JİTEM'in canını acıtacak film

Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde gösterimi yapılan "Kayıp Özgürlük" filmi Ergenekon soruşturmasıyla gündeme gelen Güneydoğu'daki faili meçhul cinayetlere zoom yapıyor.

Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde gösterimi yapılan "Kayıp Özgürlük" filmi Ergenekon soruşturmasıyla gündeme gelen Güneydoğu'daki faili meçhul cinayetlere zoom yapıyor. Amatör oyuncuların rol aldığı filmin senaryosu ve yönetmenliği Umur Hozatlı'ya ait. 2008 yılında senaryo yazımına başlanan 'Kayıp Özgürlük'ün yönetmeni Umur Hozatlı, filmiyle ilgili Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) konuştu. Filmine hiçbir destek bulamadığını ifade eden Hozatlı, oyuncuların büyük fedakarlıklarla projeye katkı sağladıklarını belirtti. 'Kayıp Özgürlük'ün JİTEM gerçeğine dayanan senaryosu olduğunu söyleyen Hozatlı, "Şehirlerde, köylerde yaşayan silahsız, masum insanlara JİTEM'in yaptığı işkenceleri anlattım." dedi. Kürt meselesinde sorunun çözümünün zor olmadığına dikkat çeken Hozatlı, "Sorunu çözmek için insani bir bakış açısı yeterli." değerlendirmesini yaptı.

'KÜRTLERİN TRAJEDİSİNİ BİR KİŞİYE BİLE ULAŞTIRSAM YETERLİDİR'

Çok fazla vicdan yaralarının olduğu bir ülkede yaşadığımızı dile getiren yönetmen Umur Hozatlı, " Kürtlerin trajedisini bir noktada anlatmaya çalıştım. Derin devlet yapılanmasının en başında gelen tetikçi JİTEM'in faaliyetlerini anlatmaya çalıştım. Ben bu derdimi bir parça bu filmle anlatabilmişsem, Kürtler dışında değişik toplum kesimlerine ulaştırmaya çalıştırmaktır niyetim. Ülkemizde yaşanan bu trajediyi bir kişiye bile ulaştırabiliyorsam bu benim için yeterlidir." dedi.

Kayıp Özgürlük'te JİTEM'in yaptığı işkenceleri anlatan Umur Hozatlı, bu anlamda kendisiyle ilgili bir risk düşünmediğini, fakat ülkede savcılar sultası olduğu için çeşitli davaların açılabileceğini belirtti. Yönetmen Hozatlı, şöyle devam etti: "Film vizyona girdikten sonra bir savcı izleyip dava açabilir. Hâkim de 'Kayıp Özgürlük'e sansür uygulayabilir. Ayrıca hepimizin bildiği resmi devletin yanında derin devletin de halen devam ettiğini düşünüyorum. Dolayısıyla fiili bazı müdahalelerde olabilir. Çünkü anlattığımız kesimin canını yakabilecek bir film yaptım. Ben şehirlerde, köylerde yaşayan silahsız, masum insanlara JİTEM'in yaptığı işkenceleri anlattım."

'JİTEM, SİLAHSIZ İNSANLARI ALIR, SORGULAR, İŞKENCE YAPAR ÖLDÜRÜR'

Uzun yıllar Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde gazetecilik de yapan Umur Hozatlı, JİTEM'in şehirlerde ve köylerde uyguladığı yöntemle tanık olduğu olaylara değindi. Umur Hozatlı, şunları kaydetti: "JİTEM, bulunduğu bölgede düşünce suçlusu, örgüte yardım ve yataklık eden silahsız insanları, tehdit yöntemleriyle bölge dışına çıkarmak istiyor. Eğer ki, daha radikalse JİTEM'in aradığı kişi, onu alıp sorgulayarak bilgi elde etmek istiyor. Bunun yanında en önemli ceza yöntemi de; alıyor, sorguluyor, bilgi alsa da almasa da işkence yöntemiyle öldürüyor. Ardından, cesedinin bulunmasını istemediğini dağda, bayırda çukurlar kazıp gömüyor. Eğer ki, halka psikolojik baskı yapmak istiyorsa cesetleri bulunabilecek yerlere atıyor."

'SEYİRCİ, JİTEM'İN YAPTIĞI ZALİMLİĞİ GÖRECEK'

Umur Hozatlı, seyircinin 'Kayıp Özgürlük' filmine yaşadığı ülkede neler olup bittiğinin farkına varabilmesi için gitmesi gerektiğini söyledi. Hozatlı, "Kayseri'den Sivas'tan ötesini Batı'da yaşayanlar bilmiyor. Ancak içine girip, araştırdığımız zaman bir yol sürüyoruz. Kürt meselesi etrafında yaşanan insan hakları ihlallerini, Kürtler aslında ne yaşadı, illegal bir kuruluş olan JİTEM'in yaptığı zalimliği bu filmi izleyerek görecekler." dedi.

