Saadet Partisi'nde kavga bitmiyor

Milli Görüş lideri merhum Necmettin Erbakan'ın partisi Saadet'te sular durulmuyor. Partinin en önemli teşkilatı İstanbul'da Fatih Erbakan'a yakın isimler tasfiye ediliyor.

Erbakan'ın vefatının ardından Yüksek İstişare Kurulu başkanlığına seçilen ve tüm teşkilatlardan "biat" isteyen Oğuzhan Asiltürk, kendisine yakın olmayan isimleri tek tek parti yönetiminden uzaklaştırıyor.

Fatih Erbakan'a yakınlığıyla bilinen isimlerin üzerini çizen Asiltürk'ün bu tavrının teşkilatları kaynama noktasına getirdiği belirtiliyor.

İSTANBUL'DA İSYAN VAR

Partininin en önemli teşkilatı olan İstanbul İl Başkanlığı çalkalanıyor. "Biat" isteyen ve kişiler üzerine kayıtlı mal varlıklarının partiye aktarılması talimatını veren Asiltürk, partiye ait; ama kişiler üzerine kayıtlı borçları ise görmezden geliyor. 

Saadet Partisi İstanbul İl muhasibi Celal Ustacan'ın teşkilat mensuplarına yazdığı bir mektup partideki sancıyı da gün ışığına çıkardı. Ustacan, teşkilat mensuplarına hitaben yazdığı mektupta iki yıllık muhasiplek döneminde yaşadıklarını tek tek anlatarak maruz kaldığı muameleyi dava arkadaşlarıyla paylaştı.

İŞTE USTACAN'IN MEKTUBU

Selamun aleykum aziz Milli Görüşçü kardeşlerim;

Numan Kurtulmuş’tan sonra İstanbul il muhasipliğine atanmış bir kardeşiniz olarak, son il kongresine kadar görevimi, zorlu şartlara rağmen sizlerin ve ALLAH’ın yardımı ile kongreye kadar sürdürdüm.

İl Başkanı işini daha iyi yapabilmek için kongre sonrası yeni ekibini seçti ama maalesef yaşanan son olaylar işin böyle olmadığını gösterdi. Beni göreve getirdikleri zaman 815.000TL borçla devraldığımız İl Teşkilatımızda; kongre, hocamızın vefatı, seçim çalışmaları derken çok yoğun bir süreç yaşadık. Buna rağmen ALLAH’ın izni ile; kesilmiş olan su, elektrik, doğalgaz gibi ufak belaları def ettiğimiz gibi devredilen borçlardan da sigorta ve vergi borçlarımızı sıfırladık. Borcumuzun yarısını ödemekle kalmadık, arabalarımızı yeniledik ve seçime eksi bütçe ile girdiğimiz halde iki seçim otobüsü tuttuk. Diğer partiler seçimlerde ne yapıyor ise bizler bir fazlasını yapmaya gayret ettik. Elimizde olmayan bayraklarımızı bastırmak için Saadet Partisi adına çek alabilecek iken Celal USTACAN olarak o günkü SKM başkanının talimatı ile 3 part bayrak siparişi (her part 250.000TL) için ‘icra gelirse davamıza değil naçizane Celal USTACAN’a gelsin’ düşüncesi ile kendi çeklerimi verdim. O günün şartlarında beni, çeklerimi verdiğim için herkese örnek gösteren İl Başkanı daha sonra; “biz istemediğimiz halde bayrakları yaptırdı, İl’i zor duruma soktu” gibi laflar söyleyip bizleri töhmet altında bıraktığı için yaşananları sizlerle paylaşma gereği duydum. Ola ki bilmeden bir yanlışlık yaptı isem ya teknolojik bakımdan haberleşelim ya da İl Divanı’nda söz verilsin konuşalım.

Değerli dava kardeşlerim, muhasiplik yapamayacak bir kardeşinizim ama nasıl oldu ise İl Başkanı Selman ESMERER bey “il muhasibimiz sensin” deyip il icra görevlisi olarak beni atadı. Görev istenmez verilir mantığı ile hareket ettiğimizden dolayı 815.000TL borcumuz varken ilk olarak İl Teşkilatımızın tüm mobilyasını, beyaz eşyasını kardeşlerimizin yardımı ile değiştirdik. Asansörde arızalar var idi 8.500TL karşılığı tamir ettirdik. Binanın üzerinde bizleri temsil eden logomuzu baştan sona değiştirdik. Hanımların katında olan eksiklikler giderildi, hanımların hurdaya giden minibüsünün yerine sıfır ayarında bir minibüs hanım kardeşlerimizin de katkıları ile alındı. Makam aracımızı da 18.000TL ödeyerek geri alabildik. O zaman kardeşlerimizin isteği ile satışları benim üzerime olmasına itiraz etmeme rağmen verildi.

