Körlük, kısırlık, felç, kanser tarih olabilir

6. Uluslararası Kemik İliği Transplantasyonu ve Kök Hücre Tedavileri Kongresi Antalya'da 300 bilim adamının katılımı ile gerçekleştirildi.

Türk Hematoloji Derneği, Kemik İliği Transplantasyonu ve Kök Hücre Tedavileri konusunda, Amerika ve Avrupa'dan sonra en büyük üçüncü kongreye yurt içi ve yurt dışından 300 bilim adamı katıldı.

Kongrenin ardından düzenlenen basın toplantısına Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Muhit Özcan, Türk Hematoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Mutlu Arat, Fransa'da bulunan Poiters Üniversitesi'nde görevli Dr. Ali Turhan ve İngiltere'de bulunan Anthony Nolan Enstitüsü'nde görevli Dr. Alejandro Madrigal katıldı.

Toplantıda konuşan Türk Hematoloji Derneği Başkanı Özcan, son aylarda 2 kök hücre tedavisiyle ilgili 2 önemli gelişmeyi anlattı. Kök hücrenin son 10 yılın en gözde alanlarından bir tanesi olduğunu belirten Özcan, bu anlamda her gün yapılan yeni çalışmalarda küçük devrimlerin meydana geldiğini söyledi. "Bu devrimlerin doğru şekilde aktarılması büyük önem taşıyor" diyen Özcan, çok önemli gelişmeler yaşandığını ancak bu gelişmelerin insanda doğrudan sonuç değiştirecek tedavi seçeneklerini henüz doğurmadığını ifade etti.

GÖRME ENGELLİLER İÇİN UMUT

Bir deney hayvanıyla yapılan çalışmayı anlatan Özcan, "Bir deney hayvanı çalışmasında gözün görme ile ilgili temel katmanı olan retinada renk hücrelerin harabiyetiyle ilgili özel bir hastalık var. Bu hastalığı olan farelerde embriyonik kök hücrenin o bölgeye uygulanmasıyla hastalıklı dokunun bir miktar tamir edilebildiği ve hücrelerin faaliyet göstermeye başladığı gözlendi. Bu çok büyük bir umuttur. Kolombiya Üniversitesi'nde uluslararası bir araştırma ekibi, farelerde embriyonik kök hücreleri kullanarak hasarlı retina hücrelerini yeniledi. Hayvanlarda görmede yeniden düzelme sağlanabildi" dedi.

Bu deneyin ardından hayvanların yüzde 50'sinde kanser geliştiğini anlatan Özcan, "Verilen hücrenin gücü nedeniyle hayvanlarda kanser gelişti. O nedenle henüz hayvan aşamasındayız. Körlüğe çare bulunduğu noktasında değiliz ama her gün ilerliyoruz. Bu, insanların Ay'a çıkmasına benziyor. Ay'a 40 yıl önce çıkıldı ancak henüz ayda rezidanslar yapılmadı" ifadelerini kullandı.

Kök hücreyle ilgili gerçekleşen ikinci gelişmeyle ilgili de bilgi veren Özcan, "Son yapılan çalışma ile hastalıklı sinir dokusunun olduğu bölgenin çevresinde bulunan sıradan hücreler alındı. Bu hücreyi geri döndürdüler. Yani asıllarına döndürdüler. Sıradan bir hücreyi alıp birtakım genetik değişiklikler ile o hücreyi kök hücre haline dönüştürdüler. Bu gerçekten inanılmaz bir gelişme oldu. Bundan sonra bir daha hücreyi etkilediler ve ileriye doğru yönlendirip sinir hücresi özelliklerini kazandırdılar.

Henüz işlevselliğinden emin değiliz ama diğer özelliklerine bakıldığında sinir hücresi özelliği kazandırdılar. Bu da müthiş bir ilerleme. Bu gelişme belki de artık kök hücre aramaya gerek kalmayacak anlamına geliyor. Bunların hepsi henüz belkilerde ama çok büyük gelişmeler" dedi.

Başkan Özcan, kendilerini çok heyecanlandıran bu çalışmalarda hep ihtiyatlı konuşmak gerektiğinin altını çizdi. Sağlık Bakanlığı'nın Türkkök projesine de değinen Özcan, "Bu proje Türkiye'de ulusal bir doku bilgi bankası kurulması şeklinde talepte bulunduğumuz bir sistemdir. İyi niyetli ama gecikmiş bir proje" dedi.

Hematologların mecburi görev yapmalarından yakınan Özcan, "Biz Türkiye'de hematolog sayısını arttırmayı hedefliyoruz. Hematologlara zorunlu hizmet uygulanmasın. Yazıktır. Biz bu hematologları Ferrari sürücüsü olarak yetiştirdik. Ona tarlada traktör sürdürmeyelim. Traktör sürenler de çok önemli iş yapıyor ama Ferrari sürücüsüne bu işi yaptırmayalım" değerlendirmesinde bulundu.

