Bahçesaray Çeşmesi

Dudu OTACI

BİR KOCA SARAYI YIKILMAKTAN KURTARAN ÇEŞME

Gözyaşı Çeşmesi Kırım'ın başkenti Bahçesaray'da yer alan Kırım Hanları'nın sarayı Hansaray'ın duvarına bitişik olarak duran ünlü bir bir çeşme.

Kırım Hanı Kerim Giray çok sevdiği gözdesi Dialara Bikeç (asıl adı Maria Potoçka olan Polonyalı bir cariye) genç yaşta ölünce büyük bir hüzne kapılmış. Gözdesinin hatırasına, “Kıyamete kadar bu çeşme de benim gibi ağlasın.” diye başkent Bahçesaray’daki hanlık sarayı Han Saray’ın içine Gözyaşı Çeşmesi’ni yaptırmış.

Çeşme, asıl yerindeyken her bir su damlasının çıkardığı ses, -akustiğin de yardımıyla- insana ağlama, hıçkırık sesi gibi gelir ve dinleyeni derinden etkilermiş. II. Katerina'nın emriyle bugünkü yerine konulunca, çeşme bu akustik özelliğini yitirmiş.

1820 yılında Kırım'a sürgüne gönderilen ünlü Rus şair Aleksandr Puşkin sarayı ve çeşmeyi gezip çeşmenin hikayesini dinlemiş ve çok etkilenmiş. Çeşmeden ilham alarak “Bahçesaray Çeşmesi” adında bir şiir yazmış ve çeşmenin üstüne saygı için biri sarı, biri kırmızı iki gül bırakmış. Bu şiir hala Rus edebiyatının şaheserlerinden kabul edilir. Daha sonra Puşkin sevdiği kadın Natalya uğruna düello yaparken öldürülünce Rus halkı, Giray Han ve Puşkin’i adeta özdeşleştirmiş ve düşmanlari olmasına rağmen Tatarların sarayi Bahçesaray’a sahip çıkmış.

Osmanlılarla Ruslar arasındaki Kırım Savaşı sırasında Ruslar Kırım'da tüm Türk eserlerini yıkıp Tatar isimlerini değiştirmişler. Askerler Hansaray’ı yıkmak için geldikleinde büyük şairleri Puşkin’in hatırasına hürmeten halk, sarayın ve çeşmenin önünde barikatlar kurup eylem yapmışlar. Tüm Rus halkının tepkisi üzerine Çar, Hansaray’ın yıkılmaması ve isimlerin olduğu gibi bırakılması emrini vermek zorunda kalmış. II. Dünya Savaşı sırasında Stalin, bütün Kırım Tatarlarını Sibirya’ya sürmüş, tüm Türk izlerini Kırım’dan silmiş ama o bile Hansaray ve Gözyaşı Çeşmesi’ne orayı ulusal bir miras gördüğü için dokunmamış.

Bugün Hansaray hala yerindeyse, yıkılmamışsa bu eşi Dilara’nın hatırasını çeşmeyle yaşatan Giray Han ve Puşkin’in hürmetinedir. Hala halk Giray Han, Dilara Bikeç ve Puşkin’in hatırasına çeşmenin üzerine her gün bir kırmızı ve bir sarı gül koyar. Kırmızı gül ölümsüz aşkı; sarı gül de hüznü ve kederi temsil ediyormuş.

Çeşmenin mimarisi ilginç: Su, gül desenli bir kaynaktan aşağı doğru dökülüyor. Bu kaynak Giray Han’ın üzüntüden ağlayan gözünü temsil ediyormuş. Gözyaşlarını ifade eden kalp gözü (üstteki büyük kurna) keder ve hüzünle doludur. Zaman bütün acıları hafifletir (çift küçük havuzcuk), ama kalpte ve zihinde kalan tekrar acıyı hatırlatır (ortadaki büyük havuzcuk). Sonra tekrar gözlere tekrar yaş yürür kalp tekrar hüzne bogulur ve hayat böylece akıp gider (zemindeki spiral desen, çark-ı felek). Zemindeki spiral kısma baktığınızda bir sonsuzluk duygusuyla yüzleşirsiniz.

Asıl ilginç soru şu: Karılarının hatırasına Gözyaşı Çeşmesi ve Tac Mahal gibi iki muhteşem yapı yapan o eski Türklerden, “Karımı cok seviyordum. Onun için öldürdüm hakim bey” diyen kocalara nasıl gelindi? Vefat eden eşlerini bile aziz tutan o eski “er”lerden karısını döven, aşağılayan, hatta öldüren erkeklere dogru nasıl bir dönüşüm yaşandı?

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.