Dışarıda borçlarla uğraşırken içeride de bazı icra kurulu arkadaşlarımızın itirazları ile karşılaşıyordum. Şöyle ki; birikmiş SSK ve vergi borçlarına istinaden her biri için aylık tahmini 3.000TL faiz ödüyorduk. Bunları ALLAH’ın izni ile ödeyelim dediğimde karşı çıkıldı, sadece il başkanı ödenmesi için diye destek verdi. Ortada para olmadığı halde neden itiraz edildiğini, Adil Düzeni savunan, faizci sisteme savaş açan bu kardeşlerimizin itirazı neye idi hala anlamış değilim. Faizler silindi o ara para da geldi ve o gün idare amiri Hüseyin ASLAN ile beraber vergi borcunu nakit kapattık, SSK borcumuzu da 1 peşin 5 taksit yapıp bitirdik. Seçim zamanı geldiğinde bayraklara verdiğimiz çeklerin bir bölümünü ilçelerin desteği ile ödedik ama 123.000TL’lik kısmını ödeyemedik ve icralık olduk. Sonra ödeme yapıldı ama icradaki çeklerimi muhasip Neşet Çevik bey İcra Müdürlüğü’ne ödeyeceği 8.000TL’lik kısmını ödemediğinden dolayı, araçlar dahil şahsıma ait olan tüm mal varlıklarıma haciz konuldu. Bu yüzden önce bankalarla olan ilişkilerim sonra ticari hayatım riske girdi. En son borçlu olduğum bir kişinin araçlara koydurduğu ikinci bir haciz ile karşılaştık. Buraya gelmeden 15 gün veya 3 toplantı önce bir ağabeyimizin konuşmasını İl’de gündeme koyan İl Başkanının; “Erbakancıları toplantıya almayalım”, “Divan’da barkod sistemi uygulayalım” şeklinde konuşan 5 veya 6 arkadaşın bu sözlerini desteklemesi üzerine ben söz aldım. “Erbakan hocamın düşmanlarını bile davaya katarken gerçek dava insanlarını dışarı atmaya bakıyorsunuz” diyerek olayların bu hale gelmeden önce başta il başkanı olmak üzere icra makamına defalarca söylediğimi ve tekliflerimi sunduğumu ifade ettim. Daha sonra da il yönetiminde bu meseleyi dile getirerek; eğer istersek hiç kimseyi üzmeden, kırmadan bu işin hallolabileceğini ifade ettim ancak “il başkanı olarak siz bu çözümlere kapalısınız, benim tekliflerimi sümen altı ediyorsunuz” dedim. Toplantı yaklaşık 4 saat sürdü. Gündem sadece Divandı ama çözüm değil, çözümsüzlük çıktı. En son konuşmayı yapan Neşet bey; “40.000TL borcumuz var, haftaya bu parayı getirin beni mahcup etmeyin. Celal bey bayrakları da almış deposuna koymuş, onun için ona olan borcumuzdan düşmek zorunda kaldık” deyince ben söz aldım. Açık borcun, aidatların haricinde 55.000TL olduğunu hatırlattım ve bayrakların İl’de benim zamanımda yaptırılan deponun dışında yer olmadığı için, kira gelirimizin olduğu bir depoya koymak zorunda kaldığımızı, bayrakları tekrar geri getirebileceğimi, fakat mevcut deponun bayraklarımızın 4’te 1’ini bile almayacağını alırsa bayrakları bedelsiz devredeceğimi ifade ettim.

Muhterem arkadaşlar;

Mesele şu veya bu meselesi değil, mesele haklıdan yana olma meselesi, Fatih ERBAKAN’dan yana olma meselesidir. Bu meseleyi bir sonraki yazımda dile getireceğim. Sadece bu sebepten ötürü İl Başkanı İl yönetiminde bana iki kez, “sizinle çalışamayacağız, toplantılara gelmeyin” dedi. Üçüncüde arabalara gelen haczi bahane etti. Bu konuyu yönetimde açıklamak istememe rağmen toplantıyı terk etmemi istedi. Bu davada dinleyip anlamadan birinin cihadına engel olunmasının vebalini Milli Görüşçü kardeşlerim bilir. Onlar kapıdan kovsalar, bacadan geri döneceğimizi de bilirler ama nefislerine yenik düştükleri için şuursuzca hareket ediyorlar.

Şimdilik ALLAH’a emanet olun.    



ROTAHABER.COM

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Perde Arkası Haberleri