Esad: Bu bir komplo

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Türkiye'ye giden Suriyelilere dönmeleri çağrısında bulunarak, "Devlet intikam alacak diyenlere inanmayın. Geri dönün. Devlet sizi kucaklayacak" dedi

Devlet televizyonundan halka hitap eden Esad, parlamento seçimlerinin ağustos ayında yapılacağını, reform paketinin ise eylül ayında tamamlanacağını söyledi. Esad, bir ay içinde anayasa reform çalışmaları ve tavsiyelerle ilgili komitelerin oluşturulacağını da kaydetti. Suriye'yi bekleyen en büyük tehlikenin ekonominin zayıflaması ya da çökmesi olduğunu hatırlatan Esad, temel sorunun "psikolojik" olduğunu öne sürdü. Silah taşıyan kişilerle siyasi bir çözümün muhtemel olmadığını belirten Esad, Suriyelilerden, krizler aylar hatta yıllar sürse bile durumun normale dönmesi çalışmalarına yardım etmesini istedi.

Silah taşıyan kişilerle siyasi bir çözümün muhtemel olmadığını belirten Esad, Suriyelilerden, krizler aylar hatta yıllar sürse bile durumun normale dönmesi çalışmalarına yardım etmesini istedi. Esad, halkın meşru ihtiyaçlarıyla sabotajcılarınkini ayırt etmeleri gerektiğini ifade etti. "Sabotajcıları" yasal reformlarla ilgili hareketi sömürmeye çalışmakla suçlayan Esad, sabotajcıların "küçük bir grup" olduğunu, ancak verdikleri zararın büyük olduğunu, barışçıl protestolara sızdıklarını kaydetti. Esad, bazılarının Suriye'de yaptıklarının reformlarla ilgili olmadığını, bu kişilerin sabotaj yaptıklarını ifade etti. Suriye'deki olaylar başladığından beri üçüncü kez halka hitap eden Esad, Adalet Bakanlığından son affın genişletilmesi için çalışmasını isteyeceğini de bildirdi.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad şunları söyledi:

"BÜYÜK BASKI GÖRÜYORUZ"
"Derin analizler yaparak bu kaybımızı kazanca dönüştürebileceğimizi gösterdik. Her açıdan baktığımızda da kaçınılmaz olarak geleceğe bakıyoruz. Bunu yaparken geçmişi ve bugünü analiz etmemiz gerektir. Bu bir komplo mu? Bu komplonun arkasında neler var? Karşımızda çıkan Suriye'nin tarihi boyunca pek çok komploların hedefi olmuş bir ülke. Siyasi tarih veya kirli çıkarlar nedeniyle Suriye halkı komplolların hedefi olmuş. Biz de dokunulmazlığımızı güçlendirmek zorundayız. Özellikle de zayıf noktalarımızı belirledik. Komploların hedefi olmuştur ülkemiz ya da içeriden bir takım desteklerle gferçekleştirilmiş komplolardır bunlar. Ben bunlara "Mikroplar" diyeceğim, her yerdeler. Bu benzetmeden yola çıkarak, bilim adamları mikroplara karşı vücudu nasıl yok ediyorlarsa bizim de güçlü çıkmamız lazım. Suriye'nin tarihi yolculuğuna baktığımızda Suriye'nin uluslararası arenada üstlendiği rol büyük oluyor. Bizler ilkelerimizden ödün vermek konusunda baskı görüyoruz. Medyadan da bir takım baskılar söz konusu. Ülkeyi tahrip edenlerin ellerinde sürekli telefonlar, sürekli manipülasyonlar oluyor. Dışarıdan gelen baskılar konusunda bugün bir şey söylemeyeceğim. Şu anda Suriye sokaklarında yaşananların 3 temel bileşeni var. Bir tanesi, devletten talepleri olan bir grup var. Devletin vatandaşlarına karşı yükümlülüklerinden bir tanesi onların isteklerini gerçekleştirebilmek. Onlara yardım eli uzatılmalı."