Prof. Dr. Muhit Özcan, ABD'deki Stanford Üniversitesi'nden Marius Wernig ve Thomas Vierbuchen'in de, hücre mühendisliği yöntemleriyle farelerde herhangi bir hücreyi sinir hücresine dönüştürdüklerini açıkladı.

Sinir dokusu hasarının iyileşmesinin ''olanaksıza yakın'' olduğuna dikkati çeken Özcan, herhangi bir bağ dokusunu alarak 9 geni aktive eden bilim adamlarının hücreyi yeniden programladıklarını anlattı. Prof. Dr. Özcan, ''Hasarlı doku dışındaki bir bağ doku hücresi, genetik değişikliklerle kök hücre özelliği kazandırılarak sinir hücresi halini aldı. Dışarıdan kök hücre vermeden hücrede genetik değişiklik yapıldı'' dedi.

Bu şekilde dışarıdan verilen embriyonik kök hücrelerin olası risklerinin de ortadan kaldırılabileceğine işaret eden Özcan, bunun devrim niteliğinde bir gelişme olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:

''Dışarıdan bir hücre vermenize, kök hücre aramanıza ihtiyaç yok. İnsanın kendi sıradan bir hücresi sinir hücresine dönüştürülüyor. Rüyamız, mesela yumurtalığı çalışmayan birinden bir miktar hücre alıp bunu yumurtalık haline dönüştürmek ve doğurgan hale getirmek. Bu olabilecek gibi görülüyor. Farelerde herhangi bir hücreden sinir hücresi elde edebildiysek, hücreyi yeniden programlama noktasındayız.

Vücudumuzda milyarlarca hücre var. Ciltten, cilt altından bir hücre alıp kendi hücrenle istediğin gibi oynayabilirsin. Mesela bir ilacın yan etkisi mi var? Alırsın hücreyi yeniden programlarsın ve o ilacın vücuttaki yan etkisini kaldırırsın.

Gelecek burada ama bugün değil. Şaşırtıcı ilerlemeler oluyor ama henüz felçli bir insanı koşturabilecek noktada değil. Ama her biri inanılmaz.

Terminatör filminde adam kesildikçe kalkar yürürdü. Kesilmiş yeri programlıyorsun, hasta iyileşiyor. Mesela diyabet hastasında insülin salgılayan hücre yok. O bölgedeki hücreyi programlıyoruz insülin salgılayan hücreye dönüşüyor. Dışarıdan kök hücre yok. Kanserden diyabete kadar tüm hastalıkların tedavisi için umut olur.''

Toplantıda konuşan Genel Sekreter Prof. Dr. Mutlu Arat, Türkiye'de hematolog sayısının çok düşük olduğuna değinerek, "Bunu arttırmak için çok fazla yol kat edemedik" dedi.

'HAYVANLARDA İNSAN KARACİĞERİ GELİŞTİRİLDİ'

Fransa'da bulunan Poiters Üniversitesi'nde görevli Dr. Ali Turhan ise kök hücre konusunda devrim yaşadıklarını belirterek, "Kök hücreler yeni ilaç geliştirmek ve kanserlerin dinamiğini anlamak için kullanılıyor. Her hastalığın kanser ana hücresi vardır. Laboratuvarda bu ana hücreyi üretip düşmanı iyi tanıma konusunda çok önemli bir gelişme. Bu kanser hücreleri az sayıda olduğu için onları hastaların kemik iliğinden alıp kullanmak çok zor bir olay. Kanser hücrelerini programlayıp çok sayıda elde

edebilirseniz o zaman onlara karşı daha etkin ilaç geliştirmek için çok daha fazla şansınız olur. Farede insan karaciğeri üretilirse elimizde bol miktarda karaciğer olacak"dedi.

İngiltere'de bulunan Anthony Nolan Enstitüsünde görevli Dr. Alejandro Madrigal ise, "İngiltere'de şu an 14 milyon verici var. Ama her şeyi çözmüyor. Yılda 30 bin hasta için verici arıyoruz. Ancak yarısına verici bulabiliyoruz. Bunu gören hematologlar bu problemi nasıl çözebiliriz diye bir arayış içerisindeler. Bu konuda kordon kanı çok iyi bir çözüm olacak. 150 bine yakın kordon kanı bankalarda var ve bunları kullanmaya başladık. İngiltere'de 50 bin kordon kanı kapasiteli bir banka, ihtiyacı çözebilir.

Kalan 15 bin kişi kordon kanına başvurduğu zaman kendisine uygun kordon kanını yüzde 90 oranında bulabilecek" dedi.

Sağlık Haberleri