"Yeni Anayasa yazım süreci kolay olmayacak"

"Yeni Anayasa yazım süreci kolay olmayacak"

Somer, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kamuoyu yoklamalarına bakarak sürekli halkın görüşlerini takip ettiği, ancak Kürt meselesi gibi bazı konularda çözüm isteniyorsa yeri geldiğinde halkı da karşısına almayı göze alması gerektiği" görüşünü dile getird

ABD'deki düşünce kuruluşu Carnegie Endowment uzmanı ve Lehigh Üniversitesi öğretim üyesi Henri Barkey, Türkiye'de son birkaç günde yaşanan gelişmelerin yeni Anayasanın yazım sürecinin kolay olmayacağını, iniş ve çıkışlar yaşanacağını gösterdiğini belirterek, "Bu süreç karmaşık ve zorlu olacak" dedi.

ABD'nin başkenti Washington'da Middle East Insitute (MEI) adlı düşünce kuruluşunun Türkiye konulu yıllık konferansı çerçevesinde düzenlenen, "Seçimlerden Sonra Türk İç Siyaseti: Bundan Sonra Ne Olacak" başlıklı panele katılan Barkey, Türkiye'deki seçimlerin sonucunun AK Parti için zafer olduğunu, AK Parti'nin azınlığı değil çoğunluğu temsil ettiğini gösterdiğini ve merkez sağdaki tek parti haline geldiğini söyledi.

CHP açısından da Türkiye'nin güçlü bir muhalefete ihtiyacı olduğunu belirten Barkey, CHP'de parti içi çekişmeler, yerel düzeyde organizasyon eksikliği ve AK Parti gibi "kapı-kapı dolaşma" politikasının izlenmemesi gibi sorunlar bulunduğunu, ancak yeni yönetimle birlikte partide bir dinamizmin de görüldüğünü belirtti. Barkey, bunun umut sinyalleri verdiğini, ama CHP'nin daha katetmesi gereken çok yol bulunduğunu kaydetti.

BDP'nin seçim sürecinde, daha çok bağımsız adayın kazanmasını sağlamak için "çok karışık ve sofistike bir strateji" izlediğini, bunda başarılı da olduğunu ifade eden Barkey, seçim sonuçlarının, Kürt sorununun çözümünde adresin BDP olduğunu gösterdiği görüşünü dile getirdi.

Türkiye'nin önündeki en önemli konunun yeni Anayasanın yazımı olacağını ifade eden Barkey, YSK'nın, Anayasa'daki bir maddeye dayanarak, Hatip Dicle'nin milletvekilliğini düşürmesini örnek verdi. Söz konusu maddede, milletvekilliğinin reddedilme koşullarına yönelik detay bulunmadığı ve bu nedenle ideolojik kullanıma açık olduğu görüşünü dile getiren Barkey, tüm bu sebeplerle Anayasanın sadece Kürt meselesi için değil, demokratikleşme için de değişmesi gerektiğini söyledi.

Barkey, son iki günde yaşananların bu sürecin kolay olmayacağını, iniş ve çıkışlar yaşanacağını gösterdiğini ifade ederek, "Bu süreç karmaşık ve zorlu olacak" dedi.


"YENİ ANAYASA TÜM SORUNLARA SİHİRLİ ÇÖZÜM GETİRMEZ"
Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Murat Somer de paneldeki konuşmasında, seçim sonuçlarının hiçbir partinin tek başına Anayasa hazırlayamayacağını gösterdiğini, bunun da uzlaşma yoluna gidilmesine neden olacağını söyledi.

Türkiye'de demokratikleşme için Kürt sorunu, laiklik, ifade özgürlüğü ve erkler ayrılığı konularındaki sorunların çözülmesi gerektiğini ifade eden Somer, ancak kısa vadede Anayasanın tüm bu sorunları çözmesini beklemenin gerçekçi olmayacağını kaydetti. Somer, "Anayasanın hemen sihirli bir çözüm getireceğini beklemek doğru değil" dedi.

Somer, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kamuoyu yoklamalarına bakarak sürekli halkın görüşlerini takip ettiği, ancak Kürt meselesi gibi bazı konularda çözüm isteniyorsa yeri geldiğinde halkı da karşısına almayı göze alması gerektiği" görüşünü dile getirdi.


"TÜRKİYE, GAZETECİLERİ HAPİSTE OLAN BİR ÜLKE OLARAK MI ANILMAK İSTİYOR"
ABD Kongresi için çalışan Kongre Araştırma Servisinin eski Ortadoğu uzmanı Carol Migdalovitz de Türkiye'de hukukun üstünlüğü konusunda bazı sıkıntılar bulunduğunu, insanların yargılanmadan yıllarca hapishanelerde kaldığını veya yargı sürecinin çok uzun sürdüğünü savundu.

Türkiye'de ifade özgürlüğü, dini özgürlükler gibi konularda da sorunlar bulunduğunu öne süren Migdalovitz, "AK Parti iktidarından sonra kadınların yönetimlerdeki yerinin azaldığı" görüşünü dile getirdi.

"Türkiye, gazetecileri hapiste olan bir ülke olarak mı anılmak istiyor" diye konuşan Migdalovitz, internetin ifade özgürlüğünün yeni mekanı olduğuna dikkati çekerek, bu konuda Türkiye'deki filtre tartışmalarına değindi. Migdalovitz, "ABD'de ancak filtreyi aileler isterse kullanır. ABD'de hükümetin böyle bir şeyi halktan istemesi mümkün değil" dedi.

Migdalovitz, Başbakan Erdoğan'ın "balkon konuşmasının", 2007 seçimleri sonrasındaki konuşmasına çok benzediğini de belirterek, "Artık sözleri yetire getirme zamanı" ifadesini kullandı. Migdalovitz, yine de Erdoğan'ın bu konuşmasının kendisine umut verdiğini söyledi.

"Erdoğan'ın yeni Anayasa yazımı sürecinde, referandum için gerekli olan sayıyı elde etmeye çalışabilme ihtimalinin de bulunduğunu, böyle bir durumda AK Parti'nin, diğer partilerden birkaç milletvekili transfer ederek, muhalefetle uzlaşmaya gitmeyip kendi Anayasasını yazabileceğini" belirten Migdalovitz, "Bu durum bende endişe yaratıyor, umarım yanılmış olurum" diye konuştu.


"KÜRT MESELESİNDE TRAVMA YAŞANIYOR"
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Doğu Ergil de Kürt meselesi konusunda öncelikle sorunun ne olduğunun tanımlanması gerektiğini söyledi.

Bunun yanı sıra süreçte ortada "açık ve belirli aktörler" bulunmadığını savunan Ergil, Kürt meselesinde de şu an Türklerin "travma yaşadığını" ileri sürdü. Ergil, "yıllarca vurgulanan 'Türklük' kavramından sonra, şimdi bazı şeyleri diğer vatandaşlarla paylaşma düşüncesinin Türklerde travma yarattığını" savunarak, "Bunu öğrenmek zorundayız ama bunu nasıl yapacağımız belli değil. Sorunun nasıl çözüleceği net değil" dedi.



AA

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.