"Komplo İçin Soner’i Kim Görevlendirdi?"

Oda TV muhabiri Bayraktar’ın taciz iddiasını yalanlayan Baykal, komplonun arkasında Soner Yalçın’ın olduğunu söyledi: Yalçın ve ekibini kimin görevlendirdiğini savcı bulmalı?

Rasim Ozan Kütahyalı/Taraf 

Dünkü “Soner Yalçın’dan Baykal’a kadın tuzağı” yazımda Deniz Baykal’a yapılan kalleş komployu yazmıştım. O yazıyı yazmadan Deniz Bey ile detaylı konuşmuş ve duyduklarıma inanamamıştım. Elbette Deniz Bey’e söz verdiğim içim resmen bir “terör faaliyeti” olan bu girişimin kimi detaylarını yazmadım... Dün Deniz Baykal bir basın açıklaması yaptı ve benim söylediklerimi resmen de doğruladı... O açıklama ardından da dün Deniz Bey ile yeniden görüştüm... –O görüşmeden Taraf’a özel notları birazdan aktaracağım- ama önce bu açıklamadan satırbaşları...

“24 Ocak 2011 günü OdaTV’de gazetecilik yaptığını söyleyen bir kişi Deniz Baykal’ın TBMM’deki sekretaryasını bir buçuk saatte iki kez, koruma görevlisini de bir kez olmak üzere toplam üç kez arayarak ısrarla görüşmek istemiştir. Görüşme gerekçesi olarak herhangi bir gazetecilik faaliyeti, röportaj talebi dile getirilmemiştir. Bazı fotoğrafların verileceği söylenmiştir.

Deniz Baykal bu kişi ile hiçbir şekilde daha önce karşılaşmamıştır, tanışmamıştır. Bu ziyaretten önce de bu kişi ile Deniz Baykal arasında hiçbir telefon görüşmesi yapılmamıştır.

Ziyaret Deniz Baykal’ın TBMM’deki odasında gerçekleşmiştir. Oda 22 metrekareliktir. Koridorun üzerinde panellerle oluşturulmuştur. Dokuz metrekarelik Özel Kalem odası ile iç içedir. Ses yalıtımı yoktur. Yüksek sesle yapılan konuşmalar Özel Kalem’den ve koridordan rahatlıkla işitilebilir. Ziyaretin gerçekleştiği sırada 10 civarında insan kapının önünde beklemektedir.

Ayrıca herhangi bir milletvekilinin Özel Kalem’den izin almadan kapıyı açarak içeri girmesi de mümkündür. Ziyaret 15 dakika sürmüştür. Herhangi bir fotoğraf getirilmemiştir.

Ziyaretçi hiçbir gerginlik yaşamadan gülen bir yüzle mutlu bir şekilde ayrılmıştır. 10’dan fazla insan bu durumun tanığıdır. Bu şartlar altında bir tacizin ya da tecavüzün gerçekleşmiş olabileceğine inanmak için, bir insanın kötü niyetli ya da geri zekâlı olması lazımdır.

Deniz Baykal’ın o gazeteci ile gerçekleştirdiği tek görüşme budur. Bu görüşmeden sonra da onu ne telefonla ne de elektronik ortamda aramıştır, mesajlaşmıştır. Bir daha da karşı karşıya gelmemiştir.

Buna karşılık o gazeteci, Deniz Baykal’ı ev telefonundan gözaltına alınıncaya kadar defalarca aramıştır. Bu telefon görüşmelerinde yapılan buluşma talepleri, gece gündüz evine çağırma girişimleri, Deniz Baykal’ı evinde ziyaret etme istekleri kararlılıkla reddedilmiştir.

Bir şantaj ve komplo projesinin yaşama geçirilmesine fırsat verilmemiştir.”

