O Mektuplarda neler var?

Cahit Zarifoğlu’nun şahsi mektuplarının derlendiği yeni kitap Beyan Yayınları’ndan çıktı..

Cahit Zarifoğlu’nun 4 bine yakın mektup yazdığı söyleniyor. Bu mektupların gittiği adreslerde kimler yok ki… Eşi Berat Zarifoğlu, Mustafa İslamoğlu, Nazif Gürdoğan, Hasan Aycın, Şeref Akbaba, Ali Haydar Haksal, Ali Ural ve daha niceleri…

İşte bu mektupların bir bölümü bir kitapta toplandı. Sadece Zarifoğlu’nun yazdığı mektuplardan oluşan kitabın adı; “Mektuplar”

Bir mektup istedik, neler oldu?

Mustafa Özçelik, kitap fikrinin Beyan Yayınları sahibi Ali Kemal Bey ile Okuyucularla isimli bir önceki Zarifoğlu kitabı üzerine konuşurken çıktığını söylüyor ve bizim kitapla ilgili ilk eleştirimiz olan “az mektup” mevzusuna cevap veriyor: “İrtibat kurduğumuz ve ellerinde mektup olması kuvvetle muhtemel olan kişilerden çok azı bu mektupları bizimle paylaştı.

Bir kısmı, Zarifoğlu ile böyle bir münasebetlerinin olmadığını, dolayısıyla ellerinde mektup bulunmadığını söylediler. Bir kısmı, arşivlerinin karışık olduğunu ve bu mektupları bulamayacaklarını belirttiler. Bir kısmı da “kayboldu, yandı” gibi gerekçeler ortaya koydular. Bir bölümü de ne yazık ki söz verdikleri halde ellerindeki mektupları bütün çabalarımıza rağmen bize ulaştırmadılar, bizimle paylaşmadılar. Bir kısmı daha önce dergilerde yayımlanan mektupları kitaba alabileceğimizi, bunların dışındakileri paylaşamayacaklarını söylediler. Bir kısmı ise talebimize olumlu ya da olumsuz bir cevap verme gereği bile duymadılar.”

65 Zarif Mektup!

Mektuplar tam 192 sayfa. Zarifoğlu’nun 26 kişiye yazdığı 65 mektup yer alıyor. Kitabın en büyük güzelliklerinden birisi, bazı mektupların orijinallerinin yer alıyor olması. “Sevgili kardeşim”, “Sevgili Dostum”, “Selam” gibi başlayan nice güzel mektupta Zarifoğlu dostlarına, eşine, sevdiklerine dertlerini anlatıyor, durumlarından bahsediyor, güzel şeyler söylüyor.

O mektuplardan bir tanesine bile muhatap olamasak da, kendimizi “Sevgili …” hitabından sonra ismi geçen kişinin yerine koyuyoruz. Tıpkı tüm kitaplarında olduğu gibi…

“Berat’e”

Cahit Zarifoğlu’nun hanımına yazdığı kısa ve hoş mektup, kitapta beni en çok etkileyen mektup oldu. İşte zarif teyzemiz Berat Hanım’ın eşinden aldığı mektup:

Berat’e

Bana soruyorsun şu resimdekiler kim, diye.

Emin ol kim olduklarını çıkaramadım. Görünüşe bakılırsa mutlular. Fakat insanlara tavsiyem şudur ki, nasıl “zenginin parası, parasızın çenesini yorara”, başkalarının mutlu görünümü, insanı kendi mutlu olma imkanını, kabiliyetini görmekten alıkoymamalı. Filmler, resimler birer hayaldir. Başka insanların dış görünümleri de bizi aldatmasın. İnsan kendi mutlu olma imkanını görebilmeli. Mutluluksa filmlerin, romanların içinde değil, kendi yaşadığımız basit hayatın içindedir. Ve önemli olan yaşanılan “an”dır. Onu ibadet, sabır, anlayış, tevazu ve merhamet ile anlamlı hale getirmek mutluluğun ta kendisidir. Yoksa deniz kenarında fotoğrafçılar tarafından düzenlenmiş bir mutluluk tablosu sahtedir ve bazı saf kimselerin duygularını istismar etmekten başka bir şey ifade etmez.

Acaba anlatabiliyor muyum?

Cahit

Mektubun orijinal el yazısı hâli ve bahsi geçen o “resim” kitabın içinde mevcut.

Zarifoğlu külliyatı bitmedi daha

Mektuplar kitabıyla birlikte Cahit Zarifoğlu külliyatının tamamlanmasına son bir adım kaldı. Rilke üzerine yaptığı üniversite mezuniyet tezi hariç, onun kaleminden çıkan hemen her şey yayımlandı. Ama onun hakkında yazacak daha çok şey var…

Bu vesileyle başta kitap editörü Mustafa Özçelik’e, mektuplarını veren değerli büyüklerimize, fedakâr Beyan Yayınları’na teşekkür ederiz.

Hazır TÜYAP Kitap Fuarı da açılmışken, mutlaka Beyan Yayınları’nın standını ziyaret edin derim. Hem Mektuplar kitabını ilk siz elde etmiş olursunuz, hem de Zarifoğlu’nun diğer kitaplarını bayağı indirimle alabilirsiniz. Benden söylemesi.

 

 

Yavuz Selim Güneş-dunyabizim.com

Kültür-Sanat Haberleri