“Mimar Sinan kimseden kopya çekmedi”

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde YAŞAYAN MİMAR SİNAN Coşkuyla Anıldı.

Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG)' nun düzenlediği “Yaşayan Mimar Sinan’ı Anlamak” isimli panel 25 Nisan 2012 tarihinde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu’nda gerçekleştirildi. MSGSÜ ve İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü’nün katkılarıyla gerçekleştirilen panelin moderatörlüğünü MMG Genel Başkan Yardımcısı Osman Şahbaz yaptı.

 

 İlginin yoğun olduğu panelde panelistler konuşmalarına başlamadan önce yazar ve yönetmen Mustafa Aksay’ın hazırladığı 8 dakikalık Mimar Sinan Belgesel filmi gösterime sunuldu.

Aslı 90 dakika olan film dünyanın etkili başşehirlerinde Londra'da, Roma'da, Berlin'de, Şam'da,Saraybosna'da ve en son Ankara'da Çankaya Köşkünde tanıtıldı.Budapeşte'de de tanıtılması planlanıyor.

 

Günümüzün mimarları neden Osmanlı mucizesi Mimar Sinan'dan esinlenemiyorlar ?


Panelin açılış konuşmasını yapan MMG Genel Başkan Yardımcısı ve Türk-Macar İş Adamları Derneği Başkanı Osman Şahbaz, “Yaşayan Mimar Sinan’ı Anlamak” isimli panelin, MSGSÜ'nde yapılması ayrı bir anlam taşımaktadır. Mimar Sinan gibi  büyük bir mimara sahip olmak, ülkemiz için gurur kaynağıdır. Sinan’ın yaptığı eserleri ve adı 500 senedir yaşıyor.

Toplumlar büyük değerlere verilen kıymet ile yücelirler. Şayet bir tek Süleymaniye Cami ve külliyesi bir Batı toplumunda olsaydı, adına yüzlerce Süleymaniye Romanı, müzikali, şiiri, bestesi, filmi ve oratoryosu  yapılırdı. Bugün ustaların ustası Koca Mimar Sinan'ı hatırlamaktan öte, doğup büyüdüğü, hayat sürdüğü coğrafyadan beslendiği kültür değerlerini, dehasını övünç kaynağımız olan Asya'dan Avrupa'ya uzanan coğrafyadaki eserlerinin mana ve önemini konuşacağız. Günümüzün mimarları neden Osmanlı mucizesi Mimar Sinan'dan esinlenemiyorlar ?

Maalesef rantiyeci bir yaklaşıma, mimari anlayışa  girmiş durumdayız. Günümüzde basma kalıp aynı konutlar tüm Türkiye'de benzer binalar inşa ediliyor. Aslında insan mimariye göre belirlenmez ! Mimari insana göre uydurulur. Mimar ve mühendislerimize bu konuda büyük görevler düşmektedir. Sivil Toplum Kuruluşları ve Üniversiteler, ''Takip eden değil, öncü olmak durumundadır'' . Sinan'ın kalfalık eserim dediği Süleymaniye bir daha yapılabilir mi ? Böyle bir eseri bir daha inşa edebilmek için; yeniden bir Koca Sinan'a, yeniden bir Kanuni Sultan Süleyman'a, Osmanlı gibi muhteşem bir İmparatorluğa ve o büyüklükte bütçeye, bunların dışında İznik çinilerine, o dönemin malzemelerine, o dönemin hattatlarına ve ihtiyaç vardır.

İşte öyle bir eğitim ve devlet terbiyesi veriliyor ki,Koca Mimar Sinan ortaya çıkıyor.

 Günümüz terbiye ve eğitiminde bir daha Mimar Sinan gibi bir mimarın gelmesinin zor olduğunu söyledi.


“Mimar Sinan kimseden kopya çekmedi”
 
Mimar ve Mühedisler Grubu Genel Başkanı Avni Çebi,Mimar Sinan’ı kendi adına yakışır derecede anlamak ve özellikle de adının yer aldığı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde anmak için böyle bir girişimde bulunduklarını belirtti. Büyük bir insan, büyük bir deha olarak adlandırdığı Mimar Sinan’ın mütevaziliğine dikkat çeken Çebi, Mimar Sinan’dan bir mimar ya da bir şehir plancısı olarak öğrenilmesi gereken çok şeyin olduğunu ifade etti.

