Baykal faka basar mı?

xxx78

Sonunda CHP'li medyanın da ayakları suya erdi ve telâştalar... Türkiye'nin yeni bir döneme girdiğini ve bu 'Yeni Türkiye'de oluşmakta olan değerler sisteminin, siyasî paradigmaların eskisinden çok değişik olacağını nihayet anladılar. Düne kadar, kâh alışkanlıklarını terk edememe tembelliğinden, kâh yıllar içerisinde oluşmuş statükodan yararlandıkları için, “Bu CHP'yle de olur” derlerken, şimdilerde partilerine bir çıkış yolu arıyorlar.

'Yeni Türkiye' gerçeğiyle tanışmaları üzerine oturan bu yeni çabayı tebrik etmemiz gerekiyor.

Şu anda dünyada, bölgemizde ve ülkemizde etkileri uzun yıllar sürecek köklü değişiklikler yaşanıyor. Hâlâ pamuk ipine bağlı, vursan yıkılacak türden yönleri de var bu değişimlerin bazısının ve bu sebeple hayli kırılgan bir süreç bu yaşadığımız; ancak yerli yerine oturmuş o kadar çok yönü de var ki, onlara bakarak Türkiye'nin alacağı yeni biçimi kestirmek hiç de zor değil.

Demokrasinin evrensel ilkelerinin daha fazla geçerli olacağı bir ülkedir bundan böyle Türkiye; dengeleri bozacak büyük bir altüst oluş yaşanmazsa seçilmişlerin sesinin daha üst perdeden çıkacağını tahmin edebiliriz. Yurt koruması ve ülkenin üstleneceği dış görevler sebebiyle askerlerimizin elleri hayli dolu olacak; ülkenin refahını artırıcı çok yönlü politikalar izlemek de siyasilerin görev alanında bulunacak.

Bunların hepsi anayasal düzen içerisinde gerçekleşecek. Bazı kurallarının yeniden yazılması gerektiği yolunda arzuların artışı anayasal düzenin köşe taşlarının yeniden belirlenmesini getirebilecek.

'Yeni Türkiye' bu yoldaki Türkiye'dir.

Çözümü askerden beklediğini çağrıştıran son talihsiz beyanları, CHP lideri Deniz Baykal'ın, yepyeni bir döneme girildiğini tam fark edemediğini ortaya koydu. 'Yeni Türkiye', anayasal ittifak tek taraflı olarak çatlatılmadığı taktirde, zırt pırt askerî müdahaleler yapılan bir ülke olmayacak... İkide bir Genelkurmay Başkanlığının internet sitesine bakmayacak, komutanların konuşmalarından papatya falı açmayacağız. Baykal'ın “Diyorlar, diyorlar, ama gereğini yerine getirmiyorlar” yakınmasına sebep olan türden konuşmaların da tarihe kavuşması beklenebilir.

Türk Silâhlı Kuvvetleri'ni (TSK) iç ve dış tehditlere karşı hazır bulundurmak için daha çevik bir orduya sahip olma yönünde meşgaleleri bundan böyle daha da artacak komutanların; kendi görev alanları dışındaki konularla şimdiki kadar yakından ilgilenmek içlerinden gelmeyecek...

Asker ile sivil, Başbakan Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ kapalı kapılar arkasında anlaştığı için olmayacak bu beklenen gelişme; Türkiye'nin çıkarları iki tarafça böyle okunduğu için kendiliğinden gerçekleşecek...

Böyle bir ülkede, 'Yeni Türkiye' sınırları içerisinde siyaset yapan muhalefet partilerine de, başka demokratik ülkelerde olduğu üzere, seçmene cazip gelen ve kendilerini iktidara taşıyacak politikalar üretmekten başka bir yol kalmıyor. Birileri çanağı kirletsin, birileri darbe yapsın, birileri iktidarı alaşağı etsin... Bu tür beklentiler bundan böyle muhalefetten iktidar çıkartmayacak...

CHP'li medya, hiç değilse bir bölümü, bu gerçeğin nihayet farkına vardı. Elbette 'kırılgan' bir süreç bu, ama geçmiş deneyimlerin yol göstericiliğinde ilerlenirse hayata geçirilmesi sanıldığı kadar da zor değil. Türkiye güçleniyor ve halkı da daha fazla refah talebinde bulunuyor; mevcut sistemin bu ikili gidişe destek olması şart ve bunun tek yolu da sistem içerisindeki ahenkten geçiyor.

Yeni bir söylem ve lider arayışında CHP'li medya. Söylemi bilemem, ama lider konusunda işleri hayli zor. Biraz geç de olsa Deniz Baykal da ülkedeki gelişmelerin en çok kendisini ve yakın çevresini tehdit ettiğini görecek ve ona göre çareler arayacaktır. Kendisini suyun başında tutmaya yarayacak çareler...

CHP ile CHP'li medya arasında bu yüzden çıngar çıkar mı? Hep birlikte göreceğiz.