Başbakan, bakkallar ve soğuk marketler

xxx95

Bakkallar ayakta kalma mücadelesi veriyorken, Başbakan sadece seyrediyor demeyeceğim; maalesef sadece seyretmekle kalmıyor, aynı zamanda kendisinden hiç de beklemediğim şeyler söylüyor ve söylemekle de kalmıyor, aynı zamanda yapıyor... Neler söylüyor, neler yapıyor?.. Bakkallar başta olmak üzere, küçük esnaf ve küçük işletmelerin dertlerine deva, gönüllerindeki manevî yaralarına şifa olabilecek şeyleri Başbakan olarak maalesef ne söylüyor ne de yapıyor; bambaşka şeyler söylüyor ve yapıyor... Durmadan AVM açılışları yaparken, özetle 'bakkallar kapanırsa kapansın' demeye getiriyor!..

Başbakan ile bir toplantıdaki görüşmemizde, bir konu ile ilgili meramımı anlatmaya teşebbüs ettiğimde, 'Köşendeki yazıları okuyorum' demişti. Cevaben, 'Köşelerde değil de yüz yüze görüşelim, bazı temel meselelerdeki çözüm önerilerimizi arz edelim' dedim. Hâlâ vakit bulup yazılarımı okuyabiliyorsa, bu önemli konudaki önerilerimi bir kere daha hatırlatıyorum.

Bakkallar esnafımızın sembol kesimi olduğu için bu konuda söylenenleri ve yapılanları çok önemsiyor, daha önce bu konuyu birkaç defa ele almama rağmen, istifade edilmesi ümidiyle bu vesileyle bir kere daha çare ve çözüm önerilerimi arz ediyorum.

Başbakanın küresel sömürü sermayesine boyun eğdiği ve küçük esnafın yok oluşunu kabullendiği, -bakkallar için söylediklerinin de- aslında çaresizlik içinde halkının içindeki küçük esnafın köleleştirilmesine önlem alamamasının bir itirafı olduğunu söyleyenler ve yazanlar var. Nitekim bu görüş bana da özel olarak ulaştırıldı ve konuyu bir kere daha ele almam hatırlatıldı. Başbakanın bakkallarla ilgili açıklamasına bir başka açıdan cevap niteliğinde olacak olan bu yazım, inşallah ilgililerin ve halkımızın ufkunu açar.

Bu faslı, kısmen redakte ettiğim mesajı ileten arkadaşın ifadeleri ile noktalayalım: Sistem/düzen böylesine tıkanmışken, yetkililer ne yapalım ümitsizliği içinde kıvranırken; artık sömürülmeyi ve köleleşmeyi adeta sindirmiş Türk halkına ve küçük esnafa, özellikle bakkallara ellerinden çok şey geldiğini gösteren ve düşününce neler yapılabileceği hususunda mükemmel bir örnek olan bir yazıyı istifadelerinize sunmak istiyorum. Mesaj böyle diyor ve bizim bir seminer çalışmamızdan derlediğimiz notları gündeme getiriyor...

Bakkal deyip geçemeyiz; çünkü köyden kente, kasabadan mahalleye, sokaktan semte kadar her yerde bakkal Türk toplumsal hayatında sadece basit bir alışveriş yeri değildir. Bakkal her şeyden önce evimizin hemen yakınında veya civarındaki "Bakkal Amca, Bakkal Teyze"dir ve genellikle küçük bir aile işletmesidir. Mahallemizdeki, semtimizdeki, sokağımızdaki pek çok sosyal aktivitenin cereyan ettiği merkezdir. Şimdilerde çok yaygın olan 'kredi kartı' diye bir şey yokken, 'bakkal borç/veresiye defteri' ile isteyen her müşteriye kredi sağlayan yerdir; hem de hiçbir kefalete ve faize gerek kalmaksızın kredi. Ayrıca küçük çapta bir muhtar, bir emniyet görevlisi, bir muhasip, bir avukat, bir hakemdir Bakkal Amca. Yukarıdaki apartman katlarından sallanan sepetlerde yazılan veya telefonla iletilen siparişlere cevap veren 'Bakkal Amca'dan başkası değildir.

Süper markete bu gibi sıcak ve birebir sosyal ilişkiler ifade eden bir şeyin teklif edilmesi bile düşünülemez. Süper markete herhangi bir emanetinizi bırakamazsınız. Bakkalınızla başınıza gelen bir hastalıktan, bir ayrılıktan, bir yoksulluktan dolayı dertleşebilirsiniz, ama süper marketle hiçbir konuda dertleşemezsiniz. Paranız yoksa bakkalınızın 'veresiye defteri'ne yazdırırsınız ama süper marketin veresiye defteri yoktur! Bakkal sizden faiz almaz, sizi sıkıştırmaz, hattâ daha fazlasını yapar; çok hamiyetlileri yoksul düşmüş ailelerin çocuklarına parasız şeker, lokum verir, hatta ekmek verir, peynir, zeytin verir, katık edip yesinler diye. Bakkal asırların birikimiyle oluşan sosyal geleneklerimizin bir kurumudur. 'Besmele' ile açılan dükkanlarımızın 'bereket' simgesidir.

Bakkallarımızda ne kadar 'ruh' varsa, süper market o kadar 'ruhsuz'dur.

Bakkal Amca ne kadar 'sıcak'sa, süper market de o kadar 'soğuk'tur.

Bakkal ne kadar bize 'yakın'sa, süper market o kadar 'uzak'tır.