Şu an Ergenekon terör örgütü kapsamında soruşturulan Soner Yalçın’ın görevlendirdiği bu kadın muhabir aracılığıyla Deniz Baykal’a yönelik bir şantaj ve komplo planladığı Deniz Baykal’ın bu resmî açıklamasıyla artık kesinleşti... Bu andan itibaren Türk medyası için büyük bir sınav başlamıştır... “Soner Yalçın, AKP muhalifi olduğu için içeri alındı, bu basın özgürlüğüne darbedir” diyen herkesi ahlak ve vicdana davet ediyorum... Sanıyorum yalnız ben değil, Deniz Baykal da tüm bu lafları eden gazetecileri insafa çağırıyor... Ortada gazetecilik değil bir terör faaliyeti var, bir illegal örgütün amaçları doğrultusunda planlanmış bir eylem var...

Peki, Deniz Baykal’ın resmen ifade ettiği üzere Soner Yalçın’ın görevlendirdiği bu kişi Baykal’a niçin bir komplo kurdu... Bunun sebebini Soner Yalçın’da ele geçirilen belgelerden anlıyoruz...

Halk TV’yi devralırsak parasal sıkıntımız kalmaz. Kılıçdaroğlu da istekli, her türlü desteği alırız ama Baykal direniyor, Baykal engelini aşmalıyız. İkna için varan 2...” notunun bağlamı şimdi çok net anlaşılıyor... Bu son yaşadıklarıyla, Soner Yalçın’dan çıkan belgeleri soruyorum Baykal’a...

“Rasim, dikkat edersen ben açıklamamda net bir biçimde olayı aktardım, yüzde yüz doğru olan gerçekleri ifade ettim. O çıkan belgeleri çok önemsiyorum ve inceliyorum. Bu belgelerle bana yapılmak istenen şantaj ve komplo projesi arasındaki bağlantıyı kurmak ve analiz yapmak siz gazetecilerin görevi, ben o konuda şimdilik hiçbir şey söylemiyorum” dedi...

Bunun üzerine ben de şöyle sordum: Soner Yalçın’ın görevlendirdiği bu kişinin size OdaTV adına gelmemiş gibi yaptığını biliyoruz,  telefon kayıtlarında bu tür şeyler de var, böyle bir oyun da oynanmak istendi mi size?

“Evet, o kişi OdaTV ve Soner Yalçın adını hiç zikretmeden, sanki bu kurumla alakası yokmuş gibi gelmeye çalıştı, oysa ben en baştan o kişinin nerede ve kim için çalıştığını, nereye haber yaptığını biliyordum.”

Bu projenin arkasında kim var

Yani anlaşılıyor ki, komployu daha rahat kurabilmesi için “Soner Yalçın tarafından gönderilmemiş” pozuna girmiş, peki bunların arkasında kim var sizce Deniz Bey, diye soruyorum...

“İşte benim de en çok merak ettiğim şey budur. Bu kişiyi Soner Yalçın’ın gönderdiği, böyle bir komplo ve şantaj projesinin hayata geçirilmek istendiği kesin. Peki, bu projenin arkasında kim var? Kim yüreklendirdi ve görevlendirdi Soner Yalçın ve ekibini? Kim? Savcılığın bunun üzerine gitmesi gerektiğini söylüyorum...”

Bir de Soner Yalçın’ın görevlendirdiği bu kişi “Kemal Kılıçdaroğlu ile konuştum ve kayda aldım” diyor Eminağaoğlu’na, buna ne diyorsunuz?

“Bakın ben Kemal Bey’in böyle bir komployu yaptıracağına ya da bildiği halde bana söylemeyeceğine inanmıyorum, inanmak istemiyorum ama bu kişi böyle bir kayıttan bahsediyorsa ve polis bunu ele geçirdiyse bu kayıt ortaya çıkarılmalıdır, eğer bunun üstü örtülürse kamu vicdanı yaralanır. O sebeple bu kişinin ‘Kayda aldım’ dediği konuşmaların açıklanması gerekmektedir. Bu alçak şantaj ve komplo projesi nasıl tasarlandı ve arkasında kimler var, kimlerin emriyle OdaTV grubu bana bu komployu hazırladı, bilmek istiyorum...” 

Gündem Haberleri