Özel Harp'ın 59 yıllık gizemi

’Gizli ordu’nun adı Seferberlik Tetkik Kurulu’ydu ve ABD Askeri Yardım Heyeti’nin Ankara binasında faaliyet gösteriyordu.

SEFERBERLİK Tetkik Kurulu’nda yapılan arama kontrgerilla tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Türkiye’nin NATO’ya girmesiyle Soğuk Savaş’ın en önemli alanlarından biri oldu. SSCB yayılmasına karşı kurulan yarı resmi gizli örgütler Avrupa’nın birçok ülkesinde kuruldu. CIA tarafından finanse edilen bu örgütler ’Süper NATO’olarak adlandırıldı, ancak her ülkede ayrı bir isimle örgütlendi. En ünlüsü 1990’da deşifre olan İtalya’nın gizli örgütü Gladio’ydu. Bu konudaki çok sayıda Meclis araştırmalarına, belgesellere ve kitaplara göre Türkiye’deki Süper NATO kronolojisi şöyle:

1952: NATO’YLA KURULDU

Türkiye 4 Nisan 1952’de NATO’ya girdi. ’Gizli ordu’nun adı Seferberlik Tetkik Kurulu’ydu ve Amerikan Askeri Yardım Heyeti’nin Ankara Bahçelievler’deki binasında faaliyet gösteriyordu.

CIA ve Adnan Menderes hükümeti arasında 1959’da imzalanan askeri bir anlaşmada gizli ordunun yurtiçi görevi ifade edilirken, gizli askerlerin ”rejime karşı iç ayaklanma durumunda da“ harekete geçirileceği belirtiliyordu.

1965: İSMİ DEĞİŞTİ

Seferberlik Tetkik Kurulu 1965’te yeniden yapılandırıldı ve adı Özel Harp Dairesi olarak değiştirildi. ÖHD ve kontrgerillasının resmi görevi şöyle ifade ediliyordu: ”Komünist işgal ya da ayaklanma durumunda, işgale son vermek için gerilla yöntemlerini ve mümkün olan tüm yeraltı faaliyetlerini kullanmak. “Ancak gölge görevler, yurtiçi kontrol ve yanıltma operasyonlarıyla o kadar iç içe geçti ki; kontrgerillaları teröristlerden ayırt etmek giderek zorlaşmaya başladı.

TESADÜFEN ÖĞRENİLDİ

Başbakan Ecevit, böyle bir yapının varlığını 1974’teki Başbakanığı döneminde tesadüfen öğrendiğini açıkladı. 1974’te dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar’ın, ”acil bir ihtiyaç için Başbakanlık’ın örtülü ödeneğinden bir kaç milyon dolar istemesiyle“ başlayan bilgilendirme sürecini şöyle aktaracaktı: ”Bu paranın ne amaçla istendiğini sormak zorunda kaldım. ’Özel Harp Dairesi için istiyoruz’ yanıtı geldi.

“Öyle bir resmi dairenin, o zamana kadar adını bile duymamıştım... ’Şimdiye kadar bu dairenin giderleri nereden karşılanıyordu?’ diye sordum. O zamana kadar bu dairenin tüm giderlerini bir gizli ödenekle ABD’nin karşıladığı bana bildirildi... Özel Harp Dairesi’nin nerede bulunduğunu sordum. ’Amerikan Askeri Yardım Heyeti ile aynı binada’ yanıtını aldım...”

Ecevit kendisine verilen brifingle daha ayrıntılı bilgiler edindi: “Adları gizli tutulan bazı ’vatansever gönüllüler’ de sivil uzantı olarak çalışmak üzere ömür boyu görevlendirilmişlerdi. Gereğinde bu gönüllü sivil vatanseverlerin kullanmaları için de, Türkiye’nin bazı yerlerinde gizli silah depoları oluşturulmuştu.”

1990: YİNE AD DEĞİŞTİRDİ

İtalya’daki ısrarlı soruşturmalar gizli örgütü açığa çıkardı. İtalya’da birçok kanlı eylem yapan gizli örgütün adı Gladio’ydu ve bu örgütlerden birçok Avrupa ülkesinde bulunuyordu. Batı ülkeleri bu örgütleri tasfiye ettiklerini açıkladı. Türkiye’de bu yapının varlığı resmen doğrulanmadı, ancak bu tarihten sonnra Özel Harp Dairesi, Özel Kuvvetler Komutanlığı altında faaliyet yürütmeye başladı.

DİĞER ADI ERGENEKON MU?

Erol Mütercimler’e göre ülkeyi darbeye sürükleyen ve bugün “çete” diye anılan örgütün gerçek adı; Ergenekon:

“Ben de ilk kez bu örgütün adını öğrendiğimde şok oldum. Gerçek anlamda şok oldum. Çünkü o kadar yıl yüzlerce insanla konuştum, ki ihtilalci darbeci subaylar çok büyük bölümü; ama bunu ilk ben emekli tümgeneral Memduh Ünlütürk’ten duyduğumda anlayamadım.”

1996: SUSURLUK KAZASI

Susurluk kazasının ardından ortaya çıkan ilişkiler ve iddialarla ilgili TBMM’de komisyon kuruldu. Komisyon raporuna muhalefet şerhi koyan Fikri Sağlar, “Türkiye’de 1952 yılında Seferberlik Tetkik Kurulu’nun kurulması, daha sonra da Özel Harp Dairesi ve Özel Kuvvetler Komutanlığı olarak adlandırılan oluşumun irdelenmesi zorunluyken, bu konu gözardı edilmiştir” dedi.

(Yukarıdaki bilgiler Daniele Ganser’in, NATO’nun Gizli Orduları ve Can Dündar ile Celal Kazdağlı’nın Ergenekon adlı kitaplarından alınmıştır.)

Türkiye’yi 12 Eylül’e götüren süreçteki en kanlı eylemlerden biri 1 Mayıs katliamıydı. Ecevit katliamların ardından Cumhurbaşkanı Korutürk’e Özel Harp Dairesi’yle ilgili bilgiler aktarmış ve eylemde kontrgerillanın parmağı olduğundan şüphelendiğini bildirmişti.

Gündem Haberleri