"EĞER SİLAHLANIRLARSA ORDU HALİNE GELEBİLİRLER"
"Bu karanlık dönemde yaşamaya devam edemeyiz. İki yıl önce bazı talimatlar vermiştim bütün yurt dışındaki temsilcilerimize. Her vatandaşa pasaport verilmesi konusunda talimatım olmuştu. Bir adaletsizlik duygusu baş gösterdi. Son gelen affın pek çok kişiyi memnun etmediğini gördük. Şimdiye kadar ilan edilen en büyük, en kapsamlı aftı bu. Biz her zaman şunu söylüyoruz: Şimdiye kadar yayınladığımız af en kapsamlı af ve Adalet Bakanlığı'na bu yönde bir talimatım oldu. Acaba bu af biraz daha genişletilebilir mi? Buna bakmaları için bir talimat verdim. Devlet çıkarlarına zarar vermeden özgürlükleri nasıl sağlayabiliriz? Yasa dışı gruplar sokaklara dökülüyor. Ve krizin başlangıcından bu yana 64 bin kişi bu grubun parçası olmaya çalışıyor. Bunlar da suç işlemiş, aranan kişiler. Kimileri 3 yıl üzerinde hüküm giymiş kişiler. Bu çok büyük bir rakam. Eğer silahlanırlarsa büyük bir ordu haline gelebilirler. Radikal bazı entellektüellerin olduğu gruplar var. Onlar tamamen farklı maskelerin ardına gizlenerek din adına ya da özgürlük ilkesi arkasına saklanarak eylemler gerçekleştiriyorlar. Orta Çağ ya da ondan öncesine gidilmesini savunuyorlar. Bizler insan unsuruyla başlamalıyız. Dış güçler ya da onların oynadığı rol, bunların arasında para ödenen gruplar da var. Gösterilere katılmaları için ama bunların hepsi önemsiz. Bizim insan unsuruyla işe başlamamız lazım."

"BÜYÜK DENEYİM KAZANDIK"
"Silahın kullanımı son seçenek haline geldi onlar için. Bu süreçte kamu yolları, okullar kapatıldı. Kamu mallarına zarar verildi. Ülkede ana yollar kapatıldı, iletişim kesintiye uğradı, eğitimde sıkıntılar yaşandı. Ülkenin imajı zarar geldi, uluslararası müdahale sesleri yükseldi. Yanlış yönlendirici sözler kullanıldı. Bunlar bizim dinsel söylemlerimizden de uzak. Çok küçük bir azınlıktan bahsediyoruz. Suriye halkının küçük bölümünü oluşturan küçük bir gruptan bahsediyoruz. İlk girişimlerinde başarısız oldular ve silaha sarıldılar. Silaha sarılan gruplar da medyada gördüğümüz gibi güvenlik güçlerini hedef aldılar. Kamuya ait postaneleri yakıp yıktılar. Bu gruplar içinde nefret var. Ellerinde eskiden sahip olmadıkları silahlar ve iletişim araçları var. Stratejik alanlarda depoları bile oldu. Jeeplere silahlar yüklendi. Bu silahlar katliam için kullanıldı. Siviller müdahale etmese neredeyse başarılı oluyorlardı. Suriye'nin bazı bölgelerinde bu gruplar başarılı oldu bazılarında olamadılar. Vatansever siviller olmasaydı daha kötü olabilirdi. Eşi benzeri görülmemiş bir saldırıyla baş başa kaldık. Kazandığımız deneyim bu saldırıların karşısında çok daha büyük bir şey getirdi bize."

"DOĞRUDAN HALKA KULAK VERMEK İSTİYORUM"
"Ulusal bilinçle, reformlarla birlikte hareket ettik. Bunların amacı reformları rayından çıkarmak. Kamu mallarına, devlet kurumlarına zarar vermek istediler. Bunlar kısa sürede halledilebilecek meseleler değil. Hukukun üstünlüğüne uyulmaması sonucu ortaya çıkan şeyler. Nesiller boyunca hukukun üstünlüğüne, devletin kurumlarına saygı gösterilmediği dönemleri yaşadık ama bunun bedeli çok ağır oluyor. Şimdi şu soru çok önemli: Acaba bu kriz, karmaşa koşulları daha da mı iyileştirdi? Güvenliğimizi daha da mı güçlendirdi? Çıkarılan kararlar hiçbir zaman güvenliği, sağlıklı bir ortamı getirecek diye bir şey yok. Tahribatı reddetmemiz gerekiyor şu aşamadan sonra. Bu süreçten sonra hakikati göz önünde bulundurmak lazım. İnsanları göz önüne getirmek gerek. Her kesimden insanlarla bu gerçekliği analiz etmemiz gerekiyor, kurumları yeniden yapılandırmalıyız. Ben Suriye halkına doğrudan kulak vermek istiyorum, bir filtre aracılığıyla değil, doğrudan kulak vermek istiyorum."

MERKEZİ ULUSAL DİYALOG
"Bazıları reform yolculuğu konusunu dile getirdi. Herkesin bana destek verdiği, meydan okuma sürecine devam etmem konusunda bir izlenim edindim. Adalet eksikliği konusunda bir takım görüşler dile getirildi. Bunların toplum üzerinde etkisini görüştük. Yoksulluğun büyük bir sorun olduğu görüşüldü. Akraba kayırmak, yoksulluk topluma zarar verecek bir durumdur. Bir an önce kurumları modernize etmek için harekete geçmeliyiz. Makamın içine doğan kişiler değil de makamın yetiştirdiği kişileri göreve getirilmeli. Bu görevi, uygun kanalları oluşturmadan başarmak çok zor. Bu anlamda devlet, yolsuzlukla yüksek düzeyde mücadele edebilir ama uygun yöntemlerin kullanılması lazım. Bunlar güzel açıklamalar. "Bunu yapmamız lazım" demek kolaydır ama bunları eyleme koymak zor. Bu toplantının amacı da içinden geçtiğimiz süreci daha iyi anlayabilmek, bu yaptığımız sınırlı gruplarla yapılan analiz değil. Bu Suriye toplumundaki tüm kesimleri içeren bir diyalog. Herhangiş bir partiye mensup kişilerle yapılmadı bu diyalog. Geleceğimizi şekillendirmek belli bir grubu dışlayarak mümkün olmaz. Ulusal diyaloğun bir parçasıyız. Nihai amacımız milyonlarla biraraya gelmek. Ulusal dokuyu yaratan her grupla ulusal diyalogun yapılması gerekiyor. Halkın çoğunluğunun katılabileceği bir diyalog kurulmalı. Geleceğimizin şekillenmesinde her kesimin rolü olmalı. Bu bizim daha olgun bir vizyon oluşturmamızı sağlayacaktır. Siyasi partiler önemli bir rol üstlenecek. Pek çok görüş dile getirildi. Farklı gruplarla istişare yapacağız. Daha önce parlamentoya da söylediğim gibi hepsi belirli bir takvim çerçevesinde gerçekleşecek. Bizler ulusal diyaloğu hem yerel hem de hükümet düzeyinde düşünüyoruz. Sosyal çeşitlilik, Suriye'nin sosyal çeşitliliği gözetilerek bu diyalog başlatılacak. Bunun bütün ulusa yayılması gerekiyor. Mutabakata dayanılarak bu süreç yürümeli. Yaptığımız görüşmeler sonucunda merkezi bir diyalog yaratma konusunda mutabık kaldık. Bu diyalog nedir? Nasıl yaratılmalı? Bunlarla ilgili teknik detay görüşüldü. Otoritenin rolü konusunda bir kafa karışıklığı var. Bir takvim içinde diyaloglar olacak. Kararlar başkan tarafından iletilecek. Bir yandan da önümüzdeki dönemde istişare amaçlı bir denetim gerçekleşecek. Yüzden fazla kişi biraraya gelecek. Belirli bir takvim olacak. Bu katılanlar için önemli bir süreç. Suriye'nin geleceği bu merkezi ulusal diyaloğa dayanacak. Suriye içerisinde onlar, yüzler, milyonlar için düşünemezler ama bizler halkın taleplerine de cevap veriyoruz. OHAL'i, Devlet Güvenlik Mahkemeleri'ni kaldırdık. İnsanlar gösteri haklarını kullanabilsinler diye yeni düzenlemeler yaptık. Önümüzdeki dönemde bu düzenlemeler onaylanacak. OHAL'in kaldırılmasını kavrayamayanlar oldu."

