Türkiye İslam liderliğine mi oynuyor?

Türkiye İslam liderliğine mi oynuyor?

Türkiye, yine dünya basınında geniş yer almaya başladı. Erdoğan’ın Pakistan ve İran gezileri Batı’da kaygı, Doğu’da övgüyle karşılandı

TÜRKİYE’NİN Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleriyle ticaret hacmi son yedi yılda 7 kat artıp 31 milyar dolar düzeyine geldi. Ayrıca kuru incirden, televizyon dizilerine kadar Türk mallarının on yıl öncesine kadar gözükmedikleri Cezayir’den Tahran’a uzanan bir coğrafyada, her yerde görülmeye başlandı. Bu pragmatik diplomasi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından şevkle izleniyor, ama bu değişim Türkiye’deki önemli değişikliklerden ayrı düşünülemez. Çoğu Arap da, İran’a karşı ılımlı bir denge unsuru ve Batı’ya açılan bir pencere olarak görmeleri nedeniyle, Türkiye’yi olumlu karşılıyor. Türk yetkililer Türkiye’yi kullanışlı bir köprü, bölgesel bir barış gücü ve İslam’la birlikte yaşayabilecek bir demokrasi modeli olarak sunuyor. Batılı ülkeler genel olarak bu görüşe katılıyor ve Türkiye’nin Doğu’ya kayışına karşı çıkmıyor. Ancak Türkiye’nin AB üyesi olma umudu ölür ve Ankara İran’a baskı girişimlerinin önünde bir engel gibi görünürse, bu yumuşak tavır değişebilir. Türkiye Doğu’ya yönelmesi nedeniyle şimdiden bazı bedeller ödemeye başladı. Bunun en açık örneği de İsrail’le ilişkiler... Türk yetkililer İsrail’le ilişkileri koparma niyetinde olmadıklarını söylüyor ancak Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bir danışmanı “Biz İsrail’le ilişkilerimizi Ortadoğu sorunundaki ilerlemeye bağlıyoruz. Batı da bunu yapmalı” diyor.

Şeytana uyan Türkiye

“Şeytana uyan Türkiye” (Turkish Temptation) başlığı kullanıılan yorumda şu ifadeler yer aldı: Türkiye’nin dış politikası ve bu dış politikayı etkileyen değerler değişti. Erdoğan ve İslamcı AKP’si iktidara geldikten sonra stratejik önceliklerinde sadece bölgesel gerilimleri azaltmak olarak nitelendirilemeyecek temelden bir değişim göze çarpıyor. Erdoğan, şimdi Türkiye’nin geleceğinin batılı ülkelerin kuyruğuna takılmaktansa Müslüman dünyasına liderlik etmek olduğu kumarını oynuyor olabilir. Avrupa, Türkiye’nin AB’ye girme hevesini kırdı. Yine de laiklik, hoşgörü, özgürlük ve Batı ile Doğu arasında köprü niteliklerinden gurur duyan Türkler’in bu nitelikleri daha karanlık zaferlere tercih etmeyeceğini umut edebiliriz.

Daha çok Erdoğan lazım!

OSMANLI İmparatorluğu ölmüş olabilir ama Türkiye şimdi yeniden Ortadoğu’da ve Müslüman dünyasında liderliği üstlenmiş durumda. Erdoğan siyasi cesareti ve azmiyle ülkesine olan bağlılığını ve sevgisini ispatladı. Şimdi Erdoğan’ın ülkesi Müslüman dünyasının geri kalanına hakim olan utanç dolu çifte standartların aksine adalet için ayağa kalktı. Keşke daha fazla müslüman lider Erdoğan gibi düşünüp hareket edebilse ve dünyamızın büyük kabadayılarına karşı direnebilse. İşte o zaman müslüman ülkelerde şu an yaşanan karmaşadan eser kalmazdı. Doğruyu söylemek her zaman kolay değildir. Özellikle de Ortadoğu’da.. Bu nedenle Erdoğan gibi liderler karanlık ve soluk Ortadoğu gökyüzüne bir aydınlık umudu veriyor.

Voice of America: Son gelişmeler kaygıyla izleniyor

ERDOĞAN’IN İran ziyareti Batı’ya olan bağlılığının yeniden sorgulanmasına neden oldu. Türkiye’nin İran’a yaklaşımı, Türkiye-İsrail ilişkilerinin bozulması ’Ankara yüzünü Doğu’ya mı çeviriyor?’sorusunu yeniden gündeme getirdi. Son gelişmeler Washington’da ve Brüksel’de bazı kesimlerce kaygıyla izleniyor.

Türkiye dikkatli olmalı!

‘SIFIR problem’ stratejisini güderken yeni problemler yaratmak ve eski dostlarını kendisinden uzaklaştırmaktan kaçınmaya dikkat etmeli. Avrupa’dan uzaklaşıp Müslüman despotlara yaklaştığına dair kaygılar artıyor. Bir tarafa daha çok yanaşan Türkiye, bölgesel güç ve arabulucu olma hedeflerine de taş koymuş oluyor.



Etiketler :