Haberala BABA destek

Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, İstanbul'a götürülmek için Esenboğa'ya getirildiğinde sürpriz bir isim de oradaydı. İkisi kucaklaştılar, 5 dakika kadar konuştular.

''Ergenekon'' soruşturması kapsamında gözaltına alınan Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal ve eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu İstanbul'a götürüldü.

Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin ''Ergenekon'' soruşturmasını yürüten savcıların istemi ve mahkeme kararı üzerine Haberal'ın evinde arama yapılmış ve daha sonra gözaltına alınmıştı.

Daha sonra Adli Tabip'te sağlık kontrolünden geçen Haberal ve Hilmioğlu, Esenboğa Havalimanı'na getirildi. Haberal ve Hilmioğlu, geniş güvenlik önlemleri altında Türk Hava Yolları'na ait tarifeli uçakta saat 13.10'da İstanbul'a götürüldü.

Alınan bilgiye göre, Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Esenboğa Havalimanı'na gelerek Haberal'a geçmiş olsun dileklerini iletti.

Soruşturma kapsamında gözaltına alınan Haberal, saat 10.20 sıralarında Adli Tıp'taki sağlık kontrolünün ardından Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne getirildi.

Çankaya Birlik Mahallesi'ndeki evinde arama yapıldıktan sonra gözaltına alınan Hilmioğlu, sağlık kontrolünden geçirildi, daha sonra Terörle Mücadele ekipleri tarafından direkt havaalanına götürüldü.

Haberal'ın Ankara Emniyet Müdürlüğünde kaldığı yaklaşık 2 saatlik süre içerisinde çok sayıda gazetecinin yanı sıra eski bakanlardan Nevzat Ercan, Haberal'ın 2 oğlu ve Başkent Üniversitesi çalışanları da bina dışında bekledi.

Haberal'ın evinde, Başkent Üniversitesi Rektörlüğünde, Kızılcahamam'daki Patalya Otel ile Hilmioğlu'nun evinde yapılan aramalarda bazı CD'lere el konuldu.

HABERAL'LA AYNI UÇAKTA İSTANBUL'A GELEN CAN DÜNDAR DEMİREL'İN SÜRPRİZ ZİYARETİNİ ANLATTI

NTV programcısı gazeteci Can Dündar, Ergenekon soruşturmasında bugün gözaltına alınan Başkent Üniversitesi Rektörü ve Kanal B televizyonunun sahibi Prof. Dr. Mehmet Haberal'la aynı uçakta İstanbul'a geldi. Dündar, havaalanında Demirel'in ziyaretini ve uçakta Prof. Haberal'la konuşmalarını anlattı.

Uçakta Prof. Haberal'ın hemen önündeki koltukta oturan Can Dündar, Haberal'la en son konuşan gazeteci oldu.

Dündar, havaalanı ve uçakta yaşananları şöyle anlattı:

"13.00 Ankara-İstanbul uçağındaydım, benim bir sıra arkamda Haberal oturuyordu. Sohbet imkanı bulduk yol boyu. Esenboğa Havaalanı'ndayken geleceğini öğrenmiştik, uçağa binmeyi beklerken bir araba yanaştı, biz Haberal’ı getirdiler zannettik Demirel indi.

DEMİREL'DEN SÜRPRİZ

Yanında asistanı vardı ve beklemeye başladı. Biz Demirel uçağa binecek zannettik. Daha sonra Haberal’ı taşıyan minibüs geldi. Anladık ki Demirel uçak için değil Haberal için gelmiş. İkisi kucaklaştılar, 5 dakika kadar konuştular. Tüm uçak bekletildi. Demirel Haberal’ı elinden tuttu, bir tür nasihatler etti zannediyorum. Tekrar kucaklaştılar, bindirdi uçağa ve kendisi arabasına binip geri döndü.

Demirel Ergenekon soruşturması konusunda fazla konuşmamayı, öne çıkmamayı tercih ediyordu bugüne kadar. Tam gözaltı esnasında bir Ergenekon sanığı adayı bir isime bu kadar destek vermesi, bir mesaj vermesi bence önemli bir jestti.

ZİNCİRBOZANA DA BİZ UĞURLAMIŞTIK

Uçağa binince ben sordum Prof. Haberal'a Demirel’in bu jestini. Haberal, "Zincirbozan’a giderken de ben onu uğurlamıştım" dedi. Bir gönül borcu diye de bakılabilir belki.

Demirel demiş ki; "Senin vatanperverliğine kimse toz konduramaz." Haberal da biz de sizin için benzer bir uğurlama yapmıştık diye Zincirbozan'ı hatırlatmış. Haberal, "Yasakların kalkması için de çalışmıştım, 'Aaydınlar dilekçesi'nde imzam vardı" dedi.

Demirel'in havaalanına gelişiyle ilgili "Böyle bir günde böyle bir şey yapılması önemliydi" diye konuştu. Hakikaten de bence de önemli bir mesaj vermiş oldu.

Uçakta iki sivil polis vardı Haberal'ın yan koltuğunda oturan. Çok politik konuşmalara izin vermedi polisler önce fakat Prof. Haberal neşeliydi.

ÇAĞIRSALAR GİDERDİM

Evdeki gözaltı sürecini sordum. Şunları anlattı:

"Duştaydım, apar topar hazırlandım. Aslında çağırsalar giderdik. Türkiye adına üzüldüm, çünkü yarın bir karaciğer ameliyatım vardı. Ertesi gün bir böbrek nakli ameliyatı, daha önemlisi Pazartesi günü bir kongrede açılış konuşması yapacaktım ve onur konuğu olarak bulunacaktım. Bütün dünyadan bilim adamları geliyor İstanbul’a ve şimdi orada ne denilecek? Hani, onur konuğu nerede denirse? Bu ülkeye yazık oluyor."

AKP'NİN KURULUŞ TOPLANTILARI DA PATALYA OTEL'DEYDİ

Ben iddianamede bahsi geçen Kızılcahamam Patalya Oteli'ndeki toplantılar konusunu hatırlattım, orada ilginç bir şey söyledi. "Bu ülkeyi şu anda yöneten iktidar partisinin kuruluş toplantıları da o otelde yapılmıştı" dedi. Dolayısıyla oradan da AKP’ye bir gönderme yaptı.

OFİSİMDE ATATÜRK'ÜN İDAM FERMANI ASILI

Uzun bir konuşmaydı ama aklımda kalanlar içinde şunu dedi: "Benim çalışma ofisime gelirseniz görürsünüz, Atatürk’ün idam fermanı asılıdır. Böyle dönemler olur, dönemler geçer. Bazen işte idam fermanı imzalanır hakkınızda, bazen kahraman olursunuz. Bunlar gelir geçer, biz hep buradayız mesajını verdi."

Ben artık son operasyonla birlikte buna "Ergenekon" diyemiyorum, Ergenekon üzerine kitabımız var, orada anlattığımız şeylerle bunları yan yana koyunca ben hiçbir benzerlik göremiyorum. Bu daha çok AKP’ye yönelik bir devirme girişiminin darbe girişiminin ya da bir sivil inisiyatifin cezalandırılması işine dönmüş gibi görünüyor. Suçlular varsa elbette cezalandırılacaktır ama bunun adını Ergenekon diye koymak gladyoya haksızlık olur. Gladyo diye koca bir örgüt var ortada ve o bunların içinde kaybolup gitmeye mahkum gibi görünüyor.


HABERAL VE HİLMİOĞLU'NU TAŞIYAN UÇAK İSTANBUL'A İNDİ

''Ergenekon'' soruşturması kapsamında gözaltına alınan Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal ve eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu'nu taşıyan THY uçağı İstanbul'a indi.

TK-127 sefer sayılı uçakla getirilen Haberal ve Hilmioğlu İstanbul Emniyeti'ne götürüldü

Gündem Haberleri