Diyanet'ten kürtaj fetvası: Haramdır!

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, İl müftüleri seminerinde Din İşleri Yüksek Kurulu'nun fetvasını açıkladı: Dinen meşru bir sebep olmadıkça çocuğu aldırmak haramdır...

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, İl Müfetişleri toplantısında kürtajla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Görmez, konuyla ilgili Din İşleri Yüksek Kurulu'nun fetvasını açıkladı.

GEBELİK ÖNLENEBİLİR

"Dinen meşru bir sebep olmadıkça çocuğu aldırmak haramdır" diyen Görmez, "1983 yılında Sağlık Bakanlığı Aile Planlaması ve Kürtajla ilgili islam dininin bakış açısını Diyanet İşleri Başkanlığı'na sormuş ve Devlet Bakanı Mehmet Özgüneş imzasıyla Sağlık Bakanlığı'na gönderilmiştir. Toplumun temeli ailedir. Ailenin devamlılığını çocuk sağlar. Dinimiz evlenip çoğalmayı teşvik etmiştir. Çocukaileye ve topluma allah'ın emanetidir. Her aile bakıp yetiştirebileceği sayıda çocuk yetiştirmelidir. Çocuk istenmediği durumlarda, karı kocanın ortak istekleriyle gebeliği önleyici tedbirler alınması caizdir." dedi.

KÜRTAJ HARAM VE CİNAYETTİR

Kürtaj yaptırmanın haram ve cinayet olduğunu vurgulayan Görmez şu açıklamalarda bulundu:
 
"Çocuk düşürmek ve aldırmak gebeliği önleyici tedbirlerden değildir. Çocuk aldırmak cinayet hükmündedir.
Sadece Müslüman ilim adamları değil, bütün ilahi dinler, ahlaki sistemler, bütün tabii hukuk sistemleri, biyolojik varlığın insan olduğunu, bu savunmasız varlığın tıpkı doğmuş yetişmiş bir insan gibi yaşama hakkına sahip olduğunu bu varlığın da yaşama hakkının olduğunu söylemeye devam edeceklerdir.
 
Aynı şekilde, bilim adamları, genetik uzmanları bize kesin bilimsel verilere dayanarak, döllenmiş yumurta hücresinin anneden bağlı bir sistem olduğunu, her ikisinin ayrı birer kalbi olduğunu, kan dolaşım sistemi olduğunu, anneye bağlılığın sadece beslenme olduğunu söyledikleri müddetçe, sadece Diyanet değil, bütün dinler, hukuk sitemleri kürtajın bir insan yaşamına kast etmek olduğu görülmektedir.
Sorun bilimin ortaya koyduğunu meseleyi kabul edip etmeme meselesidir.
 
BEDEN İNSANIN MÜLKİYETİ DEĞİLDİR
 
Bedenin insanın mülkiyeti olmadığının altını çizen Görmez konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bedenimiz ve hayatımız bize mülkiyet olarak değil, emanet olarak verilmiştir. Onu yaşamak ve yaşatmak en iyi şekilde muhafaza etmek görevimizdir. Hukuk diliyle, hayat hakkı vazgeçilen bir hak değildir.
Anne karnındaki ceninin de yaşam hakkı vardır. Ne annesi ne babasının onun üzerinde mülkiyet hakkı olmadığı gibi vazgeçme yetkisi de yoktur.
“Beden benim değil mi, ben onu istediğim gibi kullanırım. Bebek de yaparım, istersem onu da atarım.” demeye sahip değildir. Karnındaki bebeğin gerçek anlamda sahibi değildir. Keyfi olarak, öldüremez, onu yaşatmakla görevli bir emanetçidir.
İstisnai konularda konuşmak tarih boyunca zor olmuştur. Tecavüz gibi cinsel saldırıların sonuçlarını ortadan kaldırmak, ceninde ortaya çıkan ağır hastalıklardaki konularda genelleme yapmak yerine her bir özel durum için özel hüküm gerekebileceğini ve söz konusu özel hükmün din bilginler, psikiyatrisiler, adli tabipler gibi farklı ihtisas sahiplerinin ahlak çerçevesinde birlikte verebileceklerini ifade etmek istiyorum.
 
KÜRTAJ SADECE KADIN MESELESİ DEĞİLDİR
 
İslam dini, Katolik öğretilerinin tam aksine, anneyle cenin arasında yer aldığında annenin yanında yer almıştır. Herkesin içine düştüğü bir hataya değinmek istiyorum. Kürtajı sadece kadın meselesi olarak ele alınması yanlış olur. Bu sorunun en büyük ızdırabını çekenler hep kadınlar olmuştur.
Tarihi tecrübe göstermiştir ki bu konu sadece yasalarla ve yasaklarla çözüm bulunamamıştır."
 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri