Galatasaray asla Fenerbahçe'yi geçemez

Hıncal Uluç Fotomaç gazetesinde spor gündemini değerlendirdiği röportajında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Hıncal Uluç Fotomaç gazetesinden Bülent Can'a her hafta verdiği röportajında yine gündemi  sarsacak açıklamalarda bulundu. Uluç Galatasaray'daki takım kaptanlarının Sabri ve Ayhan olduğuna dikkat çekerken bu oyuncuların yanına nöbetçi koyacaksın ki oynasın yorumunda bulunurken. Galatasaray'ın asla Fenerbahçe'yi yakalayamayağından bahsetti. Yapılan transferlere de değinen Uluç Galatasaray taraftarı Fenerbahçe'ye karşı hep boynu bükük geziyor dedi.

İşte Hıncal Uluç'un o açıklamaları

- Galatasaray, Hamit ile yakından ilgileniyor ancak mali anlamda anlaşmazlıklar olduğu belirtiliyor. Hamit, Galatasaray için doğru bir isim mi ve yıllık 3.5 milyon euro'luk maliyeti sorun olur mu?

SABRİ İLE AYHAN KAPTAN TAKIMA BAK

1- Çok yönlü bir futbolcu... Forvet de oynar, orta sahada da oynar, geri dörtlüde de oynar.

2- Galatasaray'ın yıllardan beri yaşadığı bir sorun var: Kaptanlık. Galatasaray'ın kaptanı yok. Düşünebiliyor musun; Ayhan'dı kaptan! Sabri'ydi kaptan! Bunlar oynarken başına bir nöbetçi dikmen gereken kişiler...

Bunlar Galatasaray'da kaptan!.. Arkadaşlarını toplayacak, toparlayacak, kart görmelerine engel olacak, sahip olacak! Takım zor durumdayken 'Hadi arkadaşlar' dediği zaman güven verecek! Kaptanda bu vasıflar olması gerekiyor.

GALATASARAY FENERBAHÇE KADAR BÜYÜK KULÜP DEĞİL

Hamit de bu vasıflar var. Şu maliyet de çok değil. Dany'yi transfer eden Galatasaray için söylediğin para önemli değil. Galatasaray Galatasaray olsaydı, Galatasaray Fenerbahçe kadar büyük bir kulüp olsaydı, Dany ile değil, Hamit ile başlardı transfere!.. Kuyt'a karşı...

Farkında değiller... Fenerbahçe'nin, Kuyt ile transfere başlamasının kendilerine bir görev yüklediğini, bir sorumluluk yüklediğini farkında olan bir Galatasaraylı yönetici yok. 2 Aysal, "Transfer için UEFA'nın şike soruşturmasıyla ilgili kararını beklediklerini" söyledi. Karar tarihi belli değilken Galatasaray'ın bu kadar çekincesinin olması abartılı değil mi?

PISIRIKLIĞIN İFADESİ YOK

Beceriksizliğin ve pısırıklığın ifadesi yok. UEFA'nın, Fenerbahçe'ye en ufak bir ümit verme ihtimali var mı?

O Fenerbahçe, Kuyt'ı alıyor! UEFA'nın Galatasaray'a ceza verme ihtimali kaç; Fenerbahçe'nin ceza almama ihtimali ne kadar azsa Galatasaray'ın ceza alma ihtimali de o kadar az.

Ceza alması neredeyse kesin Fenerbahçe'nin yaptığı transfere bak, ceza almaması neredeyse kesin Galatasaray'ın yaptığı transfere bak. Üstüne de kendini Anadolu'da yaşayan bir Galatasaraylı olarak düşün; mahallendeki Fenerliye karşı nasıl ezilirsin!

Komşudaki Fenerbahçeli elleri cebinde ıslık çalar senin pencerene; 'ne haber' diye...

GALATASARAY TARAFTARI BOYNU BÜKÜK GEZİYOR

Bunun farkında değiller. Şu sahneyi düşünen bir tane Galatasaraylı yönetici varsa kafamı keserim. Ama kulüplerin büyüklüğü burada... Galatasaray taraftarı, Fener taraftarının önünde her zaman boynu eğik geziyor.
Ha bire tokatlıyorlar Galatasaray'ı...

GALATASARAY FENER'E ASLA YETİŞEMEZ

Bu sene olanları tersine çevir. Galatasaray'ın başına bunlar gelseydi ve Fener tertemiz olsaydı; şimdi durum neydi biliyor musun; 'Galatasaray' diye bir takım yoktu, Fenerbahçe de Avrupa'nın yarısını transfer etmişti.

Galatasaray bir daha hayat boyu yetişemezdi Fener'e...

Şu tabloya bak; bu tabloda Fener, Galatasaray'ın önünde...

AYSAL'I DA KUTLUYORUM!

- Şike soruşturmasıyla birlikte gündeme gelen Bülent Tulun'un, Adnan Polat'a yazdığı mektupla ilgili davanın ilk duruşmasında Polat'a beraat kararı çıktı.

'Denizli'ye teşvik mi gitti' diye çok konuşulmuştu ancak ilk duruşmada dosya kapandı.

Bu dava Galatasaray'ı da bu işe bulaştırmak isteyenlerin sebep oldukları bir dava... Böyle biteceği belliydi. İyi bir mahkemeye de düştüğü için uzamadan sona erdi. Kutluyorum bu kararı veren yargıcı da...

Ama Galatasaray Başkanı Ünal Aysal'ı da kutluyorum. Bu davanın açılmasına sebep olan adamı hâlâ Galatasaray kulübünden bilmem kaç bin euro vererek, 'başdanışman' diye y anında tuttuğu için...

İşte Galatasaray'ın Fenerbahçe'den daha ufak bir kulüp olduğunu gösteren bir olay daha... Aynı durumda bir Fenerli olsaydı, Saracoğlu Stadı'nın yanından geçemezdi. Bırak başkanın, başdanışmanı olmayı, Saracoğlu Stadı'nın yanından geçemezdi. Bu kişinin, Türk Telekom Arena'nın yanında ofisi var hâlâ!.. Ünal Aysal iftihar etsin.

BEYAZLAR VE ZENCİLER

- Polat'ın tapelerde yer alan, liseliler hakkındaki konuşmalarından dolayı ihracı da çok sık konuşuluyor.

Siz böyle bir girişime nasıl bakıyorsunuz?

Bu açık; iki çeşit Galatasaraylı var:

Beyaz Galatasaraylılar ve zenciler!..

Mekteb-i Sultani'den mezun olanlar beyaz Galatasaraylılar; Mekteb-i Sultani ile alakası olmayanlar da zenciler...

Bunlar hep ikinci sınıf muamelesi gördüler Galatasaray'da... Ali Uras dahil... Alp Yalman dahil... Faruk Süren dahil... Galatasaray tarihinin en büyük başarılarını getiren başkanlar da bunlar üstelik... Liseliler diyorlar ki 'Bu kulüp bizim.' Bu beyazlar da kendi aralarında ikiye ayrılıyor:

1- Adam gibi liseliler.

2- Dazlaklar, liseciler...

POLAT'IN YERİNDE OLSAM İSTİFA EDERDİM

Adnan Polat bu ayrımın altını çok iyi çiziyor; 'Liseliler ve liseciler' diye...
Bunu görmezden geliyorlar ısrarla ve inatla... 'Bütün liselileri' kast ettiğini ileri sürüp bir nefret yaratmaya, onu kulüpten attırmaya uğraşıyorlar.
Ben Adnan Polat'ın yerinde olsam kendim istifa ederdim. Ben öyle yaptım çünkü... "Böyle bir kongrenin üyesi olmak bana gurur vermiyor" dedim. Galatasaraylılığı bana o kongre vermedi. Benim Galatasaraylılığım bana ait... Bunu kimse benden alamaz.

Ben vazgeçene kadar... Ama Galatasaray üyeliği kartımı iade ettim.
Ben bu dazlaklarla beraber aynı kongrede olmam.

GALATASARAY LİSESİ Mİ KALDI

İşte bu dazlaklar zaman zaman çıkışlar yapıyorlar. Yok Adnan Polat'ı ihraç edelim falan...

Ali Sami Yen, Galatasaray Lisesi'nde Galatasaray'ı kurduğu zaman ki Galatasaray Lisesi başkaydı. Her şeyden önce yatılı okuldu orası...
Okulun ruhunu sağlayanlar yatılı öğrencilerdir. Mülkiye ruhunu,mülkiyenin yatılı öğrencileri yaşattı. Ne zamanki kanun çıktı, bütün yurtlar fakültelerden ayrıldı, Kredi Yurtlar Kurumu'na bağlandı; mülkiyenin yurdu kalktı, mülkiyelik ruhu bitti. Gündüz öğrencisinden ruh yaratılmaz.

24 saat bir arada olan öğrenciler ruhu yaratılar.

Galatasaray o zaman yatılı okuldu ve o okulda okuyan herkes Galatasaraylıydı.
Şimdi gidelim Galatasaray'a...

Hadi dazlak liseciler gelsinler ve birlikte gidelim; rastgele bir sınıfı açalım, soralım: 'Galatasaraylılar elini kaldırsın, Fenerliler elini kaldırsın, Beşiktaşlılar elini kaldırsın' diye.

Bakalım Galatasaray Lisesi'nin bir sınıfında Galatasaray çoğunluğu var mı? Bugünkü Galatasaray Lisesi adından başka Galatasaray'ı olmayan sıradan bir Anadolu Lisesi... Onun için artık liseliliği devam ettirmenin anlamı yok. Galatasaray Lisesi tarihte kaldı.

Yani, Turgay Şeren'den, Coşkun Özarı'dan sonra Galatasaray Lisesi'nin Galatasaray futbol takımına verdiği bir adam yok. Ali Sami Yen'in bütün kadrosu Galatasaray Lisesi idi. Sonra azaldı, azaldı, azaldı; en son Turgay ile Coşkun'u hatırlıyorum, liseyi bitirip de Galatasaray da oynayan.

Maddi-manevi bugünkü Galatasaray Lisesi'nin Galatasaray Kulübü ile bağlantısı kalmadı. Tarihi açıdan tamam. Galatasaray'ı öbür kulüplerden ayıran da budur zaten. Liseden doğmuş olması...

Lisenin kültürü, lisenin görgüsü, lisenin vizyonu, lisenin sportmenliği...
Bunların hiçbiri bugün yok; çünkü o lise yok artık... Galatasaray Lisesi'ni geri getirin ben de liseli olayım. Yok ki öyle bir lise...

BEŞİKTAŞ NE YAPMALI

- Beşiktaş büyük bir maddi kriz yaşıyor.

Bundan sonra ne yapmalı? Küçülmeli mi, bol sıfırlı maaşlar alan yıldız futbolcularını satmalı mı?

Onlar yıldız falan değil... Palavra! İşte gördük Portekiz maçında... Yıldırım Demirören'in kendi şöhreti uğruna Beşiktaş'a attığı kazıklar. Ben olsam götürüp Milangaz'ın önüne koyarım hepsini; 'Al bunları ne yaparsan yap' diye...
Türkiye'de medya falan yok. Gaziantepspor Başkanı niye içeride? O işin İstanbul kanadında, ucunda kim var, ne var? İnanamıyorum! Kimse sormuyor, kimse araştırmıyor!

GAZİANTEP'TEKİ HAPİSTE

Gaziantep'ten Beşiktaş'a giden futbolcuların transfer paraları nasıl ödenmiş?
Adamın içeride olma sebebi o!

Beşiktaş ile Gaziantep arasında olması gereken mali işlemler biri İstanbul'da biri Gaziantep'te iki işadamı arasında cereyan etmiş. Antep'teki işadamı hapiste, tutuklu yargılanıyor; İstanbul'daki işadamının adı geçmiyor ya gazetelerde!..
Deveye sormuşlar 'Boynun neden eğri' diye!.. Her tarafımız eğri bizim her tarafımız. 'Savcı bey bu adamı içeri alıyorsunuz, tutukluyorsunuz da nerede bu paralar? Nereden gelmiş?' Soran yok!

TARiH NiHAT'I YAZACAK

-Başkan Orman'ın alacağını tahsil etmek isteyen Nihat Kahveci'ye "Artık kulüpten içeri giremez" şeklindeki çıkışı gündeme damgasını vurdu. Orman'ın Nihat'la ilgili eleştirilerini haklı buluyor musunuz?

Beşiktaş yönetimi ve Fikret Orman işe Beşiktaş adını satarak başladılar.
Fikret Orman'ın, Nihat hakkındaki ifadesi bir yüzkarasıdır, bir utançtır. "Ben başkan olduğum sürece Nihat bu kulübe adım atamaz!" Yok ya!..

Benim lisede Salih Pala adında biyoloji hocam vardı. "Hakkını aramayan köpektir" derdi biyoloji hocam.

Lise öğrenimimden aklımda kalan en önemli cümlelerden biridir.
Hakkını aramayan köpektir!

Fikret Orman hakkını aradığı için hem de yıllar sonra hakkını aradığı için, yıllardır ödenmeyen parasını istediği için, yıllardır ödenmeyen parasının büyük bir kısmından vazgeçip geri kalanlarını istediği için Nihat'a köpek muamelesi yapıyor!
Ben Fikret Orman'ı tanıdığımı zannediyordum.

Aday olduğu zaman yüreğimde hep onun kazanması isteği vardı. Meğer tanıyamamışım ya da böyle bir yere başkan olanlar değişiyorlar.

DEMİRÖREN'E SÖYLESENE

Fikret Orman 'Nihat kardeşim yerden göğe haklıdır. Bu borç Beşiktaş'ın namus borcudur. Bu da genç bir arkadaşımız.

Futbolu bırakmış kendine artık yeni bir iş kuracak. Bunun için artık paraya da ihtiyacı var. Oturacağız, konuşacağız bu işi en kolay, en hızlı nasıl çözeriz bunun bir yolunu bulacağız' diyecekken "Nihat bu kulübe bir daha ayak basamaz!" Vay anasını sayın seyirciler!..

DEMİRÖREN İLE KARŞILAŞTIĞINDA KRAVAT DÜZELTİYORLAR

Yıldırım Demirören ile karşı karşıya geldikleri zaman sarmaş dolaş kravat düzeltiyorlar. 580 milyon lira Beşiktaş'ı borca sokan ve o 580 milyonun 100 milyonluk bölümünün senedi de cebinde olan Yıldırım Demirören'e, 'Kulübe ayak basamaz.

Bunu ihraç ediyoruz' falan filan deme, lafını etme mali kongrede, adını geçirme!.. "Beşiktaş'ı bu hale getirenler" diye geçiştir ama 'Nihat 3-5 kuruş alacağını istedi' diye "Ben başkan olduğum sürece ayak basamaz" de!..

Beşiktaş tarihinin yarın Nihat'ı yazacağını ben biliyorum. Ama Fikret Orman'ı kaç kişi hatırlar 10 sene sonra bilmiyorum!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Sporname Haberleri