağa kalkalım, oyuna ve dolduruşa gelelim, birbirimizle kapışalım, yüzyıllardan gelme, temelli dostluklarımızı, kardeşliklerimizi, komşuluklarımızı bozalım, huzurumuzu kaybedelim, ülkemizi harabeye çevirelim, yaralanalım, yaralayalım, ölelim, öldürelim, günaha girelim, hem dünyamızı, hem de âhiretimizi mahvedelim? Aklımız, izanımız, fehmimiz, idrakimiz yok mu? Rahat ve huzur, sulh ve sükûn bazılarına batıyor mu? İlle de kötek ve patak mı istiyorlar, zorla kaşınıyorlar mı? Dünyalarını kendi başlarına, kendileri zindan mı etmek istiyorlar yani?
Böyle saçmalık olmaz, olmamalı! Cümle âlem, eski kinleri, düşmanlıkları bırakıyor, hasmını affediyor, birlikler, paktlar kuruyor, yeni ve büyük ekonomik iş birliklerine gidiyor; 49 devletli Amerika Birleşik Devletleri, yeniden davranıyor, Kanada ve Meksika’yla ekonomik pazar oluşturuyor; Pasifik kaplanları birleşiyor, yine ekonomik, dev bir birlik oluşturuyor; II. Dünya Savaşı’nda birbirlerini yemiş, yakmış-yıkmış olan Avrupa devletleri birleşiyor, tek devlet, tek pazar haline gelmeye çalışıyor. Müslümanlar olarak, biz de artık birlik ve beraberlik, sulh ve sükûn, huzur ve rahat, hayır ve mutluluk istiyoruz. Allah’ın (cc.) emri, Kur’ân-ı Kerîm’in hükmü böyle! İstedikleri kadar provakasyonlar tertiplesinler, kışkırtsınlar, Alevî ile Sünnî, Türk ile Kürt asla çarpışmasın; Türkiye, Suriye ile katiyen çatışmasın; paralar silaha, insanlar mezara, mutluluk havaya gitmesin; bölge ülkeleri iş birliğine, aynı kültür mirasını paylaşan milletler birlik ve beraberliğe, parçalar bütünleşmeye yönelsin, herkes malına mülküne sahip olsun, menfaatini iyi kollasın, emekler müşterek büyük projelere çevrilsin, bölgemiz sömürgelikten çıksın, güllük gülistanlık, günlük güneşlik olsun; halklarımız perişan ve berbat değil, mutlu olsun; anneler artık ağlamasın, çocuklar sahipsiz, yetim kalmasın, şehirler, köyler yakılıp yıkılmasın…

Bu hayalleri gerçekleştirmek size ve bize yani bölgenin akıllı, basiretli, iyi niyetli insanlarına bağlı. Şu anda hangi çizgide, hangi duyguda, hangi yolda olduğunu herkes iyice düşünsün: Militan mı, kışkırtılmış mı, eli silahlı, kalbi kara, gözü kanlı, niyeti yaman mı? Suikast, sabotaj, fitne, fesat, kargaşa, arbede, zulüm, ölüm mü planlıyor? Yaptığı işin sonu ne olacak, kendisini bu tehlikeli, günahlı, azaplı işe yönlendiren kim? Allah yaptığı işten razı olur mu? Yaptığı, düşündüğü işin kitapta, akılda, vicdanda, insafta yeri var mı? Araştırsın, incelesin, sorsun, danışsın; yolu yanlış ise hemen o yoldan dönsün!
Ama eğer, bütün iyi niyetlere rağmen karşısındaki akıl ve mantıktan, dinden, imandan, insaf ve vicdandan, kanun ve hakkaniyetten iyice ayrılmış, uzaklaşmışsa onu da yola getirmek için her türlü aktif tedbiri alsın, her çeşit önleyici çalışma ve gayreti göstersin!
Çünkü devre ve bölge çok kritiktir; vurdumduymazlık veya nemelâzımcılıktan büyük felaketler doğar; birlik ve dirlik elden gider; son pişmanlık da fayda vermez.


Mahmud Esad Coşan, Başmakaleler 1 
 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum