6. Din Şurası "Sosyokültürel Değişim ve Diyanet Hizmetleri" temasıyla başladı

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş:- "Sosyokültürel değişimler karşısında kuşanmamız gereken tavır, İslam'ın ideal ve evrensel ilkelerinin farkında olarak toplumsal değişimin yasalarını doğru okumak, yaşanan hayatı doğru tahlil ederek bugünü ve ya

ANKARA (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Sosyokültürel değişimler karşısında kuşanmamız gereken tavır, İslam'ın ideal ve evrensel ilkelerinin farkında olarak toplumsal değişimin yasalarını doğru okumak, yaşanan hayatı doğru tahlil ederek bugünü ve yarını doğru inşa edecek bir gaye ve gayretin içerisinde olmaktır." dedi.

"Sosyokültürel Değişim ve Diyanet Hizmetleri" başlığıyla, Başkanlığın faaliyetlerinin sosyokültürel değişim süreçleri karşısındaki durumunun tartışılacağı 6. Din Şurası, bir otelde başladı.

Şuranın açılışında, Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanlığı Üyesi Fatih Okumuş, Kur'an-ı Kerim okudu.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, şuranın açılışında yaptığı konuşmada, 5 komisyonda önemli konuların müzakere edileceğini söyledi.

İslam'ın zamana ve mekana göre değişmeyen, başta tevhid olmak üzere inanç ve ibadet esaslarına dair sabiteleri bulunduğunu hatırlatan Erbaş, bunun yanı sıra İslam'ın son kitabı Kur'an-ı Kerim ve Hazreti Muhammed'in sünnetinin en temel özelliklerinden birinin bütün dönemleri kuşatacak şekilde gelişme ve yeniliklere açık olması olduğunu belirtti.

Erbaş, dindeki sabite ve değişkenlerin arasındaki hassas dengenin doğru kurulması gerektiğini vurgulayarak, "Dolayısıyla bugün de sosyokültürel değişimler karşısında kuşanmamız gereken tavır, İslam'ın ideal ve evrensel ilkelerinin farkında olarak toplumsal değişimin yasalarını doğru okumak, yaşanan hayatı doğru tahlil ederek bugünü ve yarını doğru inşa edecek bir gaye ve gayretin içerisinde olmaktır." diye konuştu.

- "Küresel ölçekte bir toplum mühendisliği"

Bugün dünyada maruz kalınan sosyokültürel bağlam, hızlı değişen davranış biçimleri ve karmaşık tepkilerin doğal bir sürecin neticesinden ziyade küresel ölçekte bir toplum mühendisliğinin çalışmasının sonucu olduğunu aktaran Erbaş, şunları kaydetti:

"Daha açık bir ifadeyle son 2-3 asırdır dünyanın büyük bölümünü etkileyen, siyasal, ekonomik ve kültürel emperyalizm tabii toplumsal yasaları da alt üst etmiştir. Söz konusu kaotik sürecin sonunda Müslüman dünyanın yaşanan çağla ilişkisine baktığımızda şunları görmekteyiz. Çağın farkında olmadan, sosyal gerçekliklerden oldukça uzak ve kendi eksenine hapsolmuş bir yaklaşımın sosyokültürel değişimlere göre tavır alması zaten imkansızdır."

Erbaş, zamanın, olayların, değişim ve gelişimlerin farkında ve daha iyi bir dünya idealini canlı tutmanın yanı sıra kapsamlı, kuşatıcı ve uygulanabilir teklifler ortaya koymayan bir yaklaşımın istenen hedefi gerçekleştiremeyeceğini dile getirerek, "Toplumun genelini ilgilendirmeyen, ümmetin ve insanlığın temel meselelerinin uzağında bir takım konuları, gelişigüzel ve popülist tartışmalarla kamuoyunun gündemine taşımanın zihinsel bir kaosa hizmet etmekten öteye geçmediği de vahim bir gerçekliktir." değerlendirmesinde bulundu.

