TCMB Başkanı Kavcıoğlu, soruları yanıtladı

TCMB Başkanı Kavcıoğlu, soruları yanıtladı

"Mevcut parasal duruşun krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin önümüzdeki dönemde belirginleşeceğini öngörüyoruz. Yılın ikinci yarısından sonra enflasyonda düşüş öngörüyoruz. Bu tahmin ışığında da gerçekleşen...

İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, mevcut parasal duruşun krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin gelecek dönemde belirginleşeceğini öngördüklerini belirterek, "Yılın ikinci yarısından sonra enflasyonda düşüş öngörüyoruz. Bu tahmin ışığında da gerçekleşen ve beklenen enflasyonun üzerinde bir reel getirinin korunacağını söyleyebilirim." dedi.

Kavcıoğlu, "Enflasyon Raporu 2021-II" çevrim içi bilgilendirme toplantısında, ekonomistlerin ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Enflasyonla ilgili baz senaryolarında nisan ayı enflasyon verisinin zirveyi oluşturacağını öngördüklerini anlatan Kavcıoğlu, enflasyonun nisanda mart ayındaki seviyesinin üzerinde, yüzde 17 civarında gerçekleşmesini beklediklerini söyledi.

Kavcıoğlu, nisandan sonra da enflasyonun aşağı yönlü geleceğini tahmin ettiklerini aktararak, "Bizim bütün çalışmalarımız nisan ayından sonra enflasyonun, özellikle yılın ikinci yarısından sonra aşağı yönlü olacağını öngörüyor. Dolayısıyla biz de bütün çalışmalarımızı ve politikalarımızı bu öngörü üzerinde değerlendirmeye devam ediyoruz." diye konuştu.

Enflasyonla gösterge faiz arasındaki makul marj seviyesinin sorulması üzerine Kavcıoğlu, şunları kaydetti:

"Son karar metninde de belirttiğimiz üzere, politika faizini güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde enflasyonun üzerinde bir seviyede oluşturmaya devam edeceğiz. Bu politikamızı sürdüreceğiz. Para politikasını belirlerken hedeflenen ve beklenen enflasyonu dikkate alacağız. Mevcut görünümü değerlendirdiğimizde enflasyon ve enflasyon beklentilerinin mevcut seviyeleri sıkı bir para politikası duruşu gerektiriyor. Diğer yandan şu ana kadar atılmış olan politika adımlarının etkilerini de gözlemleyeceğiz. Mevcut parasal duruşun krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin önümüzdeki dönemde belirginleşeceğini öngörüyoruz. Dolayısıyla yılın ikinci yarısından sonra enflasyonda düşüş öngörüyoruz. Bu tahmin ışığında da gerçekleşen ve beklenen enflasyonun üzerinde bir reel getirinin korunacağını söyleyebilirim."

 

- "Reeskont kredilerinden rezerv biriktirmede bir azalma yok"

 

Şahap Kavcıoğlu, Merkez Bankasının rezerv satışı hakkındaki bir soru karşısında, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Rezervlerle ilgili konu çok konuşuldu. Şunu belirtmek isterim ki finansal istikrara katkı sağlamak ve para politikası aktarım mekanizmasını güçlendirmek adına rezervlerin güçlendirilmesinin önemli olduğunu biliyoruz ve bu anlamda da rezervleri hem çeşitlendirecek hem de daha güçlendirecek çalışmalar yapmaya devam edeceğiz. Bu anlamda da Merkez Bankası olarak 2021 yılı Para ve Kur Politikası metninde belirlenen ve çizilen çerçeveye bağlı kalmaya devam edeceğiz. Rezerv biriktirme kapsamında reeskont kredileri ile halihazırda rezerv birikimi gerçekleştirilmektedir. Burada da reeskont kredilerinden rezerv biriktirmenin geçmiş yıllara göre azaldığı yönünde televizyonlarda bazen yapılan yorumlar dikkatimi çekiyor. Böyle bir azalma yok. Yine 21 milyar dolar civarında bu yıl da rezervlerimiz oluşacaktır. Bu azalma ifadesini nereden buluyorlar ona da şaşırdığımı ifade edeyim. Dolayısıyla en önemli kaynaklarımızdan biri reeskont kredileri ve onun dışındaki diğer kalemlerde de rezervlerimizi güçlendirmeye devam edeceğiz."

 

- "Tahminlerimizde tam kapanmanın enflasyon ve büyümeye etkisini dikkate aldık"

 

Kavcıoğlu, tam kapanma dönemi, emtia fiyatlarındaki dalgalanma ve küresel çapta artan enflasyonist risklerin yurt içi enflasyona ne şekilde etki edeceğine dair de görüşlerini paylaştı.