Başkan Çebi, Mimar Sinan’ın eserlerinde yaşamının, kişiliğinin ve yetişme tarzının çizgileri olduğunu vurgularken,  ”Mimar Sinan’dan almamız gereken en önemli şey, kopyacı olmayışıdır. Tamam yaşadığı çağın öncesindeki kültür ve medeniyetlerden faydalanmasını bilmiştir, ama onu kendi kültürü, zekası ve dehasıyla birleştirerek yepyeni mimari eserler ortaya getirmiştir.” dedi. Mimar Sinan’ın mimari eserlerinden kısaca bahseden Çebi, Bügünki muhteşem İstanbul silüetinin oluşmasına Ayasofya'nın iki minaresi, Süleymaniye cami, Şehzadebaşı cami ve Edirnekapı'daki Mihrimah Sultan camilerinin kubbe ve minareleriyle oluşturdurduğu görüntüye büyük katkısı olmuştur. MMG olarak Mimar Sinan'ın emekleriyle oluşan bu silüetin korunmasıda her zaman duyarlı olacağını kaydetti.

 


“Onun isminin yer aldığı bir üniversitede görev almaktan gurur duyuyorum”

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Yalçın Karayağız, Mimar Sinan’ın yapıtları hakkında kısaca bilgi verdi. Onun isminin verildiği bir üniversitede Rektör olmaktan övünç duyduyorum. Mimar Sinan’ın biyografisinden bahseden Karayağız, Mimar Sinan’ı Ortadoğu ve Bizans mimarisini birbirine entegre eden üstün bir mimar olarak nitelendirdi. Yeni mimari kurallar oluşturduğunu belirttiği Mimar Sinan’ı, kendine has özellikleri bulunan bir mimar olarak nitelendirdi. Osmanlı Devleti mimarisinin, Mimar Sinan döneminde doruk noktasına ulaştığına vurgu yaptı. “Mimar Sinan’ın önemini sadece imparatorluk mimarisine getirdiği katkılarla ifade edemeyiz. Sinan’ın önemi, neredeyse sınırsız kaynaklara sahip olacak kadar şanslı olmasında ve mükemmelliğe yaklaşmak için hayatı boyunca çalışmasında arayabiliriz.”dedi.

“Eşsiz bir mimari zeka”

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Suphi Saatçi, konuşmasında ayrıntılı olarak Mimar Sinan eserlerini anlattı. Mimari eserler hakkında verdiği bilgileri ve belgeleri slayt eşliğinde gösterdi. Fotoğraflarla besleyen Saatçi, Mimar Sinan’ın, eserlerinin inşaası sırasında çok titiz bir çalışma düzenine sahip olduğunun bilgisini verdi.  Mimar Sinan’ın eşsiz bir mimari zekası olduğunu kaydeti. Mimar Sinan’ın hikayelerinden de kısaca bahsetti. Mimar Sinan’ın öğrencilerinin de önemli mimari eserlere imza attığına vurgu yaptı. Mimar Sinan’ın imzasının da bizler için tarihi bir belge olduğunu kaydetti.

“Mimar Sinan’ı anlamadan anlatma şansımız yok”

İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, panelin ismi çok doğru ve isabetli olmuştur. “Mimar Sinan’ı anlamadan, anlatma imkanımız olamaz” , Mimar Sinan’ı anlamakla birlikte bundan farklı yararlar çıkarmak gerekmektedir. Küreselleşme karşı konulamaz bir olgudur. Küreselleşen dünyada, anlanılan Mimar Sinan’ın dünyaya anlatılması gerekmektedir. Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü olarak önce Mimar Sinan’ı anlamaya çalışarak yola çıktık. Mimar Sinan’dan ve eserlerinden yararlanmak için önce Sinan’ı anlamaya çalıştık. Daha sonra buradan yola çıkarak değer üretmeye devam ettik ''. Mimar Sinan’ın günümüzde Türkiye’ye dışında eski coğrafya’da da birçok eseri bulunmaktadır. Turist rehberleriyle ortaklaşa çalışıyoruz. Mimar Sinan’ı ve eserlerini ülkemize gelen turistlere duyurmamız çok mühimdir. Eğitimli ve belgeli rehberlerin yetişmesi için, Mimar Sinan konusuna hakim ve Sinan’ı anlamış hocalardan ders aldırıyoruz. “Rehberlerimiz, Mimar Sinan ve onun eserleri hakkında bilgi sahibi olmalı ki gerekli ve doğru bilgiyi verebilsinler. Örneğin Suphi Saatçi hocamız, Selimiye Camini   3 saat anlatsa bile bitiremeyebilir.” dedi.

“Üç padişah döneminde mimar başı olmak zor”

MSGSÜ Mimar Sinan Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Demet Binan,  Mimar Sinan’ın üç ayrı padişah döneminde mimar başı olarak görev yapması ve bu çok büyük bir önem arzetmektedir. Mimar Sinan’ın yapılarının niteliklerinden bahsederken, eserlerinin sayısının ve bulunduğu bölgelerin bilgisini verdi. Böyle bir panale öncülük ettikleri için başta MMG olmak üzere,  İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Yönetimine teşekkür etti. Mimar Sinan Vakfı ve tarihsel gelişiminden bahsetti. Mimar Sinan Vakfı’nın Mütevelli’si Mehmet Tevfik’in 1933 yılında hayatını kaybetmesinden sonra vakfın yönetiminin,  on yıldan fazla boşta kaldığını belirtt. 1943 yılında vakfın, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devrediğini ve vakfa ait birçok gayrımenkulünde satıldığını söyledi.

Süleymaniye Külliyesi hakkında bilgiler verdi

İstanbul Şehir Üniversitesi Yönetim Psikolojisi Uzmanı İbrahim Zeyd Gerçik, “Sürekli keşif, sürekli inşa, değer, motivasyon ve yenilik modeli olarak Mimar Sinan” konulu konuşmasında, özellikle Mimar Sinan’ın eseri olan Süleymaniye Külliyesi hakkında bilgi verdi. İstanbul’un üçüncü tepesi üzerine inşa edildiğini belirttiği Süleymaniye Külliyesi’yle Mimar Sinan’ın bize emanet ilkesini hatırlattığını kaydeden Gerçik, “Emanet, korunması, geliştirilmesi ve daha zenginleştirilerek, devredilmesi gerekendir. Yapının inşa edildiği tepe tıraşlanmıyor. Aksine yapı tepeye uyumlu hale getiriliyor ve yapı tepeyle bütünleşiyor. Tepe yapıdan sonra sanki bir şiire, bir sanatsal abideye dönüşüyor. ” dedi. Ayasofya için yaptığı çalışmalarla da Mimar Sinan’ın mesaj verdiğini belirten Gerçik, “Ayasofya’nın planını yaparken tüm hristiyan alemine bir mesaj verdi. Bu mesaj biz Hz. İsa’yı da Hz. Musa’yı da kabul ediyoruz. Ama biz yeniyiz ve meydan okuyoruz anlamı taşır.” diye konuştu.

 

Panel sonrasında Prof.Dr.Suphi Saatçi, ''bir osmanlı mucizesi Mimar Sinan'' adlı kitabını, Yazar - Yönetmen Mustafa Aksay, '' Büyük Yapı Ustasının Fotoğraf Albümü Mimar Sinan'' adlı kitabını,

İbrahim Zeyd Gerçik, '' Bir Yönetim Modeli Mimar Sinan ve Bir Yönetim Modeli Süleymaniye'' adlı kitaplarını panelistlere hediye ettiler.

Panel sonrası MMG ve MSGSÜ konuşmacılara plaket takdim etti. Hep birlikte hatıra fotoğrafı çektirildi. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Kültür-Sanat Haberleri