Yönetmen Umur Hozatlı, 'Kayıp Özgürlük' filminde JİTEM'in bir takım işkencelerini perdeye yansıttığını; ama kendisinin hayal gücünü zorlayan işkence yöntemlerini de bildiğini söyledi. JİTEM tarafından alınan iki kişiden sağ kurtulan birinin anlattıklarının tüyler ürpertici olduğunu vurgulayan Hozatlı, şunları aktardı: "JİTEM, aldığı kişiyi bacaklarını da açarak, iki ağacın arasına bağlıyor. Bir takım sorgular yapıldıktan sonra, cevap verilemeyen her soruya, önce bir kolunu, sonra ikinci kolunu, daha sonra da sırasıyla bacaklarını testereyle kesip, geriye sadece gövde ve başı bırakıyorlar. Birkaç saat boyunca süren bir şeydir bu."

'ÇÖZÜM İÇİN İNSANİ BAKIŞ AÇISI OLMASI YETERLİ'

Yıllardır devam eden Kürt meselesiyle ilgili çözümün çok basit olduğunu belirten Umur Hozatlı, "Sorunu çözmek için insani bir bakış açısı yeterli. Filmde olduğu gibi, JİTEM şefinin babası yürümekte zorluk çektiği için, JİTEM'de sorgulanmakta olan gencin babası elinden tutup tuvalete birlikte yürüyorlarsa insani bakış açısı budur. Günlük yaşantımızda bunu yapabilirsek, bu sorunda çözülür." ifadelerini kullandı.

'YEŞİL, TARİF EDİLEMEZ BİR KATİL'

Umur Hozatlı, uzun yıllardır yaşayıp yaşamadığı konusunda herhangi bir bilgiye ulaşılamayan Yeşil Kod adlı Mahmut Yıldırım'ın tarif edilemeyecek düzeyde bir katil olduğunu söyledi. "JİTEM faaliyetleri içinde en aktif tetikçidir. Doğduğum yer olan Tunceli Dersim'de de çok ciddi icraatları vardı. Bölgede önceleri 'sakallı' olarak dolaşırdı. Tarif edilemez bir katil olduğunu düşünüyorum Yeşil'in. Bir insanın başkalarını bu denli katledebilmesindeki psikolojiyi anlamakta zorlanıyorum. Yeşil'in yaptığını çok fazla tarif edemiyorum."

'GAFFAR OKAN CİNAYETİ EMPATİ YAPMAMIZI SAĞLADI'

17 bin faili meçhul cinayetler arasında sadece Kürt kökenli vatandaşların olmadığını, devletin zirvesinden de önemli isimlerin olduğunu söyleyen Umur Hozatlı, bu isimlerin, Turgut Özal, Eşref Bitlis, Gaffar Okan, Bahtiyar Aydın olduğunu belirtti. Hozatlı, "Bu isimlerin yürüyüş tarzlarına bakıldığında, Kürt meselesinin JİTEM vari kontrgerilla yöntemlerle çözülemeyeceğini bilen, inanan ve buna itiraz eden insanlar. Bu kademeyi komple yok ettiler. En küçük rütbeden başladılar, generalden cumhurbaşkanına kadar kürt meselesini çözmek isteyen bu yapıyı öldürerek çözdüler. Gaffar Okan bu meselenin böyle çözülmeyeceğine inanlardan biriydi. Diyarbakır halkı tarafından da çok sevilirdi. Musa Anter öldüğünde nasıl bir acı yaşıyorsak, gül gibi bir emniyet müdürü de faili meçhule kurban gitti diyebiliyoruz. En azından empati yapma şansı belki burada yakalandı."

'HAKSIZ YERE BU ÜLKEDE 7 YIL KAÇAK YAŞADIM'

1993 yılında Kürt meselesiyle ilgili yazdığı bir yazı yüzünden yargılandığını söyleyen Umur Hozatlı, dönemin devlet güvenlik mahkemesi tarafından 3 yıl 9 ay ceza aldığını belirtti. Hozatlı, o dönem haksız yere kendisine yapılan 'örgüt propagandası yapmak' ithamı yüzünden mahkum olduğunu, fakat cezaevine girmeyi reddettiği için 7 yıl boyunca kaçak yaşadığını söyledi. Hozatlı 99 yılındaki basın kanunun da yapılan değişiklik sayesinde cezasının düştüğünü sözlerine ekledi.

80 bin TL gibi bir kısıtlı bütçeyle çekilen 'Kayıp Özgürlük', 1990'lı yıllarda etkili olan JİTEM'in faaliyetlerinden bir kesit sunuyor. JİTEM itirafçılarının ifadeleri ile devlet kaynaklı raporlara dayanılarak çekilen film de Serdar Kavak, Vedat Perçin, Musa Yıldırım, Öznur Kula, Ömer Şahin adlı amatör ve oyuncular rol aldı. 17 günde çekimleri tamamlanan 'Kayıp Özgürlük'ün ilk gösterimi 47. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde yapıldı.

Gündem Haberleri