ABD BU SAVAŞI KAYBEDECEK

Murat KARAKOYUNLU

Suud ve İran geriliminin Lübnan merkezli yeni bir savaşa dönmesi an meselesi. Bu noktada Ortadoğu'da saflar artık çok net. Başrolde ABD ve İsrail'in bir maşa olarak kullandığı S.Arabistan var. Yanında da fiilen olmasa da Mısır, Bahreyn, Yemen, BAE gibi kukla yönetimler. Karşı taraf ise İran cephesinde saf tutuyor. ABD'nin tüm baskılarına rağmen toprak bütünlüğünü korumak zorunda olan Irak, Lübnan Hizbullah'ı, Haşdi Şabi ve Yemen'deki HUSİ'ler de bu cephenin içerisindeler. Diğer taraftan bugün için ortadan kaybolmuş görünen DAEŞ'in ve boşu boşuna silahlandırılmamış olan PYD'nin de Suud saflarında yer alacağını söylemek, kimseye şaşırtıcı gelmemeli. Kürt gençleri Lübnan dağlarında ölecekler. Suriye rejiminin kimin yanında yer alacağı ise Rusya'ya bağlı. Fırsat bulduğu anda eski topraklarını geri almaya çalışacak olan rejim hükümetinin tek bir devlet olarak kalamayacağı gün gibi ortada.

Gelelim Türkiye'ye. Türkiye ilk etapta bu savaşın tarafı olmayacaktır. Ne var ki kendi toprak bütünlüğünü korumak için sınır ötesi hamleler gerçekleştireceği de zaten biliniyor. Türkiye, Halep ve Lazkiye dışındaki alanlarda; özellikle Afrin, Membiç ve Akdeniz'e açılan sınırlar üzerinde mevzi kazanmaya çalışacak. Bu operasyonları Fırat'ın batısıyla sınırlı tutması ise, Suriye’den PYD-PKK’nın temizlenmesine bağlı. Aksi halde Türkiye, İran'la aynı safta görünme ihtimalinden çekinmeden Fırat'ın doğusuna da geçebilir. Bu durumda eski müttefik Barzani peşmergelerinin Türkiye'nin yanında yer almaktan başka çaresi yok görünüyor.

İsrail, Ortadoğu'daki pek çok savaşta olanın aksine sadece vur kaçla yetinmeyecektir. Bir kere savaşın Lübnan merkezli olması demek, aslında İsrail'de olması demek. Bu seviyedeki bir savaşta İsrail'in özellikle İran'ın nükleer çalışmalarını hedef alacağı hemen herkesin malumudur.

Saflar böyle de, savaş bununla kalır mı? İşte burası çok karışık. Bu savaş, Ortadoğu'ya sığmayacak kadar büyüyecek görünüyor. Zira İran köklü ve güçlü bir devlet. S. Arabistan'ın ABD'li Aramco şirketi aracılığıyla yönettiği petrol sahalarındaki hâkim Şii nüfusunu, Suudi yönetim aleyhine hareket ettirecektir. Bu durum BAE ve Bahreyn'deki Şii nüfus için de böyle. Buradan petrol ve enerji fiyatlarının 1973 OPEC krizi dönemindeki gibi dünyayı etkileyeceği rahatlıkla ön görülebilir.

O halde Ortadoğu'dan dünyanın öbür ucuna, petrolün kıymetli olduğu diğer ülkelere gitmek gerekir. Mesela ABD'nin başarısız darbe girişiminin ardından patlamaya hazır bir bomba gibi duran Venezuela'nın, ABD muhalifleri için bulunmaz bir müttefik olacağı açık. Sınır komşusu Guyana'daki petrol ve altın yataklarının sessiz sedasız ABD'ye bırakılması da artık olası değil. Bu yüzden Washington sokaklarının eskisi kadar güvenli olmayacağını bugün, rahatlıkla söyleyebilirim.

Yaklaşan bu savaşta ABD saflarında savaşacak olan DAEŞ'in Doğu Afganistan'da Horasan Emirliğini ilan etmiş olması önemli. Bu hamle ABD açısından İran'ı kuşatmak anlamında geliyor. Öte yandan Rusya ve Çin'in dikkatlerinin de Ortadoğu'dan bu bölgeye çevrileceği bir gerçek.

Denklemde bir de Pakistan var. ABD'nin Taliban'ı desteklediği iddiasıyla Pakistan'a uygulamaya çalıştığı siyasi baskı, Çin'in desteğiyle şimdilik yatışmış olsa da Pakistan'ın İran'a Nükleer Silah geliştirmek için destek verecek olma ihtimali, bu ülkeyi de hedef tahtasına koyuyor.

 Ne kadar karışık değil mi? Daha Avrupa Birliği'nin bu konunun neresinde olduğu konusuna hiç değinmedik. Mesela Fransa. Bir dönem sömürgesi konumundaki Lübnan'da Suud yönetiminin müdahalesine seyirci kalmayacaktır. Öte yandan Almanya ve İngiltere'nin, ABD'nin yanında yer almayı tercih edeceklerini ise artık, kesin bir dille söyleyemiyoruz. Her biri ayrı bir yazı konusu olan pek çok değişkeni bir yazı başlığı içerisinde ele almaya çalıştık.

Buradan çıkacak sonuç ise çok daha önemli. Dünya çok kutuplu bir döneme doğru ilerliyor. Ve bu kez olası bir dünya savaşının uzak doğudan başlama ihtimali her geçen gün artıyor.

Sonuç: Bu kadar karışık denklem içerisinde işin içine nükleer silahlar girer mi bilmem ama, Amerika bu savaşı kaybedecek.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.