"REFORMA KARŞI ÇIKAN TEK BİR KİŞİ BİLE GÖRMEDİM"
"Medyayı modernize etmek için bir çalıştay başlatacağız. Şeffaf olunmasını sağlayacağız. Yasa tasarısı önümüzdeki dönemde sunulacak. Belediyeye ilişkin yasa tasarıları da var. Özellikle de belediyelerin yönetilmesi açısından son derece önemli adımlar. Daha önce çözülemeyen sorunların çözümüne katkıda bulunulacaktır böylece. Vatandaşların hayatı daha da kolaylaşacak. Kürtlere Suriye vatandaşlığı sağlandı. 36 bin kişiye vatandaşlık verildi. Partilerin siyasi rollerine ilişkin komite oluşturuldu. Böylece halkın devlete katkısını geliştirecek. Böylece derin bör dönüşüm yaşanacak. Devlet içinde bazı kuralların gözden geçirildiği bir süreç olacak. Anayasa'daki bazı maddeler, yeni değişikliklerle uyumlu hale getirilecek. Bu paket sunulacak ve ulusal diyaloglarda sunulacak. Bazıları şuna inanıyor: Devlet siyasi reformları geciktiriyor, devlet ciddi değil.
Reform süreci çok net önümüzde, halkın çıkarlarını, devletin çıkarlarını yansıtan bir süre. Devletin çıkarlarıyla halkın arzuları arasında boşluk olamaz. Reforma karşı çıkan tek bir kişiyle karşılaşmadım. Herkes hevesli."

Beşşar Esad, Cisr Eşşuğur kentinde silahlı kişilerin gelişmiş silahlar ve iletişim imkanlarını kullanarak bir katliam yaptıklarını da ileri sürdü.

"GERİ DÖNÜN"

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Türkiye'ye giden Suriyelilere dönmeleri çağrısında bulunarak, "Devlet intikam alacak diyenlere inanmayın. Geri dönün. Devlet sizi kucaklayacak" dedi.

Esad'ın konuşması, 16 Nisan'dan bu yana yaptığı ilk ve Suriye'de hükümet karşıtı protestoların başladığı günden bu yana yatığı üçüncü konuşma oldu.

Suriye’de Mart ayından itibaren başlayan gösterilerde bin 400 kişiden fazla insanın hayatını kaybettiği ve 10 binden fazla kişinin tutuklandığı ifade ediliyor.

GÖSTERİCİLER KONUŞMA SONRASINDA SOKAKLARA DÖKÜLDÜ

Suriye'de göstericilerin, Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın konuşmasından sonra ülkenin çeşitli kentleri ve banliyölerinde sokaklara döküldüğü bildirildi. Eylemciler, sokaklara dökülen göstericilerin, Esad'ın konuşmasını kınayarak, bunun, geniş bir siyasi değişim yönündeki taleplerini karşılamadığını dile getirdiklerini söylediler. Bir görgü tanığı da Reuters ajansına telefonla yaptığı açıklamada, İrbin kentinin banliyösünde toplanan 300 protestocunun, "Katillerle diyalog yok" sloganları attıklarını kaydetti.

 

ESAD'A BİR HAFTA SÜRE

Bu arada Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Orta Doğu Başdanışmanı Erşat Hürmüzlü, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'a, uzun süredir taahhütte bulunulan reformları bir hafta içinde uygulaması çağrısında bulundu. Hürmüzlü, merkezi Dubai'de bulunan El Arabiye televizyonuna yaptığı açıklamada, Suriye'de reform taleplerine bir haftayı geçmeyecek şekilde kısa sürede yanıt verilmesinin olumlu olacağını belirtti. Reformlara kısa süre içinde başlanmaması halinde Suriye yönetiminin korunmasını önermenin mümkün olamayacağı ifadesini kullanan Hürmüzlü, "(böyle bir durumda) Çünkü bizim her zaman endişe ettiğimiz, dış müdahale tehdidi var" dedi.  Hürmüzlü ayrıca sınıra giderek Suriyeli sığınmacılarla ilgili bilgi alacak.