- "Din hizmeti ve rehberlik çalışmasının varlığı memnuniyet verici"

Başkanlığın birçok alanda din hizmetleri yaptığına işaret eden Erbaş, sözlerine şöyle devam etti:

"Camiye gelen vatandaşların zihin ve gönül dünyalarının her geçen gün en ileri düzeyde ihya olacağı bir standardın ilkeleri ve uygulanabilirliği nasıl sağlanabilir, bunları konuşmalıyız. Diğer yandan cami dışı din hizmetlerinde, gelişmiş ülkelere göre yarım asırlık bir geç kalınmayla da olsa aileden gençlik çalışmalarına, sağlık kuruluşlarındaki hizmetlerden diğer manevi rehberlik faaliyetlerine kadar hayatın her alanına yönelik din hizmeti ve rehberlik çalışmasının varlığı memnuniyet vericidir. Ancak bu alanda gündeme alınması gereken pek çok meselenin olduğunu da unutmamak gerekir."

- "Kurul olarak birtakım eleştirilere muhatap oluyoruz"

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Ekrem Keleş ise din şurasının 5 yılda bir düzenlendiğini, bu toplantılarda alınan kararların Başkanlığın kısa, orta ve uzun vadeli hizmet politikalarını oluşturduğunu belirtti.

Diyanet İşleri Başkanlığı ve akademi camiasının sosyokültürel değişimler karşısında ümmete karşı sorumlulukları bulunduğuna dikkati çeken Keleş, şunları kaydetti:

"Ben uzun yıllar Din İşleri Yüksek Kurulunda çalışmış bir kardeşiniz olarak samimi olduğuna şüphe etmediğim birtakım eleştirilere muhatap oluyorum. Bunlardan bazılarını şuramızı ilgilendirdiği için arz etmek istiyorum. Şu tür eleştirilere muhatap oluyorum, 'Müslüman ilim ve fikir insanları olarak hayattaki değişimin parametrelerini doğru okuyamadığınız için, doğru ve zamanında çözüm üretemiyorsunuz. Zamanın ruhunu yakalayamıyor, geçmiş mirasımızı doğru şekilde anlayıp güncelleyemiyorsunuz. Geleneğimizde mevcut ihya ve tevhid kavramlarını asrın idrakine sunamıyorsunuz. Dini anlarken ve anlatırken birtakım ön kabulleri bırakmadığınız için doğru ve uygulanabilir yöntemler ortaya koyamıyorsunuz'."

Keleş, zaman ve mekan üstü sabiteler ile zamanın ve dönemin şartlarına bağlı değişkenleri ayırt edemediklerine yönelik eleştiriler de geldiğini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

" 'İslam'ı çağdaş zihinlere geçerli argümanlar üzerinden sunamıyorsunuz. İnsanımızı yeterli sahih bilgiyeyle donatamadığınız için çok büyük sorunlarla karşılaşıyoruz. Bir tarafta hakikati kendi tekeline alan, üstünlük iddiasıyla kutsal değerlerimizi sömüren kişi ve gruplar türüyor. Diğer taraftan bazıları sekülerlerin, hazcı bir anlayışla dinden kopuk, kendilerini daha rahat ve özgür hissettiği akımlara yöneliyor. Bunlar karşısında savunmacı söylemlere yöneliyorsunuz'. Din İşleri Yüksek Kuruluna yöneltilen bu tür samimi eleştiriler kuruma olumlu yön verecek düşüncesiyle paylaşmayı arzu ettim."

Konuşması sırasında tansiyonu yükselen Keleş, bir süre protokoldeki yerinde dinlendikten sonra salondan ayrıldı.

Şuranın açılışına, eski Diyanet İşleri Başkanları Ali Bardakoğlu, Lütfi Doğan, Mehmet Nuri Yılmaz, Süleyman Ateş, Tayyar Altıkulaç ile Diyanet İşleri Başkan Yardımcıları Burhan İşliyen, Huriye Martı, Ramazan Muslu ve Osman Tıraşçı da katıldı.

Başkanlığın faaliyetlerinin sosyokültürel değişim süreçleri karşısındaki durumunun tartışılacağı 6. Din Şurası, 28 Kasım'a kadar sürecek. Son gün değerlendirme ve sonuç oturumunun yapılacağı şuraya, 350 ilim adamı katılım sağlayacak.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri