Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Uludere olayını değerlendirirken; hukuk devleti ilkesinin, herkesin yargı sürecini beklemesini ve değerlendirmelerini bundan sonra yapmasını gerekli kıldığını belirtti.

Bakan İsmet Yılmaz, AA'ya yaptığı açıklamada, Kuzey Irak sınırları içinde 28 Aralık 2011'de meydana gelen ve kamuoyunda ''Uludere Olayı'' olarak adlandırılan konuyla ilgili son günlerde çeşitli mecralarda çok sayıda yorum ve değerlendirmenin yapıldığını söyledi.

Olaylailgili yargı sürecinin devam ettiğini hatırlatan Yılmaz, yargı sürecini etkilememesi veya bu yönde bir algı doğurmaması için, bugüne kadar ''Uludere Olayı'' konusunda Bakanlık tarafından herhangi bir açıklama yapılmadığını ifade etti.

''Hukuk devleti ilkesi, herkesin yargı sürecini beklemesini ve değerlendirmelerini bundan sonra yapmasını gerekli kılmaktadır'' diyen Yılmaz, özellikle medyada bu konuya yeteri kadar dikkat edilmediğini gördüklerini kaydetti.

Yılmaz, bazı milletvekillerinin, TBMM çatısı altında, kürsü masuniyetini kötüye kullanarak, hukuka aykırı şekilde, devam eden soruşturmayı etkilemeye yönelik, insanların kişilik haklarını da ihlale varan ifadeler kullandıklarını üzüntüyle gördüklerini vurguladı.

-''Asıl amaç terörle mücadeleyi karalamak''-

Hava Kuvvetleri Komutanı ile ilgili bazı basın yayın organlarında kullanılan ifadeleri esefle karşıladıklarını ve kınadıklarını bildiren Bakan Yılmaz, şöyle devam etti:

''Kendisiyle yaklaşık bir yıldır çalıştığım Hava Kuvvetleri Komutanı'mız, 2011 yılı Ağustos ayında Yüksek Askeri Şura kararıyla orgeneralliğe yükseltildikten sonra üçlü kararname ile bu göreve atanmıştır.

Hava Kuvvetleri Komutanı'mız, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin her kademesinde 44 yıldır başarı ile hizmet eden, bugün de sadece ülkemizin değil, kendi alanında dünyanın en gözde kuruluşlarından birini başarı ile yönetmektedir. Komutanımızla ilgili eleştiri, insaf ve nezaket sınırlarını aşan ifadelerin gerisindeki asıl amacın, emir ve komuta ettiği Hava Kuvvetleri'mizin ve Türk Silahlı Kuvvetleri'mizin teröre karşı verdiği mücadeleyi karalamak olduğu açıktır.

Türk Silahlı Kuvvetleri'mizin ve bu çerçevede Hava Kuvvetleri Komutanlığı'mızın terörle mücadelesinin en çok terör örgütünü rahatsız ettiği bilinmektedir. Komutanımızın şahsında Hava Kuvvetleri'mize ve Türk Silahlı Kuvvetleri'mize yönelik saldırılara karşı, hukuk devleti ilkesi sınırları içinde, sonuna kadar mücadele etmek kararında olduğumuzun bilinmesini isterim. Aziz milletimiz kendisine hizmet edenleri unutmadığı gibi, kendisine hizmet edenlere saldıranları da unutmayacaktır.''

BAKAN İSİM VERMEDEN İKİ İSMİ ELEŞTİRDİ

İsmet Yılmaz'ın kritik süreçteki bu açıklamalarının muhattapları ise BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil..

Hatırlanacağı gibi Hasip Kaplan, Uludere olayı için 'Bu emri hangi hayvan verdi' gibi seviyesiz bir açıklama yapmıştı..

Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil de yine kurumu hedef alan ağır bir yazı kaleme almıştı.

Özdil, 25 Mayıs tarihli Hava'dis başlıklı yazısında şunlari öne sürmüştü:

İstifa eden Hava Kuvvetleri Komutanı için, önemli değil deyip, Hava Kuvvetleri Komutanı olması gereken orgeneral’i hapse tıkıp, terfide birinci ve ikinci sırada bulunan korgeneralleri tutuklatıp, Hava Kuvvetleri’nde orgeneral kalmadığı için, mutlaka orgeneral rütbesine yükselmesi beklenen iki korgeneral’i yerinde saydırtıp...

23 senedir, tekrar yazayım, 23 senedir muharip görev almayan, normalde beş sene yeterliyken, tuğgeneral olmak için bile dokuz sene bekletilen, filo komutanlığı verilmeyen, 10 senedir Hava Kuvvetleri Karargâhı’nda bulunmayan, kariyeri ulaştırma ve lojistikten ibaret olan, emekliye ayrılmasına kesin gözüyle bakılan korgeneral’i, apar topar orgeneral yapıp, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na oturtan kim?

Ben heralde!