GÜL: NET OLMALI
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın konuşmasını, 12 Eylül halk oylamasında kullanılan ''Yetmez ama evet'' sözüyle değerlendirirken, ''Esad'ın 'Her şey değişti, çok partili sisteme geçiyoruz, Suriye halkının iradesi neyse herşey o şekilde düzenlenecektir ve bu geçişi ben yapacağım' diye net ve kesin söylemesi lazım'' dedi.

TÜRKİYE'YE GELENLERİN SAYISI 10 BİN 639'A ULAŞTI

Ülkelerindeki olaylar nedeniyle Türkiye'ye gelen ve Türk Kızılayı tarafından kurulan geçici çadırkentlere yerleştirilen Suriyelilerin sayısının 10 bin 639'a ulaştığı bildirildi. Alınan bilgiye göre, Yayladağı ilçesinde kurulan geçici iki çadırkentte 4 bin 918, Altınözü ilçesi ile buraya bağlı Boynuyoğun köyündeki çadırkentte 5 bin 327 ve Reyhanlı ilçesinde kurulan çadırlarda da 339 Suriyeli kalıyor.  Suriye'deki olaylarda yaralanan ve ülkelerini terk eden 40 kişinin Hatay'daki hastanelerde tedavileri sürerken, 15 kişi de refakatçi olarak yanlarında bulunuyor. Toplam beş geçici çadırkent ile hastanelerde olan Suriyelilerin 2 bin 621'inin erkek, 2 bin 634'ünün kadın, 2 bin 719'unun erkek çocuk ve 2 bin 665'i de kız çocuk.

AB, SURİYE'YE İLAVE YAPTIRIMLAR HAZIRLIĞINDA

AB dışişleri bakanları Suriye'ye yaptırımları genişletmeye hazırlanıyor. Lüksemburg'da toplanan AB dışişleri bakanlarının Suriye kararlarında, Devlet Bakanı Beşşar Esad ve yakınları dahil 23 kişiye uygulanan yaptırımların, halka şiddet uygulanmasından sorumlu yeni isimleri kapsayacak şekilde genişletilmesi için hazırlıkların aktif şekilde sürdürüldüğü belirtildi. Kararlarda, Suriye'deki olumsuz gelişmelerin komşu ülkeleri de etkilediğine işaret edilerek, insani yardım noktasında AB'nin yardıma hazır olduğu vurgulandı. Dışişleri bakanlarının aldığı kararlarda "AB, Türkiye ve diğer bölgesel ortakların insani boyut başta olmak üzere krizin farklı yönleriyle ilgili çabalarının farkındadır ve Suriye'deki duruma çözüm bulunması için onlarla birlikte çalışacaktır" denildi. Suriye yönetimini kınayan ve mevcut şiddet politikasının değişmemesi halinde ilave müeyyideler uyarısında bulunan AB, krizin sadece güvenilir, samimi ve kapsayıcı ulusal diyalog ve siyasi reformların daha fazla geciktirilmeksizin başlatılmasıyla çözülebileceğini bildirdi.

"ESAD'IN ALTI AY İÇİNDE GÖREVİNİ BIRAKACAĞINI ÖNGÖRÜYORUM"

İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın, hükümet karşıtı gösterilerde meşruiyetini kaybettiğinden altı ay içinde görevini bırakacağını öngördüğünü söyledi. Barak, Associated Press ajansıyla yaptığı söyleşide, İsrail'in uzun süredir düşmanı olan Suriye'nin devlet başkanının, "dönülmez eşiği geçtiğini, muhtemelen üç ay ya da altı ay kadar ayakta kalacağını, ancak bunun kaderini değiştirmeyeceğini" kaydetti.

SURİYE ASKERİ GEÇİŞLERİ ENGELLİYOR

Suriye'de askeri birliklerin sınır yakınında önlemler alarak Türkiye'ye kaçışları önlemeye çalıştığı iddia ediliyor. AP'nin Suriyeli insan hakları savunucularının ifadelerine dayanarak verdiği habere göre, sınır yakınında kontrol noktaları kuran askerler, çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. İnsan hakları savunucusu Mustafa Osso, Türkiye'ye geçiş yolu üzerinde bulunan yerleşimlerde son günlerde 100 dolayında kişinin gözaltına alındığını ifade etti. Osso, "binlerce kişinin sınır yakınında biriktiğini, bunların gelecek günlerde bir saldırıyla karşı karşıya kalabilecekleri kaygısı olduğunu" savundu. Suriye tarafında, evlerini terk eden yaklaşık 5 bin kişinin bulunduğu bir kamp oluşturulduğu belirtildi.

