Cemaatlere nazi usulü fişleme

28 Şubat sürecinde Türkiye genelinde başlatılan cadı avı özellikle mütedeyyin insanları hedef alıyordu. Bu çerçevede Edirne'de yapılan fişlemeler ise Nazi Almanya'sını andırıyor.

28 Şubat sürecinde Türkiye genelinde başlatılan cadı avı özellikle mütedeyyin insanları hedef alıyordu. Bu çerçevede Edirne'de yapılan fişlemeler, Nazi Almanya'sını andırıyor.

 
Yurtları ablukaya alan müfettişler, öğrenci ve yönetici kadrolarını fişlerken, yurtları renkli kalemlerle kategorilere ayırıyor. 9 Mart 1999 tarihli belgeye göre 'İyi-sorun olmayan' yurtlar sarı, 'Enver Ören Grubu' olarak belirtilen yurtlar kırmızı, 'Süleymancı' olarak belirtilenler yeşil, 'Nurcu' şeklinde belirtilen yurtlar ise turuncu olarak işaretleniyor. Kapatılan yurtların üzeri ise siyah kurşun kalemle işaretleniyor.
 
'Derneklere ait yurtlar', 'Vakıflara ait yurtlar' ve 'Gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine ait yurtlar' şeklinde listelenen yurtların denetimi için başkomiser, polis memuru ve milli eğitim müdürlüğünden 14 kişilik özel komisyon oluşturuluyor. Edirne'deki utanç uygulamalarında Vali Mehmet C. Vali Yardımcısı Hikmet Ç., ve Milli Eğitim Müdürü Reşat K.'nin imzaları da bulunuyor.
 
Bir başka ibretlik fişleme İçişleri Bakanlığı'nda yapılıyor. Bakanlık, fişlemeler için özel faks numarası bile ayırmış. İllerdeki kamu kuruluşları Bakanlığın İzleme Grubu'nun hazırladığı özel formları doldurup bu faks numarasına gönderiyordu. İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığı İzleme Grubu Başkanlığı tarafından il ve ilçelerde yapılacak denetimler hakkındaki usul ve esaslar il milli eğitim müdürlüğüne iletiliyor. Milli eğitim müdürlüğü de, vali yardımcılarına, il jandarma komutanlığına, il emniyet müdürlüğüne, kaymakamlara, il müftülüğüne dağıtıyor. Dönemin Edirne Valisi Mehmet C. imzalı belgede iletilen şikâyet ve ihbarlardan inceleme-soruşturma onayı alınan durumların ayın 5'ine kadar İzleme Grubu'na intikal ettirilmesi isteniyor. Dernek, vakıf, özel okul, yurt ve dershanelerin denetlenmesi sırasında denetleme formlarının uygulanması talimatı yer alıyor. Valiliğe iletilen şikâyet ve ihbarların acil durumlarda İzleme Grubu'nun hizmetine tahsisli faks numarasına bildirilmesinin altı çiziliyor. Cuntaya destek veren medya organlarının 'Türban provokasyonu', 'Türban faciası' başlıklı haberleri, yapılan baskı ve denetimlere gerekçe oluşturuyor.
 
Başörtülü öğretmen ve öğrencileri hedef gösteren haberler sebebiyle dönemin Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay, valiliklere bir yazı gönderiyor. Uluğbay, söz konusu genelgelerde valiliğe, kılık kıyafet yönetmeliği ile ilgili denetimlerin daha sıkı tutulması ve haklarında gerekli cezai işlemlerin uygulanması talimatını veriyor. Bu genelgelerin ulaştığı valiliklerden birisi de Bursa Valiliği. Dönemin Bursa Valisi M. Orhan Taşanlar, İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne gönderdiği yazıda "İlgili yönetmeliğe rağmen bazı okullarda görevli öğretmenlerin ve öğrencilerin ısrarla yönetmelik hükümlerine aykırı olarak başları örtülü bir şekilde derslere girdikleri ve okul yöneticilerinin de bu duruma göz yumdukları Valiliğe gelen bilgilerden anlaşılmıştır." uyarısında bulunuyor. Yönetmelik gereklerini yerine getirmeyen yöneticilerin derhal görevden uzaklaştırılması ve haklarında yasal işlem yapılmasını istiyor.
 
Kaynak: AYŞE TOSUN, ZEYNEP HAŞLAK / ZAMAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri