Üstün zekalıları ne kadar anlıyoruz?

Üstün zekalıları ne kadar anlıyoruz?

Üstün zekâlılar nasıl yaşar? Testler gerçeği gösteriyor mu?

Her anne baba çocuğunun üstün zekalı olmasını ister. Peki sizce her aile çocuğunun bu özelliğini keşfedip onu doğru yönlendirebilir mi? Uzmanlar, ülkemizdeki üstün zekâlı çocukların çoğunun fark edilemediğini ve doğru değerlendirilemediği için sorunlu kategorisine sokulduğunu söylüyor.

Üstün zekâlı bir çocuğunuz olsun ister misiniz? Evet demeden önce iyi düşünün. Çünkü ülkemizde çocuklarının üstün zekâlı olduğunun farkına varmadan yaşayan, daha da kötüsü bunu bilmediği için bu çocukların sorunlu olduğuna inanan çok sayıda aile var.

Yardımcı Doç. Dr. Psikolog Elif Akdağ Göçek, bu alana yönelik çalışma ve araştırmalarında; üstün zekâlı çocukların son derece mutlu ve keyifli olabildiklerini, buna karşın sosyal ortamlarda beklenen desteği görememeleri halinde iç ve dış dünyalarında zorluklar yaşayabildiklerini söylüyor. Bu durumun yarar mı yoksa zarar mı sağladığının anlaşılabilmesi için nerede, ne şekilde yaşandığı, çocuğun nasıl desteklendiği, ailenin farkındalığı gibi faktörler önem taşıyor.

BU ÇOCUKLARA ÖZEL EĞİTİM GEREK
Üstün zekâlı çocukların ortak özellikleri arasında; hızlı düşünmeleri, hızlı hareket etmeleri, çok soru sormaları ve sorularına yanıt alana kadar vazgeçmemeleri bulunuyor. Bu tür çocuklarda; çoğunluğun göremediği detayları görme özelliği de dikkat çekiyor. Çocuğun bu özellikleri anlaşılmaz ve beklentilerine karşılık verilmezse çeşitli sorunlarla karşılaşılabiliyor. Böyle bir çıkmazın içine giren üstün zekâlı çocuk sıkılıyor ve bulunduğu ortamda sorun çıkarmaya başlıyor. Eğitim hayatı boyunca üstün zekâlı olduğunun farkına varılmayan çok sayıda çocuk olduğuna dikkat çeken ve bu tür çocukların; yerinde duramayan, dersin huzurunu bozan ve arkadaşlarının dikkatini dağıtan “yaramaz çocuklar” olarak damgalandığını belirten Üstün, sorunlu görüldükleri için okuldan uzaklaştırılan bu çocukların çoğunun aslında üstün zekâlı olduklarının akıldan çıkarılmaması gerektiğini söylüyor.

ÖĞRETMENLER FARKINA VARMIYOR
Okuldan atılan öğrenciler arasında çok sayıda üstün zekâlı çocuk bulunması, özellikle öğretmenlerin bu konuda özel eğitim almalarının ve temel bazı noktaları gözden kaçırmamalarının önemine işaret ediyor.

YETENEKLERİ FARKLI
Üstün zekâlı çocukların yetenekleri hep aynı doğrultuda olmuyor ve bu çocuklar yeteneklerini farklı alanlarda ortaya koyabiliyor. Bir konuyu geç öğrenmesi ya da başarı sağlayamaması çocuğun üstün zekâlı olmadığı anlamına gelmiyor. Bunun en güzel örneğinin Einstein olduğuna dikkat çeken Elif Akdağ Göçek, ileri yaşlara kadar okumayı öğrenemeyen üstün zekâlı bir çocuğun, mesela matematikte çok ciddi bir yeteneğe sahip olabileceğini söylüyor.

SANATÇILAR ARASINDA DA VAR
Üstün zekâlı çocukların, ilgilendikleri ve merak ettikleri konuyla çok şiddetli bir ilişki içinde bulundukları ve ilgi alanlarında motivasyonlarının çok güçlü olduğu belirtiliyor. Bazı çocuklar ise başarılarını sanatın farklı alanlarında sergiliyor. Bu nedenle sanatla uğraşanlar arasından çok sayıda üstün zekâlı çocuk çıktığı belirtiliyor.

TESTLER GERÇEĞİ GÖSTERİYOR MU?
Peki zekâ testleri bu çocuklarla ilgili gerçekleri göstermede ne kadar etkili? Uzmanlar bu noktada bazı sıkıntılar yaşanabildiğini belirtiyor. Testlerden sıkılan ve anlamsız bulan çocukların tercihlerinin soruları cevaplamamak yönünde olduğu belirtiliyor. Bu nedenle testleri ciddiye almayan ve istenen performansı göstermeyen üstün zekâlı çocukların sivrilmemesi durumuna sık rastlanıyor.

GELİŞMİŞ ÜLKELER BAŞARILI
Üstün zekâlı çocukların başarı oranları, ülkelerin gelişmişlik ve bilinçlilik düzeyine göre farklılıklar gösterebiliyor. Bu çocukların değerini bilen ülkelerin, onların yetenek ve motivasyonlarını artıracak eğitimleri çok ciddiye aldıkları belirtiliyor. Bu sistem içinde yaşayıp üreterek farklı düşünmeleri teşvik edilen çocuklar, gelecekte daha başarılı oluyorlar. Gelişmemiş ülkelerde ise öğretmenlerin, özgün düşünme yeteneğine ve farklı bakış açısına sahip çocuklara, en basit problemin çözümünde bile “Neden öğrettiğim şekilde yapmıyorsun?” baskısında bulunarak yaratıcılığı engelledikleri belirtiliyor.

BU MERKEZE DİKKAT!

Üstün zekâlı çocuklar eğitim merkezi

İstanbul Bilgi Üniversitesi, Bilgi Eğitim ve Kültür Vakfı, Doğuş Üniversitesi ve Üstün Zekâlılar Eğitim Merkezi (ÜSTZEM) işbirliği Türkiye için önemli bir boşluğu doldurarak birçok ülkede "potansiyeli yüksek" çocuklar için uygulanan eğitim modellerini ülkemizde de gerçekleştiriyor. Tüm dün ya da potansiyeli yüksek çocuklara uygulanan yaz ve kış okulu programlarının bu çocukların gelişim ve geleceğe hazırlanmalarında çok büyük öneme sahip olduğu belirtiliyor. Haftasonu tatillerini etkili ve verimli geçirmek isteyen potansiyeli yüksek çocuklar, haftasonu programlarıyla, ilgi alanlarını destekliyor, zekâ ve yeteneklerini geliştiriyor.

Kalem tutmayı sevmiyorlar

Üstün zekâlı çocukların, yaşıtlarının faaliyetlerinden zevk almamaları ve genelde diğer çocuklar tarafından çok sevilen aktiviteleri yapmak istememeleri dikkat çekiyor. Bu çocukların okul öncesinde normal çocuklara yaptırılan şekil içi boyama gibi aktivitelerden hiç zevk almadıklarını söyleyen Elif Akdağ Göçek, onların şekillerin içlerini boyamaktan çok daha farklı bir şey yapma ve yaratma heyecanı içinde olduklarını belirtiyor. En sık karşılaşılan sorunlar arasında, kalem tutmayı sevmemeleri ve güzel yazmayı becerememeleri gibi özellikler bulunuyor. Uzmanlar, ana sınıfından birinci sınıfa sırf bu nedenle (mental yetersizlik) geçiş yaptırılmayan çok sayıda öğrenci olduğunu söylüyor.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.