Ben güvenliğin askeri olanını severim

xxx23

Önce ‘günlük hayata etkileri’ lafını okudum...

Sonra alt cümleye yöneldim: ‘Bu fasıl kapsamında yapılacak çalışmaların günlük hayata etkilerinin şu şekilde olacağı kaydedildi’...

Allah Allah... Neler olabilir acaba?

***

1- Vatandaşların güvenli gıdaya ve tükettiği gıda konusunda doğru bilgiye erişimi sağlanacak.

2- Gıda zincirinde izlenebilirlik daha etkin biçimde sağlanacak.

3- Gıda ve yeme ilişkin daha sıkı kontroller yapılacak, bu kontroller için ayrıntılı kontrol planları hazırlanarak uygulanacak.

4- Yapılan kontrollerde gıdada bir sorun tespit edilmesi durumunda, hızlı alarm sistemine bilgi girilerek, geriye dönük takibi yapılabilecek ve sorunlar kaynağında tespit edilebilecek.

5- Gıdanın güvenli olmadığı anlaşılırsa ilaçlar gibi piyasadan toplatılacak.

6- Lokanta, restoran, satış yerleri, soğuk hava ve depolama yerleri dahil, bitkisel ürünleri işleyerek gıda üreten iş yerleri ve yem üreticileri kayıt altına alınacak ve kendileri için belirlenen hijyen kurallarına uyacak.

7- Et, süt, süt ürünleri, yumurta gibi hayvansal ürünleri işleyenler onaya tabi olacak ve daha sıkı hijyen kurallarına uyacak.

8- Gıda güvenliği ile ilgili tüm sorumluluk gıda işi yapanlarda olacak, bunlar çalışanlarının hijyeni ve eğitimini sağlayacak.

9- Koyun, keçi ve sığır türü hayvanların hepsi doğduklarından itibaren küpelenecek, nereye satıldığı nerede kesildiği gibi bilgiler kayıt altına alınacak.

10- Tüketiciler marketten aldığı etin hangi hayvandan elde edildiğini, bu hayvanın annesinin kim olduğunu, bu hayvanın kimler tarafından alınıp satıldığına dair bilgilere, kaç doğum yaptığı, nerelere seyahat ettiği, uygulanan ilaçlar, aşılar gibi verilere istediği takdirde ulaşabilecek.

11- Çiftlikte yetiştirilirken, nakil esnasında ve kesim anında hayvanların refahı ve korunması sağlanacak. Ahırlar, nakil araçları ve kesimhaneler belirlenen kurallara göre tasarlanıp, inşa edilecek.

12- Kullanılan zirai mücadele ilaçlarının sayısı azaltılacak, çevre ve insan sağlığı için risk teşkil edebilecek olanların piyasaya girişi engellenecek.

13- Gıda güvenliğinin önemli parçalarını oluşturan; katkı maddeleri, tatlandırıcılar, aroma maddeleri, çözücüler, veteriner ilaç kalıntıları, bitki koruma ilacı kalıntıları, etiketleme ve beyan kuralları, numune alma planları ve analiz metotları AB’de yer alan kurallar çerçevesinde yeniden gözden geçirilecek.

***

Bunlar, Türkiye’nin AB katılım müzakerelerinde ‘Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı’ faslı sayesinde Türk vatandaşlarının sağlığının korunması, güvenli gıdaya ve doğru bilgiye erişimi ve yaşam kalitesinin artırılması açısından elde edeceği kazanımlardan bazıları...

***

Ama bir soru aklıma takıldı:

Bu sayılıp dökülenler, devletin zaten çok öncelerden hayata geçirmesi gereken önlemler değil miydi? Peki, niye yapılmıyordu?

***

Türkiye Cumhuriyeti’nin Türkiye halkının yaşam kalitesi için bunca yıldır yapmadıklarını şimdi AB reformları sayesinde yapıyoruz...

AB nedir? Cumhuriyetin, ‘vatandaşa hizmet eden devlete’ dönüşmesi demektir...”

***

Yukarıdaki yazıyı iki yıl önce BusinessWeek Türkiye Dergisi’ne yazmışım...

Dün, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, 95 tanesi çıkarılmış, yedisi de Başbakanlıkta bekleyen toplam 102 yönetmelik ile önümüzdeki üç yıl içinde tüm bu hedeflere ulaşılacağı müjdesini verdi ve gıda güvenliğinde yeni bir dönem başladığını açıkladı.

Bizim gibi güvenlik deyince sadece ‘askeri güvenlik’ anlayan bir devlet ve toplumda, ‘insanı’ odak alan bir anlayış açısından Bakan Eker’in duyurdukları bence dünün en önemli gelişmesiydi.

Zaten çoktan hayata geçmiş olması gereken bu devrim niteliğindeki adımın medyada bugün alacağı yeri görerek, ‘insan odaklı’ hayatın neresinde olduğumuzu da daha somut bir biçimde görebilirsiniz...

Gördüğünüze de şaşırmayın, gerçek Türkiye bu çünkü...