Obama İslam Dünyasına Seslendi

ABD Başkanı Obama, İslam Dünyasına sesleniş konuşmasını Kahire Üniversitesi'nde yaptı. 1 saat süren konuşmada Obama, Kuran'dan örnekler verdi, Türkiye'yi ise model olarak gösterdi.

ABD Başkanı Barack Obama, "ABD ile İslam dünyasının yarış içinde olmasına gerek yok" dedi.

Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ile görüştükten sonra Kahire Üniversitesinde yaptığı konuşmayla İslam dünyasına seslenen Obama, ABD ile Müslümanlar arasındaki güvensizlik döngüsünün son bulması gerektiğini söyledi.

Obama, Müslümanlarla ABD arasında karşılıklı saygı ve ortak çıkara dayanan yeni bir başlangıç için Kahire'ye geldiğini ifade etti, "İlişkilerimiz, farklılıklarımızla tanımlandığı sürece barıştan ziyade nefret tohumları ekenlerin eline güç verilmiş olur" diye konuştu.

Ülkesinin Irak'tan, sorunların çözümünde uluslararası uzlaşı inşa edilmesine yönelik diplomasiye ihtiyaç duyulduğu dersini çıkardığını ifade eden Obama, konuşmasında İsrail-Filistin sorunu, Afganistan politikaları ve İran'ın nükleer programına da değindi.

"FİLİSTİNLİLER ŞİDDETTEN VAZGEÇMELİ, İSRAİL FİLİSTİN'İN MEVCUDİYET HAKKINI TANIMALI"

ABD Başkanı Barack Obama, "Filistin devleti konusundaki baskımız devam edecek" dedi.

Kahire Üniversitesinde yaptığı konuşmayla İslam dünyasına seslenen Obama, Filistin ile İsrail arasındaki sorun için iki devletli çözüm olasılığına desteğini vurguladı ve İsrail'den Batı Şeria'daki yerleşim birimi inşasına, Filistinlilere de şiddete son vermeleri çağrısında bulundu.

"İsrail, Filistin'in mevcudiyet hakkını tanımalı" diye konuşan Obama, İsrail ile bağlarının sağlam olduğunu, ancak Filistin'deki durumun hoş görülemeyeceğini belirtti.

Türkiye'yi ziyareti sırasında TBMM'de yaptığı konuşmaya atıfta bulunan Obama, "Ankara'da Amerika'nın İslam ile savaşta olmadığını ve hiçbir zaman olmayacağını açıkça belirttim. Ancak bizler, güvenliğimize büyük tehdit oluşturan şiddet yanlısı köktencilere acımasızca karşı geleceğiz. Çünkü, biz tüm inançlardan insanların reddettiği aynı şeyi; masum erkek, kadın ve çocukların öldürülmesini reddediyoruz. Ve, benim Başkan olarak ilk görevim Amerikan halkını korumaktır" dedi.

Konuşmasında İran'a da mesaj gönderen Obama, Tahran yönetimine, ileri adım atılması konusunda ABD ile işbirliği yapması çağrısında bulundu, ancak nükleer silah edinme konusunun müzakere dahi edilemeyeceğini ifade etti.

Obama, İran konusunda, karşılıklı saygı çerçevesinde, ön koşul olmaksızın ileri adım atmaya hazır olduklarını da belirtti.

Kendisinden önceki Başkan George Bush'un "demokrasiyi dünya geneline yayma" politikasının dışına çıkarak, "Hiçbir ülke, başka bir ülkeye zorla bir yönetim şeklini kabul ettiremez" diye konuşan Obama, Afganistan'daki duruma da değindi ve burada kalıcı bir işgal arayışında olmadıklarını söyledi.

Askeri gücün tek başına Afganistan ve Pakistan'daki sorunları çözmeyeceğini bildiklerini belirten Obama, bu nedenle Pakistan'a okul, hastane, yol ve iş yeri inşası, yerlerinden olan yüz milyonlarca kişiye yardım için önümüzdeki 5 yıllık dönemde her yıl için bir buçuk milyar dolar yatırımda bulunmayı planladıklarını söyledi.

Barack Obama, Afganistan'a, ekonomik kalkınması ve insanlara hizmet götürebilmesi için 2,8 milyar dolardan fazla yardım sağladıklarını kaydetti.

ABD Başkanı, Irak konusunda ise Irak halkının, eninde sonunda eski Devlet Başkanı Saddam Hüseyin döneminden daha iyi olduğuna inanmasına rağmen, bu ülkedeki olayların, Amerika'ya, diplomasinin kullanılması ve mümkün olduğunca sorunların çözümü için uluslararası görüş birliğinin inşa edilmesi ihtiyacını hatırlattığını söyledi.

Hem Müslümanların, hem de Amerikalıların aşırılığın her türüne karşı koymaları gerektiğini vurgulayan Obama, Müslüman dünyasıyla yeni bir başlangıç istediklerini, ancak bunun "bir gecede olamayacağını" ifade etti.

Obama konuşmasında şunları söyledi.

Yıllar süren çelişkiler, tek bir gecede silemeyiz. Kalbimizdeki şeyleri açıkça söylemeliyiz. Ortak bir zemin bulmamız gerekiyor. Kuranda söylediği gibi her zaman  hakikati söyleyin.

İlişkilerimiz farklılıklarımız tarafından tamamlandığı sürece işbirliğinden ziyade artık bu anlaşmazlık döngüsü son bulmalı. Ben buraya yeni bir başlangıç için geldim. ABD ve İslam arasındaki ilişki aslında rekabete bağlı olacak değil. Ortak ilkeleri paylaşıyoruz.

Konukseverliğiniz içinm minnet duyuyorum. Aybnı zamanda benim ülkemdeki Müslüman toplulukların selamının taşıyıcısı olmaktan mutluluk duyuyorum. Esselamıun aleykum

Manyetik pusula, hastalıkların salgın hale geldiğini islam kültürü buldu. Harika müzik ve yazıyı getirdi.
Eşitliği ve insanlara hoşgörüyü öğretti.

Aynı zamanda İEslam her zaman ABD'nin bir parçası oldu. ABD'yi ilk tanıyan Fas oldu.

Oy vermişler yönetmişler, her türlüspor oyunlarımızda birlikte olmuşlar.

Üç kıtada İlsam'ı tanıma fırsatı buldum.

Aynı prensip Müslümanların ABD'yi algılamasında da geçerli olmalı. ABD, sadece kendi çıkarlarını düşünen bir ülke değil.

Biz bir imparatorluğa karşı gelerek ortaya çıktık. Özgürlük için yüz yıllarca savaştık.

İsmim Hüseyin olarak başkanlık yapabildiğim bir ülke.

Amerika'da herkes için fırsatlar eşit olamamış olabilir. 7 milyon müslüman, Ameritka ortalamasınan üzerinde standartlarına sahipler.

ABD'nin  her eyaletinde bir cami vardır. Kilise dayatmasına kesinlikle karşıdır.

İslam Amerika'nın bir parçasıdır. Hepimiz güvenli ve başarılı bir şekilde yaşamak isteriz. Bu insanlığın ortak umududur.

Bizim görevimiz sadece sözler halkın ihtiyacını karşılayamaz. Ancak önümüzdeki yeıllarda cevur bir şekilde hareket edersek başarıya ulaşırız.

Bir ülkede ekonomi zarar görürse, orada herkesin refahı zarar förür. Bir kişi grip olursa herkes risk altında kalır.

Bosna ve darfur'da insanlar öldürüldüğünde hepimizin vicdanını yaralar.

İnsanlık tarihi her zaman halkların ve dinlerin birbirlerini kontrol altına almasını anlatır.

Problemlerimizi ortaklık ve işbirliği ile çözmeliyiz. Bu ssıkıntılı bölgeleri görmezden gelmemiz anlamına gelmez tam tersini söylüyorum.

Birlikte karşılamamız gereken şeyler var. Ankara'da da söyledim. ASLA iSLAM'LA SAVŞ İÇİNDE OLMAYACAĞIZ.

Masum kadınların, çocukların öldürülmesine karşıyız. Ben birlikte çalışmamızın zaruretine inanıyorum.

 Biz Afganistanda asker tutmak istemiyoruz. Orada şiddet olmasa idi askerimizi hiç tutmazdık. Bu sebeple 46 ülkenin desteğini istiyoruz.

Bunlar insanları öldürüyordu ve en çok öldürdükleri de müslümandı.

Kur'anda "Bir cana kıyan bütün canlara kıymış salıyır" diyor. Kur'anda aynı zamanda "Bir canı kurtaran bütün insanlığı kurtarmıy demektir" deniyor.

Bir milyardan fazla insanın inancı birkaç kişinin inancından çok daha önemli.

Afanistan ekonomisini geliştirmek için 2 milyar dolardan fazla yardım yapacağız.

Irak konusuna da değineceğim. Dünyanın her tarafından tepkiler geldi. Irak halkı Saddam Hüseyin'in zulmünden kurtulduğu için şimdi daha iyi durumda. Thomas Jeffersen'ın sözlerini hatırlayalım. Bilgeliğimizi ne kadar fazla kullanırsak gücümüz o kadar artar.

Irak halkına şunu çok açık bir şekilde ifade ettim. Irak Irak halkının olacaktır. Irak'ın demokratik olarak seçilmiş hükümeti yönetecek.

Askerlemiziz çekilme kararına da saygılıyız tabii ki. Birleşik Irak'ı bir ortak olarak düşüneceğiz. Biz de kendi prensiplerimizi unutmamalıyız.

 ABD'de işkenceyi kesinlikle yasakladım ve Guantanamo'yu gelecek yıl başında kapanmasını emrettim.

Müslümanlar şiddete ne kadar çabiuk tepki verirse o kadar hnızlı sonuca ulaşırız.

ABD'nin İsrail ile olan bağları çok köklü. Bu kırılamaz. Tarihi de gözardı edemeyiz. Yüzyıllar boyunca Avrupa'da bir çokşeylerle karşılaştı.

6 milyon Musevi öldürüldü. Bugünkü İsrail'den daha fazla bir nüfus. Bunu reddetmek asla olamaz. Bu bölgede barışı engellemekten başka bir şey yaramaz.

Öte yandan Filistinli Müslümanlar 60 yıldır acı çekiyor. Onlar da kamplarda zor şartlarda yaşıyor. Filistin halkına asla sırtıı dönmeyecektir.

Kendi devletini kuracaktır.

İki halkın da acı dolu geçmişi var ve isteklerinde haklıdırlar. Acı geçmişleri dolayısıyla biraraya gelemiyorlar. İsrail kurulduğu için Filistinliler yerlerinden edildi, İsrail de sürekli karşı karşıya. İkisi de gözardı  edilemez.

Bu hem İsrail, hem Filistin, hem de  ABD'nin çıkarı böyle bir çözümde. Her iki tarafın da yol haritası çerçevesbinde sorumlulukları var.

Filistinliler şiddete son vermeli. Şiddet ve cinayet asla başarıya ulaşmayacaktır. ABD'de ırkçılık yüzünden zenciler acı çekti. Ama sorunlarını barışla çözdü.

Şiddet ne gücü ne cesadeti gösterir. Otobüsteki yaşlı kadınlara saldırmak cesaret değildir.

Hamas, Filistin halkını biraraya getirmek için şiddete son vermeli. İsrail'in varlığını kabul etmeli. İsrail'in var olma isteiği reddedilirse Filistininki de reddelir.

Ancak yeni yerleşimler barış sürecine zarar veriyor, durması gerekir. Gazze'deki durum İsrail'in varlığına destek vermiyor. İsrail barış için çaba harcamalı.

Arap ülkeleri de Arap-İsrail çatışması sorunların çözümünden dikkati dağıtmamalı. İsrail'in haklı taraflarını kabul etmeli.

Amerika her zaman barıştan yana oldu. Biz barışı zorlayamayız.

Çok fazla kan, çok fazla kan döküldü. Bu konuda hepimizin sorumlulukları var. İsrailli, Filistinli annelerin çocuklarını barış içinde büyütmeleri gerek. İbrahim'in bütün çocukları barış içinde yaşamalı. Musa İbrahim ve Muhammet birlikte dua etmeli.

Bir başka konu da nükleer silahlar

Yıllar boyunca İran kendini ülkeme karşı olmakla tanımladı. İran birçok sivilin kaçırılması konusunda rol oynadı. Şu anda İran'ın neye karşı olduğu değil, nasıl bir gelecek istediğidir.

Ön yargı olmadan ileriye doğru adım atılabilir. Ama konu nükleer silahlara gelince, bizim bu konuda bir tavrımız var. Ortadoğu'da silahlanma yarışını körükler. ABD'nin amacı hiçbir ülkenin nükleer silaha sahip olmamasını sağlamaktır.

Dördüncü konu ise demokrasi.