ASKERLER RASTGELE ATEŞ AÇIYOR
Fransız Haber Ajansı (AFP), Türkiye'ye kaçan Suriyelilerin tanıklıklarına dayanarak, Suriye ordusunun sınırın birkaç kilometre ötesindeki Bdama köyünün giriş ve çıkışlarını kapattığını bildirdi. Ajansa konuşan bir tanık, "Köyün tek fırınını kapattılar, artık ekmek bulamazsınız. Askerlerin fırın sahibine ateş açarak omuzundan ve bacağından yaraladıklarını gördüm" dedi. Başka bir tanık, askerlerin köyde rastgele ateş açması üzerine ailesiyle birlikte Bdama'dan kaçtığını anlattı.

ÇADIRKENTE ATEŞ AÇILDI: 2 YARALI
Türkiye'nin Suriye sınırında, Güveççi köyü yakınında Suriye topraklarında ülkedeki olaylardan kaçanlar için kurulan çadırkente akşamüstü ateş açıldığı bildirildi. Çadırkente kanas tipi silahlarla açılan ateşte biri ağır 2 kişi yaralandı.

Suriye'nin Harapcöz köyünden çadırkente kaçtığı belirtilen yaralıların, ambulansla Türkiye tarafına geçirilerek, Hatay'daki hastanelere kaldırıldığı kaydedildi.

KIZILHAÇ BAŞKANI SURİYE'YE GİDİYOR
Uluslararası Kızılhaç Komitesi Başkanı Jakob Kellenberger, Suriye'deki yardım çalışmalarının genişletilmesi konusunda görüşmelerde bulunmak üzere bu ülkeye gidiyor.
Kızılhaç tarafında yapılan açıklamada, görüşmelerde Suriye'deki insani durum ve ICRC'nin bu konuda yapabilecekleri üzerinde yoğunlaşılacağı, ülkede devam eden şiddetten etkilenen insanlara yardıma hazır oldukları ifade edildi. 
Kellenberger'in başkent Şam'a gideceği, burada iki gün devam edecek temasları sırasında Başbakan Adil Safar ve Dışişleri Bakanı Velid Muallim ile görüşeceği kaydedildi.
Ülkedeki protesto eylemlerinin bastırılmaya çalışılması sırasında ölen veya yaralananların toplamının 1100'ü aştığı, evlerini terkeden binlerce kişi olduğu belirtiliyor. 

REYHANLI'YA SURİYELİLER ALINMAYA BAŞLANDI
Suriye'den Türkiye'ye sığınan ve Hatay'ın Altınözü ilçesinde, Kızılay tarafından kurulan geçici çadır kente yerleştirilen Suriyelilerden 145'inin Reyhanlı ilçesinde kurulan çadırlara aktarıldığı bildirildi.
Bu arada, Yayladağı ve Altınözü ile Reyhanlı ilçelerindeki geçici çadır kentlere kalan Suriyelilerin sayısının 10 bin 553'e ulaştığı öğrenildi.

KIZILAY'DAN YARDIM MALZEMESİ
Kızılay'dan yapılan yazılı açıklamaya göre, ülkelerindeki karışıklık nedeniyle Türkiye'ye sığınan ve Yayladağı, Reyhanlı ve Altınözü ilçesiyle buraya bağlı Boynuyoğun köyünde kurulan toplam 5 geçici çadır kentlere yerleştirilen Suriyelilere yönelik insani yardım çalışmalarının tüm hızıyla sürdürüldüğü belirtildi.
Kızılay'ın, çadır kentlerde kalanların barınma, beslenme gibi temel ihtiyaçlarının karşılamasının yanı sıra oluşturduğu mescit, duş kabini, çocuk parkı televizyon izleme alanları gibi hizmetleri de sunduğu belirtildi.
Sınırda bekleyenlerin öncelikle gıda ve içecek ihtiyaçlarının karşılandığı bildirildi.

AA

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Dünya Haberleri