ABD Canlı Hayatı Bitiriyor

Nükleer konusunda İran’a yaptırım isteyen ABD’nin iki yüzlülüğünü bilim adamlarının yaptığı araştırmalar ortaya koyuyor.

Küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda mücadeleyi sağlamaya yönelik uluslararası tek çerçeve olan Kyoto Protokolünü imzalamaktan sürekli kaçan ABD, 2010 İklim Koruma Endeksi enerji üretimine bağlı en önemli sera gazı üreticisi 10 ülke ve dünya çapındaki karbondioksit salınımındaki paylarına göre dünyayı en çok kirleten ülke oldu. Dünyayı en çok kirletenler listesinde karbon emisyon oranına göre ülke sıralamasında Çin ve Rusya’da ilk üçe girdi. Uluslararası Enerji Ajansı'nın verilerine göre de dünyayı en çok kirleten ülkeler sıralamasında ABD başı çekiyor.  

300’E YAKIN NÜKLEER DENEME

Nükleer konusunda İran’a yaptırım isteyen ABD’nin iki yüzlülüğünü ise bilim adamlarının yaptığı araştırmalar ortaya koyuyor. Yapılan araştırtmalara göre dünyada en çok nükleer deneme yapan ülkenin ABD olduğu ortaya çıkarken, Arizona ve Pasifik Okyanusu’nda bugüne kadar 300’e yakın nükleer silah denemesi yaptığı da biliniyor.

DENEMELERİN YAPILDIĞI BÖLGELERDE CANLI HAYATI BİTİYOR

50 yıl önce Hiroşima’ya, Nagazaki’ye nükleer bomba atan, Vietnam’a 30 yıl önce tonlarca kimyasal bomba yağdıran, bugün Irak ve Afganistan’da denemedik, kullanmadık silah bırakmayan ABD’nin atmosferde yaptığı nükleer deneme sayısının da 200’ü bulduğu tahmin ediliyor. Uzmanlar, bu denemelerin Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan bombalardan en az on kat daha güçlü bombalarla yapılmakta olduğunu belirtirken, denemelerin yapıldığı bölgelerde canlı hayatın bittiği, iklim ve bitki yapısında anormallikler meydana geldiğini vurguluyorlar.

İSLAM COĞRAFYASINDA ABD’NİN TAKTİK SİLAHI URANYUM

Uluslararası konvansiyonları insan hakları ve çevre hayatı konvansiyonları tarafından yasaklanmasına rağmen Amerika İslam coğrafyasında da nükleer taktik silah olan zayıflatılmış uranyum kullandı. İşgal ettiği ülkelerde büyük bir soykırım yapan ABD diğer taraftan kullandığı silahlar ile her türlü canlı ve bitkiyi kirletip, radyoaktif madde saçarak sayısız insan neslinin hayatını tehdit etmeye devam ediyor. Zayıflatılmış uranyum ucuz bir silah olup, hedefe saplandığında patlayıp yüksek bir ateş ve alev meydana getiriyor. Uranyumlu mermi ve bombalar patladıktan sonra pudraya dönüşüp “uranyum oksid”e dönüşüyor, rüzgar ile yağmurla birlikte her tarafa yayılıyor. Böylece toprak, su kaynakları radyasyonla kirleniyor.

IRAK VE AFGANİSTAN’DA ÇOCUKLARIN DRAMI

Basra Hastanesi'nden Dr. Cenan Ali, araştırmalarına göre Körfez Harbi'nden bu yana bölgede çocuklarda kan kanserlerinde yüzde 100, diğer kanser türlerinde de yüzde 242 artış olduğunu açıkladı. Afganistan Fakirleştirilmiş Uranyum İyileştierme Fonu yöneticisi Dr. Davud Miraki ise, 2003'te Afganistan'ın doğu ve güneydoğusundaki araştırmalarda, sivillerde fakirleştirilmiş uranyum etkilerinin tesbit edildiğini belirtiyor.  Miraki, yaptığı araştırmaların sonucunu şu şekilde açıklıyor:''Çoğu bebek; gözleri, kolları ve bacakları olmadan doğuyor. Bazı bebeklerin de göz ve ağızlarından urların püskürdüğü görülüyor. Yeni doğanlardan bazılarının insan olduğu güçlükle tesbit edilebiliyor. Bunların çoğu hayatta kalmıyor.''

FELLUCE’DE DOĞAN ÇOCUKLARIN YÜZDE 75’İNİN GENLERİ BOZUK

2004 yılında Felluce'de başlatılan geniş çaptaki operasyonlarda Iraklı direnişçilere güç yetiremeyen Amerikan güçleri, tüm sivilleri hedef alan bir dizi katliam gerçekleştirmiş, biyolojik silahlar bile kullanarak binlerce insanı öldürmüştü. ABD’nin biyolojik silahlarla vurduğu Felluce’de doğan çocukların genlerinde bozukluklar görüldüğü ve bu yüzden de Felluceli kadınların çocuk doğurmak istemedikleri biliniyor.  Geçen yıl  içerisinde doğan çocukların yüzde 24’ünün bir hafta içinde öldüğü, yüzde 75’inde ise genlerin tamamen bozuk olduğu ortaya çıktı.

ABD ASKERLERİ DE ZEHİRLENİYOR

Afganistan ve Irak'ta bir şeyden habersiz çocuklar, ABD bombardımanları sonrasında meydana gelen enkazlarda oynuyor. ABD ordusu ise, buralarda radyoaktivite olduğuna dair herhangi bir uyarı işareti koymuyor. Amerikan ordusunun, böyle bir ikaz veya işareti ''radyoaktif madde kullandığını kabul etmiş olacağı gerekçesiyle'' koymaktan kaçındığı kaydediliyor. ABD'nin fakirleştirilmiş uranyumlu saldırılarından Iraklı sivillerin yanı sıra Amerikalı askerler de kötü etkilendi. ABD Emekli Asker İşleri Departmanı'ndan Terry Jemison, Körfez Harbi sırasında radyoaktif maddeye maruz kalan çok sayıda Amerikalı askere tazminat verildiğini, tazminat davaları halen devam eden 24 bin 760 vak'a olduğunu söyledi. Jemison, ölen askerler ya da halen orduda göreve devam edip tedavi görmekte olanların ayrı bir yekün oluşturduğunu kaydetti.

HİROŞİMA VE NAGAZAKİ UNUTULMADI

ABD, önce 6 Ağustos 1945’te Hiroşima’ya, üç gün sonra, 9 Ağustos’ta da Nagazaki’ye attığı atom bombası atarak bugüne dek uzanan büyük felaketlere neden olmuştu. İki Japon kentinden Hiroşima’da 140 bin, Nagazaki’de de en az 70 bin kişi hayatını kaybetti ve etkileri yüzünden hala binlerce kişi ölüyor… Hiroşima’ya atılan “Little Boy” adlı 4,5 tonluk uranyum bombası ve Nagazaki’ye atılan “Fat Man“ adlı ilk plütonyum bombasının her iki kenti yerle bir etmesinin üzerinden 61 yıl geçmesine rağmen bugün hala bombaların olumsuz etkileri sonucu binlerce kişi hayatını kaybediyor. Sadece Nagazaki’de bu yılın ilk yedi ayında toplam 2831 kişi daha bombasının neden olduğu etkilere bağlı olarak hayatını kaybetti.  Böylece aradan geçen süre içinde Nagazaki’nin nükleer felakete verdiği kurban sayısı tam iki kat artarak 140 bin 144’e yükseldi. Hirşoma’daki kurbanların toplam sayısının da 300 bin geçtiği tahmin ediliyor.

Dünya Haberleri