Bir takım tartışmalar olduğunu biliyorum. Irak savaşı ile ilgili oldu bunlar. Herhengi bir sistem, bir başka ülkeye dayatılmamalı.

Amerika, bir seçimin sonuçlarına müdahale etmez. Amerika, düşünce özgürlüğünden yana. İNsanlar fikirlerini ortaya koyabilmeli.

İnsanlar özgür bir şekilde yaşamak istiyor. Biz dünyanın her yerinde özgürlükleri destekleyeceğiz.

Fikirleri bastırmak onları asla yok etmez. Aynı fikirde olmasak bile farklı fikirlere sahip çıkarız.

Nerede olursa olsun halk tarafından kurulan yönetimler olmalı. Bunu da zorla değil insanların kabul etmesi ile olmalı.

 Beşinci konu ise din özgürlüğü

İslamın gurur verici bir hoşgörü geleneği vardır. Ben Endonezya'da çocuk olarak gördüm. Hristiyanlar özgür bir şekilde yaşıyorlardı. İnsanlar, kendi kabul ettikleri dini yaşamalıdır. Bugün bunun önüne  bir çok engele çıkıyor.

 Din özgürlüğü her zaman merkezde kalmalı. ABD'de bazı kanunlar müslümanların zekat vermesini engelleyen kanunlar var. Bun ortadan kaldırmaya çalışacağım.

Müslümanlar, kimin ne giyeceğine karışmamalı. Türkiye'nin Medeniyetler İttifakındaki rolleri gibi köprüler kurulmalı. İ

Altıncı konu kadın hakları

Biliyorum, buradaki seyicilerden de anladığım kadarıyla sağlıklı bir tartışma ortamı var. İnsanlar başları örtülü oldukları için farklı yerde görülmemeli.

Türkiye, Pakistan, Endonezya'da kadınların lider olarak seçildiğini görüyoruz. Amerika'da kadınlar hala eşitlikm için savaşmaya devam ediyor. Bizim kızlarımız da erkeklerimiz kadar katkı sağlayabilir.

Gerek kadınların, gerek erkeklerin bütün potansiyellerini kullanmalıdırlar.

Hayatlarını geleneksel ortamlarda yaşamak isteyenler de olabilir. Kadınların iş bulması ilkesinin yanında olacağız.

Son olarak ekonomik gelişim ve fırsata değinmeki istiyorum.

Küreselleşme değişimi, değişim de  eraberinde korkuyu getiriyor bazen.

Halklarımız için en fazla gelenekler ve kişiliğimiz iüste tutarız. Gelişim ve gelenek arasında bir zıtlık olması gerekmez. Japonya ve Güney Kore ekonomilerini hızla geliştirdi ancak geleneklerini korudu.

Dubai gibi yerlerde Müslümanlar geleneklerini bozmadı.

Birçok Körfez ülkesi zenginlik yaşıyor, ancak bazıları bunu gelişim için harcıyor.

 Müslüman ülkelerle birlikte yeni bir ekonomik sistemi oluşturacağız.

Anlattığım şeyleri yapmak kolay olmayacak. İstediğimiz gibi bir dünya kurmak için buna ihtiyacımız var. İsrail ve Filistin'in güvenhlik içinde yaşadığı, Tanrı'nın tüm çocuklarının haklarının saygı gördüğü bir dünya istiyoruz.

Bazıları bu gelişmenin önünde duracak. Geçmişten gelen çok fazla güvensizlik var. HGençlere söylüyorum. Sizin dünyayı baştan yaratmayı istemelisiniz.

Bizi ayıran değil, birlikte ve sürdürülebilir bir alan oluşturmalıyız. Tüm insanlığın onur ve şerefini dikkate almalıyız.

Savaş çıkarmak, bitirmekten çok daha kolay. Başkasını suçlamak kendine bakmaktan daha kolay.

Her dinin ortak bir kuralı var. Kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi başkasına yapmamalıyız.

Biz elimizde istediğimiz dünyayı şekillendirme gücünü taşıyoruz. Geçmişi ve yazılanları dikkate almalıyız. Kur'an, "Erkekler ve kadınlar sizi yarattık. birbirinizi tanıyasınız der:"

İncil'ed ise barış getirenler kutsanmıştır, çünkü onlar Tanrı'nın çocuklarıdır der.

Dünya halkları barış içinde yaşayabilirler, Tanrı'nın vizyonu da budur.

Dünya Haberleri