Uluslararası Yazma Eser Sempozyumu İstanbul’da başladı

Uluslararası Yazma Eser Sempozyumu İstanbul’da başladı

TÜYEK tarafından ilki düzenlenen Uluslararası Yazma Eser Sempozyumu, 29 ülkeden 200’e yakın uzmanı AKM’de bir araya getirdi.

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı (TÜYEK) tarafından ilki düzenlenen "Uluslararası Yazma Eser Sempozyumu", Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Tiyatro Salonu'nda açılış programıyla başladı.

Toplam 29 ülkeden 200'e yakın uzman ve araştırmacının katılacağı sempozyum, İslam yazılı mirasının kültürel, tarihi ve estetik birikimini geniş bir çerçevede ele alacak.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sempozyum için gönderdiği mesajda, "Yazma eserlerle ilgili geniş bir yelpazede çalışma yapan araştırmacıları ve uygulayıcıları bir araya getirme hedefi ile gerçekleştirdiğiniz etkinlik son derece kıymetlidir. Türkiye Yüzyılı'nda yazma eserlerde saklı hazine değerinde olan kadim bilgiyi çağdaş araştırmacılarla buluşturacak faaliyetlerin giderek yaygınlaşması büyük önem taşımaktadır. Düzenlenen sempozyum için TÜYEK'i tebrik ediyorum." ifadesini kullandı.

- "Köklü medeniyetimizin tarihini anlamak ve herkese göstermek bizler için çok önemli"

Açılışa konuk olan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, dijitalleşmenin geliştiği bir zamanda yazma eserlerin çevrim içi olarak erişime açılmasının önemli olduğunu belirterek, "TÜYEK'in çalışmaları da bu açıdan çok önemli. İyi bir hizmet yapabilmek için geçmişi iyi bilmek, bugünü anlamak ve geleceği öngörmek gerekiyor. TÜYEK'in çalışmaları köklerimizi anlamamıza büyük bir katkı sunmaktadır. Sempozyum da bu noktada önemli bir anlama sahiptir. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum." dedi.

İstanbul Valisi Davut Gül de böyle bir sempozyumun düzenlenmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Bin yıldan fazla geçmişi olan bir milletiz. Köklü medeniyetimizin tarihini anlamak ve herkese göstermek bizler için çok önemli. Yazma eserlere sahip olmak elbette çok değerli ama en az bu kadar kıymetli olan onlara sahip çıkmak. TÜYEK, 2010'da devraldığı bayrağı sonsuza kadar devam ettirecektir. Bu güzel ve değerli sempozyumu düzenleyen herkese yürekten teşekkür ediyorum." diye konuştu.

- "Dijitalde 24 bin üyemiz bulunmaktadır ve 465 bin yazma eserimiz hizmete sunulmuş durumdadır"

Programın selamlama konuşmasını yapan TÜYEK Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz, kurumun yazma eserler konusunda çok zengin bir koleksiyona sahip olduğunu aktararak, "Geniş bir çalışma ağına sahibiz. TÜYEK, 2010'da kurulmuştur ve bu tarih, yazma eser tarihinde önemli bir dönüm noktası, stratejik bir ihyadır. Bugün 467 personeli ve 26 yazma eser kütüphanesini bünyemizde barındırıyoruz. Temel amacımız, yazma ve nadir matbu eserleri korumak, muhafaza etmek, canlı tutmak, neşretmek ve erişime açmaktır. Bizim hafızamız sadece bize ait değildir. O, hem bütün insanlığa hem de Türk-İslam tarihine dair kaynak bir özelliğe sahiptir." sözlerini sarf etti.

Yılmaz, dijital ortamda erişime sunulan yazma ve matbu eserler konusunda şu bilgileri verdi:

"Bugün dijitalde 24 bin üyemiz bulunmaktadır ve 465 bin yazma eserimiz hizmete sunulmuş durumdadır. Bugüne kadar hizmete açtığımız eserlerimiz, kullanıcılar tarafından 11 milyon sayfa olarak görüntülendi. Niyet ve isteğimiz, bu eserlerin daha fazla okura ulaşması. Bugün gerçekleştirdiğimiz sempozyumun ise bizim için ayrı bir önemi var. Sempozyumumuz için 40 ülkeden 750 müracaat oldu. Fakat programa 29 ülkeden 200 insanın katkısı olacak. 120'den fazla sunum dinleyeceğiz. Düzenlediğimiz sempozyumda, alandaki meseleleri ele alarak, bu hizmetin doğru bir şekilde yapılması en büyük arzumuzdur."

- "Geçmişte yazma eserlere ulaşmak bugünkü kadar kolay değildi"

Oturum başkanlığını Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs'ün üstlendiği sempozyumun açılış oturumunda konuşan Emeritus Prof. Dr. Günay Kut, "Nereden Nereye: Yazma Eserlere Ulaşmanın Yıllar İçerisinde Değişen Koşulları Hakkında Birkaç Hatıra" başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi.

