Asosyal E-sosyal

Hakkı ERÇETİN

Özellikle İstanbul'da yaşayanlar bu ifade edeceğim manzaraya aşina oldukları için beni daha kolay anlayacaklardır. Sabahları metrobüs veya tramvay gibi toplu taşıma araçlarına bindiğim zaman genel manzara şöyle oluyor. Hassaten genç kardeşlerimizin ekseriyetinde kulaklarında müzik dinledikleri bir kulaklık ve ellerinde de akıllı telefon tabir edilen cinsten telefonlar bulunmakta.

Bu telefonlar sayesinde sosyal ağlarda yer alıyorlar ve habire sosyalleşiyorlar.   Ya da sosyalleştiklerini zannediyorlar. Çünkü ortaya çıkan manzara bunun tersini gösteriyor. Kulaklarında kulaklık olduğu halde elindeki telefonda dahil olduğu sanal sosyal ağ üzerinden gelen mesajlara odaklanmış bir şahıs var. Bu şahsın yüz hali ve mimikleri telefona gelen mesajlara göre şekilleniyor ve dışarıdan bakan için oldukça komik sahneler sergilese de genelde bunun farkında olmuyor. Bu arada alışkanlık gereği gelen mesajlara cevap yazarken şahsın parmaklarının sanki telefonun doğal bir parçası gibi hareket etme kabiliyetini de edindiğini görmekteyiz. Şahsın kendisine sorarsan sosyal ağlarda dolaştığını ve sosyalleştiğini söyleyecektir. Ancak bu sosyalleşme sanal alemle sınırlı kalmakta, gerçek dünyada burnunun dibinde cereyan olaylardan bihaber olacak şekilde asosyal bir konumda olduğunun ve buna ilaveten komik bir görüntü sergilediğinin farkında bile olmamaktadır.

Özellikle 18-25 arası gençler bu sanal ağları kız-erkek arkadaşlıklarını geliştirmek üzere bir araç olarak kullanmaktadırlar. Amiyane tabirle birbirinden "elektrik" almış genç bir kız ve oğlan bu sosyal ağları şöyle kullanıyor;

-Nerdesin aşkım? J

-Metrobüssssssssss J

-Sen nerdesin aşkım?

-Şurdayım aşkım

-Şimdi nerdesin aşkım?

-Burdayım aşkım

-İbibikler öter ötmez ordayım aşkım…

Gibi ifadeler durmadan tekrar ediliyor ve yatıncaya kadar bu şekilde devam edenler oluyor ve kalkınca da kaldığı yerden devam ediyorlar. Bunlar enerjilerini boşa harcıyorlar. Hani birbirinden elektrik almışlardı ya yine amiyane tabirle " bu ceryanı boşa yakıyooolaar bunlar".

Bir diğer örnek ise sürekli konuşan tiplerdir. Şahıs konuşarak toplu taşıma aracına biniyor ve bütün yolculuk süresince konuştuğu gibi de aynı şekilde konuşarak araçtan iniyor. Bu uzun konuşmaları araçlarda olsun yaya olsun kulaklık ve o kulaklık üzerindeki mikrofon vasıtasıyla yapanların görüntüsü başka bir komiklik manzarası olmaktadır. Karşıdan bakınca sanki kendi kendine konuşan bir kimse görmektesiniz. Eğer bu kimsenin telefonla konuştuğunu fark etmediğiniz müddetçe sergilediği görüntü komik ancak hoş bir görüntü olmamaktadır.

Bir diğer tip te yine kulaklarında kulaklıkla yüksek seviyede sesle müzik dinleyenelerdir. Kulaklık takmasına rağmen dinlediği müziği sen 3-4 metre öteden duyabiliyorsun. Ancak bunu yapan şahıs kimse yokmuş gibi kendi dünyasında seyre devam ediyor. Yapılan bir araştırmaya göre yüksek seviyede kulaklıkla müzik dinlenilen bir saat içinde kulak içinde normalden 700 kat daha fazla bakteri üretimine yol açılmaktaymış. Bu tezin doğruluğu durumunda ciddi bir mesele zuhur etmektedir.

Aynı şeyi yani telefonla konuşma hastalığını trafikteki araç sürücülerinin çoğunda görmekteyiz. Yine yapılan bir araştırmaya göre araç kullanırken telefonla konuşmak alkollü araç kullanmaktan daha çok kazaya sebebiyet veriyormuş. Bir de anlamadığım, bu insanların bütün gün konuşarak bitiremedikleri veya halledemekleri mesele nedir arkadaş? Bu telefonlar yokken ne yapıyordunuz?

Toplum olarak bir bütünün parçaları isek bütün parçaların sağlığı ve sıhhati vücudun bütünü için önemlidir. Toplumun sağlığı ve selameti için kendi hal ve hareketlerimize dikkat edelim. Her şeyi dengeli ve ölçülü kullanmaya gayret edelim. Kendi haklarımızı kullanırken başkalarının haklarına tecavüz etmemeye azami özen gösterelim inşallah.  

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.