'İslam Allah’ın bir hediyesi”

Eski NBA yıldızı Abdul-Rauf ABD milli marşına karşı çıktığı için kariyerine Japonya'da devam ediyor

Ömer Yazıcı'nın haberi

Mahmoud Abdul-Rauf için NBA maclarından önce ulusal marşı söylemek icin beklemeyi reddetmesinden sonra geçen 14 sene icinde iki onemli sey hiç değişmedi.

O hala dindar bir Müslüman ve hala basketbol oynuyor.

Mart 1996’da “The Star-Spangled Banner” icin oynamayi reddetmesinden sonra gelen dışlanma ve nefret emaillerinden sonra başlayan dünya turuna dönüşen kariyerindeki son nokta Japonya oldu.

Abdul-Rauf bu durumu “ O olaydan sonra ABD’de oynamak benim için imkansızdı” diyerek ifade ediyor. “NBA yolun sonu değildi ve ben Allah’ın bana verdigi bu yetenegi heryerde kullanabilecegimi biliyordum, Timbuktu’da oynamam gerekse bile.

Kendisini Japonya’ya attıktan sonra ve Profesyonel ligde Kyoto Hannaryzde oynamaya basladıktan sonra ligin son bes yilda karsilastigi en iyi oyuncu olarak buldu.

Abdul-Rauf kendi kendini ve gecmisini sorguladiginda “ Buyudukce hiristiyanlik inancim hakkinda kafamda bircok sorular olusmaya basliyordu ve kendimi olmak istemedigim kisi olmaya zorladigimi dusunmeye basladım” diyordu.

Abdul-Rauf Denver Nugget takımının en iyi oyuncuları arasındaydı ve 93-94 sampiyonasinda %95.6’lik serbest atış oranıyla neredeyse bir rekora imza atmak üzereydi.

95-96 sezonunda her oyunda ortlama 19.2 puan ve 6.8 asist ile en iyi sezonunu yaşıyor diyebiliriz. Fakat Islam inancına karşı olduğunu soyledigi ulusal marşı icin ayakta durmayı reddetmesi onun kariyerini tamamen değistirmisti.

Abdul-Rauf bundan sonra sezon sonunda Sacramento ya Kings takımına transfer oldu iki dönem icin. Oradan Türkiye’ye gecti 98-99 yıllarında oynamak icin, daha sonra son NBA oyununu oynamak icin Vancouver’e transfer oldu 00-01 yıllarinda. Ulusal marş sorunu onun basarısını da etkiledi ve son üç yılda hedefledigi 3unculugu bile yakalayamamıştı

Abdul-Rauf’un Kyoto macerası, oranın kocu olan eski NBA oyuncusu David Benoit’in Abdul-Rauf’u takımda görmek isterim demesiyle başladı. 

David Abdul-Rauf’a karşı bir cok defalar oynamıştı, onu tanıyordu ve onun takıma hareketlilik getirecegini biliyordu.

“Onun tecrubeleri bizim icin en onemli olan seydir, her insan hayatinda bazi duraksamalar veya gerilemeler yasar fakat onun tecrubeleri bizim icin cok faydali olacak, buraya gelen genc amerikali oyuncular disinda buradaki genc japon oyuncularda bundan buyuk fayda saglayacak” diyordu david neden onu takimda istedigini açıklarcasına.

“ ben Kyoto’yu cok seviyorum, burada insanlar harika, ben bunu sadece konusmak icin soylemiyorum ben icinden geleni soyleyen birisiyim ve soylediklerim gercek” diyor Abdul-Rauf

Abdul-Rauf’dan en cok istifade edenler onun takim arkadaslari. “Ondan ogrenebildigim kadar cok seyi ogrenmeye calisiyorum. Onu cok yakindan takip ediyorum ve onunla ayni takimda olduğum için kendimi cok sansli hissediyorum. O ligdeki en iyi oyuncu ve en etkileyici olanı ise onun 41 yaşında olması” diye ifade ediyor Kyoto takımından Sunao Murakami

Abdul-Rauf gelecekte koc olarak kariyerine devam etmek istiyor.

Allah bana güç ve saglık verdikce oynamaya devam edecegim. Daha sonra kocluk yapmak istiyorum” diyor Abdul-Rauf. Sezon sonlarında Atlanta’da ki evinde kalıyor.

Abdul-Rauf’un emin oldugu birtek sey var, oda Islam’ı yaşamaya devam edecegi.

İslam’ı sectiğim icin kesinlikle bir pismanlik duymuyorum, bu benim hayatim boyunca yapmış oldugum en g,zel kararlardan birisi, Islam Allah’ın bir hediyesi” diye ifade ediyor Abdul-Rauf düsüncesini.

NBA Haberleri