Kut, 60 yılı aşkın bir süredir akademik camianın içinde yer aldığını hatırlatarak, "Bu süre zarfında yazma eserler alanında gerçekten büyük zorluklar yaşadık. İstanbul Üniversitesi'nde öğrenciyken 1960 darbesi oldu ve okulumuza gidemedik. O süreçte ablam ve 3 arkadaşımla beraber Süleymaniye Kütüphanesi'ne gidip çalışıyorduk ve fotokopi çekmek bile çok zordu. Önce tezimi, sonra doktoramı büyük zorluklarla bitirebildim. Doçentlik tezimi ise aradığım Lami'i Çelebi'nin 'Şem-ü Pervane' eserine ulaşmakta yaşadığım zorluklardan dolayı yapamadım." diye konuştu.

Geçen zaman içinde yazma eserlere erişimin kolaylaştığının altını çizen Kut, şunları anlattı:

"Geçmişte yazma eserlere ulaşmak bugünkü kadar kolay değildi. Bugünün genç akademisyenleri çok şanslı. Bilgiye ulaşmak artık çok daha kolay. Bizim ancak bin taramayla haberdar olabildiğimiz eserler, artık araştırmacıların önüne hazır olarak sunulmaktadır. Bütün bu çalışmalar için TÜYEK'e bir teşekkür sunmak boynumuzun borcudur. Ben de 60 yılı aşkın bir zamandır Türkoloji alanında çalışan birisi olarak 'nereden nereye' demek hakkını kendimde buluyorum."

- "Yazma eserler noktasındaki temel eksikliğimiz, Osmanlı kroniklerinin henüz yayımlanmamış olmasıdır"

Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu, "Osmanlı Tarihlerinin Neşir Serüveni" başlıklı konuşmasında, yazma eserlerin geçirdiği sürece dair bilgiler verdi.

Ülke olarak birçok alanda büyük bir yol katedildiğine dikkati çeken Afyoncu, "Kültür alanında da önemli bir mesafe katedildi. Burada bütün eksiklerine rağmen üniversitelerin payını atlamamak gerekiyor. Üniversiteler, Türkiye'deki kitabın hem niteliğini hem niceliğini arttırmıştır." dedi.

Afyoncu, matbaanın henüz faaliyete geçmediği dönemlerde tarih yazmanın kendine özgü bir avantaj taşıdığını söyleyerek, şunları paylaştı:

"Matbaalarda büyük oranda tarih kitapları neşredilmiştir. İbrahim Müteferrika, edisyon kritik gelişmemesine rağmen metinleri bütün olarak yayımlamıştır. Bu noktada en büyük problemimiz ilmi bir kurumumuza sahip olmamamızdır. 1910'da kurulan Tarih-i Osmani Encümen Mecmuası önemli bir işleve sahip olmuştur. Tarih metinleri açısından ilmi bir neşrin taşıması gereken özelliklere sahip ilk metin 1954 yılında basılabilmiştir. 1729'dan bugüne kadar Osmanlı tarihi alanındaki eserlerin bir çoğu yayımlanmıştır. Bu çok önemli bir husustur. Yazma eserler noktasındaki temel eksikliğimiz, Osmanlı kroniklerinin henüz yayımlanmamış olmasıdır. Dileğimiz bu kroniklerin Türk Tarih Kurumu tarafından yakın bir vakitte neşredilmesidir."

- "Yazma eserler medeniyetiyiz"

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Bilim Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu ise yazma eserlerle 40 yıldır iç içe olduğunu ve yazma eserleri "polisiye romanlara" benzettiğini ifade ederek, "Polisiye romanlarda küçücük bir işaret bile sizin o vakayı anlamınıza önemli bir katkı sağlar. Felsefe, bilim alanında yapılan çalışmalar da bu duruma benzer özellikler taşımaktadır. Bulduğunuz herhangi bir kayıt, o konuyla ilgili tüm bakış açınızı değiştirebilir." değerlendirmesinde bulundu.

Yazma eserlerle ilgili felsefi ve bilimsel çalışmaların yetersizliğine dikkati çeken Fazlıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz yazma eserler medeniyetiyiz. Fakat bu birikime rağmen bilimler alanında elimizdeki metinlerin sadece yüzde onu çalışılabilmiştir. Oysa biliyoruz ki bir eserin ismini bilmek bile sizin ufkunuzu geliştiren bir anlama sahiptir. Bu açıdan yazma eserlerle ilgili kayıtların bulunması, onlara ulaşılması ve dolaşıma girmesi çok önemlidir. Yazma eserler içinde yer aldığı ilim dalıyla ya da eserin sahibiyle ilgi biyografik bilgi vermez. Onlar, İslam coğrafyasında teorik bilimlerin seyrüseferi hakkında bilgi edinmemizi sağlar."

- "1. Uluslararası Yazma Eser Sempozyumu"

Rami Kütüphanesi'nde 11-12 Aralık'ta da devam edecek "1. Uluslararası Yazma Eser Sempozyumu"nda, uluslararası koleksiyonlardaki Osmanlı ve İslam el yazmalarının tanıtımının yanı sıra kataloglama, dijital erişim, koruma ve konservasyon alanındaki güncel yaklaşımlar aktarılacak.

Yazma kültürünün çok katmanlı hafızasını görünür kılan sema, kıraat ve temellük kayıtlarının öneminin ele alınacağı sempozyumda, toplam 27 oturum ve "Dijital Çağda Yazma Eserlerin Geleceği" başlıklı bir yuvarlak masa toplantısı da gerçekleştirilecek.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.