Üniversitenin gücü tek başına göçü durdurmaya yeter mi?

Üniversitenin gücü tek başına göçü durdurmaya yeter mi?

TÜİK’in geçen cuma günü açıkladığı Türkiye’nin illere göre nüfus sayısı sonuçları ilginç bilgileri de beraberinde getirdi.

TÜİK’in geçen cuma günü açıkladığı Türkiye’nin illere göre nüfus sayısı sonuçları ilginç bilgileri de beraberinde getirdi. Türkiye’nin en az nüfusa sahip ili olma unvanına sahip Bayburt’un nüfus artış hızının, bir önceki yıla göre ‘eksi’den ‘artı’ya geçtiği görüldü. Geçmiş dört yıllık periyoda bakıldığında da Bayburt’un göç verme hızının giderek azaldığı ve 2011 yılında nüfus artışı sağladığı gözüküyor. Dışarıya göç vermenin giderek azalması ve 2011 yılında nüfus artışı sağlanmasında en büyük etken ise Bayburt Üniversitesi olarak gösteriliyor. Ancak üniversite ile yakalanan bu ivme devamlı hale getirilebilir mi? Konu ile ilgili Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Mollamahmutoğlu’nun yaptığı açıklama şöyle;

 

“Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), adrese dayalı nüfus kayıt sistemi (ADNKS) verilerine göre, 31 Aralık 2011 tarihi itibariyle, 81 ilin nüfusunu alınan veya verilen göç oranlarıyla birlikte duyurmuş oldu. Gözlerimiz hemen Bayburt ili ile ilgili olanlara takıldı. İşte size veriler: Bayburt ilinin 2011 yılı için toplam nüfusu 76.724 kişi ve ülkemizin en az nüfusa sahip olan ili. Öte yandan, nüfusu bir önceki yıla göre artış gösteren 56 ilden de biridir ve 2011 yılında nüfus artış hızı da binde 30,60 olmuştur.  Özetle, geçmiş yıllarda sürekli göç veren ilimiz, 2011 yılında göç almış ve nüfusunu arttırmıştır. Şimdi, bir de TÜİK’in geçmiş yıllara ait ADNKS verilerine de bir göz atalım. Bayburt ilinin 2008 yıllına ait nüfusu 75.675 kişi ve göç hızı da binde -25,48’dır.  2009 yılına ait nüfusu 74. 710 kişi ve göç hızı da binde -17,5’dur. 2010 yılına ait nüfusu ise 74. 412 kişi ve göç hızı da binde -10,64’tür. Bu verilere göre, ilimizin 2008 yılından beri göç oranı gittikçe azalmış ve 2011 yılında da artışa geçmiştir. Biraz şaşırdınız değil mi? Ama gerçek.  ADNKS verilerini, 2008 yılından itibaren dikkate almamızın önemli bir nedeni var. O da şu: Bayburt Üniversitesi faaliyetine resen 15 Eylül 2008 yılında başlamıştır. Daha öncede çeşitli vesilelerle vurguladığım gibi, artan öğrenci ve personel nüfusu ve yarattığı istihdam imkânlarıyla göçün en büyük stoperinin ve telafi edicisinin Bayburt üniversitesi olacağını vurgulamıştım. Bu durum, bugün kısa vade olduğu gibi orta vade de de fazlasıyla hissedilecektir. Ancak, üniversite öğrenci ve personel sayısı ve oluşturduğu istihdam alanları, bir süre sonra doygunluğa ulaşacak ve üniversitenin etkisiyle bir süre hissedilmeyen ancak gizli iç kanama gibi devam eden yerel insan göçü önlem alınmaz ise tekrar belirgin hale gelecektir. O halde bu havanın yalancı bahara dönüşmemesi için ne yapmalı? İşte cevabı: Bu ili bir ‘’Üniversite şehri’’ yapacak ilgili tüm hizmet sektörlerini (taşımacılık, barınma, yiyecek ve giyim ve eğlence) geliştirmek ve nitelikli hale getirmektir. Yoksa bu şehrin sosyal ve ekonomik kalkınmasında etkili olabileceği düşünülerek, çeşitli kişi ve kuruluşlar tarafından hazırlanan raporlarda sürekli dile getirilen ve bir türlü harekete geçirilemeyen potansiyelleri, temcit pilavı gibi ısıtıp, ısıtıp koymanın bir yararı olmayacaktır. Şimdi yapılacak olan, üniversite ile yakalanan bu fırsatı zaman kaybetmeden avantaja dönüştürmektir.”

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.