“Bin Ladin Piyangosu” hangi başkana isabet eder?

xxx444

Dabılyu emir vermiş: “Görev sürem dolmadan Bin Ladin'in yakalandığını görmek istiyorum. Bana onu bulun!” demiş…

“Sam Amca” elbisesi içinde son aylarını yaşayan Bush'un; bizde “Bana Onun Kellesini Getirin” diye bilinen, Sam Peckinpah'ın meşhur “Bring me the head of Alfredo Garcia!” filmindeki gibi konuşması “flaş bir haber”e hazırlığın “işaret fişeği” olabilir mi?

* * *

İngiltere'de yayınlanan Times'ın haberine göre, Bush'un talimatı çerçevesinde Amerikan Delta özel birlikleri ile İngiliz özel birlikleri Afganistan-Pakistan sınırında Bin Ladin'i arıyorlarmış…

Operasyonlarda Hellfire füzeleriyle donatılmış Predator ve Reaper keşif uçakları kullanılıyormuş…

Yedi yıldır “harıl harıl aranan” Bin Ladin ne hikmetse bir türlü bulunamıyor; yer yarılmış da içine girmiş, sanki!

Bazı uzmanlar bunca zamandır “kaçmayı başaran” Bin Ladin'in Pakistan'ın kuzeybatısındaki Bajaur'da bulunduğunu öne sürüyorlar…

Dikkat ederseniz, sınırda veya sınıra yakın belli bir bölgede yıllardır Sam Amca'sından “kaçabiliyor” Bin Ladin; ama akla ziyan imkanlarına rağmen ABD onu bir türlü “yakalayamıyor.”

İngiliz tabloid basınının o “çürütücü” geleneğini yaşatmak için; en iyisi mi, siz de “Gerçeğin iyi bir öyküyü bozmasına izin vermeyin!”

Bin Ladin'in arandığına dair heyecan verici haberlere şimdiye kadar gayet güzel inandırıldığımıza göre; emin olun, bir an gelip Washington'ın onu bir köşede kıstırarak yakaladığı “flaş haberi”ni de afiyetle yiyeceğiz!

* * *

Times'a göre, Amerikan ve İngiliz istihbarat kaynakları “Saddam'ın idam edilmesinden sonra Bin Ladin'in de yakalanması halinde, Bush'un 'geriye daha güvenli bir dünya bıraktığını' söyleme fırsatı bulabileceğini” vurgulamışlar…

Saddam ve Bin Ladin'in vaktiyle bir “Amerikan markası” olarak imal edildiği gerçeğine gözlerinizi kapatır; 1 milyonu aşkın sivilin hayatına mal olan Bush/Neo-Con politikalarını yok sayarsanız; Dabılyu'yu “gezegenimize bir tatlı huzur getirmek üzere görevini yapan bir başkan” olarak algılatmaya yönelik “yerseniz” formatındaki bu illüzyon hedefini bulmuş demektir.

Saddam'ı ele geçirdikten sonra “fare deliğinde yakaladık” kurgusuyla dünya kamuoyunun gözlerini bağlayan; ardından Irak diktatörünü mahkemelerinin çoğu dağ gibi bulaşık gibi beklerken “imaj ve prestij için” apar topar (üstelik bayram sabahı) asan ABD:

On altı aydır hayatta olduğuna dair tek kanıt bulunmayan, bununla birlikte Forrest Gump'ın Amerikan başkanlarıyla bilgisayar teknolojisi sayesinde tokalaşması türünden kurmaca görüntülerle “yaşadığı yolundaki algı sürekli sıcak tutulan” Bin Ladin'in “kellesini” Bush koltuğunu devretmeden getirir mi, acaba?

Yoksa, yeni başkana mı “kısmet” olur, “Bin Ladin'in kellesini getirdik!” yollu dünya gündemini sarsacak açıklamalar?

Barack Obama karşısında kendisine fazla şans verilmeyen Cumhuriyetçi başkan adayı John McCain de “Bin Ladin'i ölü veya diri getireceğim” diye seçim vaadinde bulunuyor!

Bakalım kime isabet edecek, “Bin Ladin Piyangosu”ndaki büyük ikramiye?

Sam Amca'nın “Bana Bin Ladin'in Kellesini Getirin” adlı filmi sadece Amerika'dakilerde değil; dünyanın dört bir yanındaki sinemalarda aynı anda gösterime girecek, nasıl olsa…

Er ya da geç…

Hep birlikte izleyeceğiz.