Tahminlerini belirlerken tam kapanmanın enflasyon ve büyüme üzerindeki etkilerini hesaplamalarında dikkate aldıklarını vurgulayan Kavcıoğlu, "Kapanma dönemini geçen yıl da yaşamıştık. Bu nedenle kapanma sürecinin enflasyon üzerindeki etkisi için 2020'ye bakarak kıyaslama yaptık. Geçen yılın nisan ayında enflasyonda geçici bir düşüş gözlemledik. Açılmayla birlikte mayıs-haziran döneminde ise işletmelerin gelir kayıplarını ve birim maliyet artışlarını hızlı bir şekilde fiyatlara maalesef hızlı bir şekilde yansıttığını gördük. Dolayısıyla net etki enflasyonist olmuştu diyebiliriz. İçinde bulunduğumuz dönemde ise bu etkilerin daha sınırlı kalmasını bekliyoruz. Zira salgına bağlı maliyetlerin önemli bir kısmının halihazırda fiyatlara yansıdığını öngörmekteyiz." ifadelerini kullandı.

Kavcıoğlu, gıda ve emtia fiyatlarındaki gelişmelerin enflasyon üzerindeki etkileri bakımından yakından takip edldiğini belirtti.

Tarım emtia fiyatlarının 2020'nin ikinci yarısından itibaren belirgin artış gösterdiğine, bu yılın ilk çeyreğinde ise yavaşladığına dikkati çeken Kavcıoğlu, tarımsal emtiada başta hububat ürünü olmak üzere fiyat artışlarının yurt içi gıda fiyatlarına yansıdığını söyledi.

Kavcıoğlu, Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Gıda Fiyatları Endeksi'nin mart itibarıyla son bir yılda dolar bazında yüzde 24,6 arttığını, alt endekslere bakıldığında, Türkiye'nin ithalatçı olduğu yağlar ve tahıllarda da önemli bir artış gözlemlendiğini bildirdi.

Yapılan çalışmalara göre, FAO Gıda Fiyatları Endeksi'ndeki bu artışın taze sebze ve meyve dışı gıda yıllık enflasyonunu yaklaşık 3,7 puan artırdığı bilgisini veren Kavcıoğlu, "Bu gelişmelerin enflasyon tahminlerimize ne kadar yansıdığına gelecek olursak; yüzde 12,2 olarak belirlediğimiz 2021 yıl sonu enflasyon tahminimizin hesaplanmasında TL cinsi ithal fiyatlarındaki yükselişi artı 1,8 puan, 2021 gıda enflasyonu varsayımındaki güncellemeyi ise artı 0,4 puan etki yapacak şekilde öngördük." dedi.

 

- "Zorunlu karşılıkların kredi büyümesiyle ilişkili kullanılmasına dönük bir çalışma yok"

 

Şahap Kavcıoğlu, "Bireysel krediler ile ticari krediler arasındaki gelişmelerdeki hassasiyete dikkat çektiniz. Geçtiğimiz dönemde olduğu gibi zorunlu karşılıklarda kredilere bağlı bir düzenleme söz konusu mu?" sorusunu, şöyle yanıtladı:

"Merkez Bankası, zorunlu karşılıkları temel para politikası aracı olan kısa vadeli faiz oranlarını destekleyici, ince ayar bir politika aracı olarak esnek ve etkin bir şekilde kullanabilmektedir. Mevcut durumda kredi büyümesi ile ilişkili olarak zorunlu karşılıkların kullanılmasına dönük bir çalışma bulunmamaktadır. Farklı kredi türlerinin enflasyon ve dış denge üzerinde farklı etkileri söz konusu olabiliyor. Bu itibarla özellikle bireysel kredilerdeki büyümeleri yakın mercek altına aldık. Bu çerçevede gerekmesi halinde bireysel kredilere dönük seçici ve hedefli makroihtiyadi tedbirler gündeme alabiliriz."

TCMB'nin kripto paraların ödeme aracı olarak kullanılmasına ilişkin düzenlemesi hakkında bir soruyu da cevaplandıran Kavcıoğlu, "Kripto varlıklara yönelik herhangi bir denetim ve gözetim mekanizmasının olmaması, merkezi muhatap bulunmaması ve yüksek fiyat oynaklığı gibi sebeplerle yaşanabilecek herhangi bir sorun, elektronik ortam başta olmak üzere ödemeler alanında kullanılan yöntem ve araçlara duyulan güvene zarar verme potansiyeline sahip bulunuyor. İlgili düzenleme ile kripto varlık ekosistemine getirdiğimiz bir yasak söz konusu değil. Kripto varlıklara ilişkin kapsamlı çalışma ilgili kurumların katılımıyla şu an devam ediyor. Bizim getirdiğimiz düzenlemenin temel amacı bu alandaki çalışmalar belirli bir olgunluğa ulaşıncaya kadar, kripto varlıkların ödemeler alanında yol açabileceği muhtemel sorunların önüne geçmek amacıyla, kripto varlıkların ödemeler alanında kullanılmamasına yöneliktir." deperlendirmesinde bulundu.

(Bitti)

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.