ERTUĞRUL CESUR

Geçtiğimiz hafta Mazlumder tarafından Altınpark’ta, İsrail’in Gazze saldırılarının yıldönümü nedeniyle “Filistin Günleri” adıyla bir dizi program gerçekleştirildi. Programın son gününde bir de panel düzenlendi. Bizlere siyonizme, bizzat Yahudilerin; en azından “muhalif Yahudilerin” gözünden de bakma fırsatı vermek isteyen Mazlumder’in para harcayarak davet ettiği panelistlerden biri de İsrailli yazar, İsrail Şamir idi.

Şamir, İsrail’de muhalif yazılarıyla tanınan bir Rus Yahudisi. Filistin topraklarına giderek Yafa şehrine yerleşmiş. Şamir, Panel’deki konuşmasının daha başında, “Hamas olmasaydı daha iyi olurdu” şeklindeki sözleriyle izleyicileri epey şaşırttı. Merak ettik, kimmiş bu “muhalif Yahudi”.

Bakın kimmiş?!

Mazlumder’den önce bir başka sivil toplum kuruluşumuz; İHH da Mescid-i Aksa ile ilgili düzenlediği uluslar arası bir toplantıya Şamir’i “muhalif tavrından” dolayı davet etmiş. Şamir ile irtibata geçilmiş, muhalif yazar, katılmayı çok istediğini bildirmekle birlikte kesin söz vermemiş. Bir zaman sonra organizasyonu yapan İHH yetkilileri Şamir’den kesin cevap almak için yeniden aramışlar. Şamir ne demiş beğenirsiniz...

“Katılmayı çok istiyorum ancak laptopum çalındı. Çalışmalarımı kaydetmekte sıkıntı çekiyorum. Toplantıya katılırsam acaba bana bir laptop hediye etmeniz mümkün mü?”

Şamir’in bu ilginç talebi karşısında şaşıran İHH yetkilileri, “Tabi ki efendim, lafı mı olur” diyerek “Muhalif yazarı” kırmak istememişler. Ancak Yahudi bu ya, işi iyice yüzsüzlüğe vurmuş.

Ardından istediği laptopun markasını ve özelliklerini de sıralamış. Toshiba marka 2,5 milyarlık bir bilgisayar istiyormuş. İHH’lı arkadaşlar Şamir’in niyetinin başka olduğunu anlayınca, kibarca toplantıya davet taleplerini geri almışlar.

***

Peki bizim “muhalif Yahudi” acaba Mazlumder’in “Filistin Günleri” paneline “insanlık onuru” için mi katılmış?

Bakın ne olmuş.

Filistin Günleri paneli için Mazlumder’in davetini kabul eden Şamir, eşinin de Türkiye’ye gelmek istediğini belirterek onun bilet parasının da karşılanmasını rica etmiş. Mazlumder yetkilileri “tabi efendim, olur” diyerek kabul etmişler. Şamir bu ya, orada durur mu?

Tekrar arayarak “Benim bir de oğlum var; onun biletini de alabilir misiniz?” demez mi… Mazlumder naçar, “muhalif Yahudi’nin bir yüzü, reddedeninin iki yüzü kara” diyerek bunu da kabul etmiş.

Bunları anlatmakla maksadımız elbette tüm Yahudilerin böyle olduğu değildir. Ancak Filistinlilerin kendi devletlerini kurma hakkını savunmayı bile istismar etme yeteneği sizce de şaşırtıcı değil mi?! Türkçede herkesin cebinden harcamasına, “Alman usulü” derdik. Anlaşılan arsızlığa da “Yahudi usulü” diyebiliriz artık!

KAYNAK: SİVİL DÜŞÜNCE