Türkiye'de irtica tehlikesi var mı?

Türkiye'de irtica tehlikesi var mı?

Balyoz Darbe Planı yapıldı. Amaç, hükümetin irticayı destekleyen tavrına karşı adım atmaktı

 

TARAF Gazetesi bir iddia ortaya attı: Balyoz Darbe Planı yapıldı. Amaç, hükümetin irticayı destekleyen tavrına karşı adım atmaktı!

Bu cümle beni çok ama çok üzdü. Türkiye Cumhuriyeti'nde, geçen 87 yılda yaşanan değişime ve en önemlisi "kökten devinen dünya gerçeğine" rağmen hâlâ irtica tehlikesinden bahsediliyor... Dünya nerede, bizler neredeyiz!
Sevgili dostlar, 2010 yılında hâlâ bunları konuşmamızın sebeplerini sorgularken, Türk devrimini yeniden tarif etmekte yarar var...
Türk devrimi, iki ana etaptan oluşuyor. Birinci etap, "fiziki işgale karşı verilen silahlı mücadele". İkinci etap, "emperyalist güçlere ve kendi bilinçaltımıza karşı verilen fikir mücadelesi"...
Peki biz hangisinde başarısız olduk ve hâlâ "irtica" tehlikesinden ve en önemlisi "silah ile savuşturulmasından" bahsediyoruz?
Sevgili dostlar, birinci "adım" tamam ama ikinci etapta maalesef tam anlamıyla başarılı olamadık. IMF ve Dünya Bankası, uluslararası spekülatörlerin eşliğinde ekonomiyi çalkalayarak, siyasi tabloyu değiştirebiliyorsa, dış siyasetimize "iç kırılganlığımızın gölgesi" düşüyorsa, Türk vatandaşlarının bir bölümü hâlâ "TC vatandaşı olmak" yerine "halifenin veya padişahın kulları" olmaya özeniyorsa söylenecek tek şey, yeniden düşünmemiz gereken cidi bir durum olduğudur...
Uzun lafın kısası: İrticayı sadece bir kurumda veya örgütte aramak yetmez. İrtica, bir türlü dönüştüremediğimiz bireysel ve özellikle kolektif bilinçaltımızda gizli... Vatandaşlarımızın bilinçaltını temizlediğimiz gün gönül rahatlığıyla "Türkiye'de rejimin bekçisi vatandaşlık bilincidir" diyebilirim...

IMF ile anlaşma imzalanmayacak!

BU yazıyı yazmadan tam beş dakika önce Ankara'dan aldığım bir haberi aynen paylaşıyorum: IMF ile anlaşma imzalanmayacak! Evet, konuştuğum kişi hükümetteki isimlere çok yakın "bir işadamı" ve paylaştığı bilgiden emin. Doğru mu, değil mi bilemem. Ben aktardım, elçiye zeval olmaz.

Çetin Doğan'la yarım gün geçirdik

DÜN Habertürk TV "gündeme damgasını" vurdu ve Taraf Gazetesi'nin ortaya attığı iddialarda "odak olan ismi", Çetin Doğan'ı yarım gün boyunca misafir etti. Doğan ile 16 ve 19 olmak üzere "birer saatlik" iki yayın yaptım. Doğan "bağımsızlığı dolayısıyla" binamızda kalmayı tercih etti ve kapının önünde bekleyen kameralara konuşmadı. Bu yayınlar sırasında çok önemli bir olay yaşadık...
Olayın kahramanı Doğan, "Taraf Gazetesi'ne canlı yayınlarımızda" çağrı yaptı ve "Hodri meydan, ben buradayım, doğruysa gelin alnımı karışlayın, değilse ben sizin alnınızı karışlarım" dedi. Taraf hâlâ sessiz! Ben de merak ediyorum; "kim kimin" alnını karışlayacak!


Doğan'ın 'umut'lanmasının sebebi!

İDDİA çok vahim! Doğan Grubu'nun yasal faiziyle birlikte 914 milyon TL'lik vergi kaçakçılığı davasının kaderini belirleyecek olan İstanbul 6. Vergi Mahkemesi'nin üye hâkimi Fatih Alphan'ın, Doğan Grubu'nda üst düzey bir yöneticiyle yakın akrabalık bağı olduğu ve bu kapsamda görüşmelerin yapıldığı iddiası, Vergi İdaresi ile avukatlarını harekete geçirdi. Dediğim gibi "iddia çok vahim" ve işin en kötüsü "duruşma" bugün! Ama ben her şeye rağmen adaletin tecelli edeceğine inanıyorum...

Yiğit Bulut/Habertürk

Etiketler :