Bir Annenin Gözyaşını Gördüm

Haşim AKIN

“Hiç ölmek istemiyorsanız ölümsüz bir eser bırakın. (Hz. Ali Radıyallahuanh)

*****

Bazı görüntüler vardır gözünüzde kalır. Bazıları da vardır ki yüreğinize işler. Bir ok gibi saplanır ve sızısını unutturmaz. Hatta size o anı hatırlatan her olay ve olguda acınız yenilenir.

Ben yüreğimi bir ok gibi gelip geçen bir görüntüyü size anlatayım. Siz ister bana hak verin ister gülüp geçin... Seçim sizin. Ona da eyvallah.

Konya'dan bir grup dertli insan bir araya gelmiş. “DİDEBERAH” isimli bir dernek kurmuşlar. Burkina Faso’daki bir grup yetime hami olmak istemişler. Onlara “kendinize dert mi arıyorsunuz? İşiniz gücünüz yok mu? Boş mu kaldınız? Kendinize oyun – eğlence mi ararsınız? Nedir sizin amacınız?” diye sormadım. Çünkü Nebiyy-i Muhterem’in (SAV) “dünyada bir yetime hami olanlarla ben cennette böyle olacağız” diyerek mübarek iki parmağını yan yana koyup işaret ettiğini biliyorum.

Muhtemelen onları da buna sevk eden aynı müjdeli haberdi. Uzun uğraşların sonunda burada 30 öğrencinin kalabileceği bir mekân düzenlendi. Bu hizmetleri güzel bir şekilde yürütecek yerli kardeşle hemşerilerimin arasını bulmak ve aralarında “hemze-i vasıl” olmak görevi de bana düşmüştü.

Mekân hizmete hazır olduğuna göre bir dua edip bismillah demek gerek. Buraya hemşerilerim adına katılmak da bize görev oldu. Yakın caminin imamı, bir grup minik yavru, bunların ailesi ve diğer misafirlerimizle dua için hazırız. Miniklerin yüzü gülüyor. Zira burası onlar için kopuk geldikleri aile evlerinden çok daha lüks bir yer. Elektriği, suyu, kişiye özel yatağı ve dolabı var. Hatta sıcak havada vantilatörler bile çalışabiliyor. Sivrisinekler girip rahatsız etmesin diye pencereleri dahi düzenlemişler. Daha ne istesin yavrucaklar...

Burada öğrenci velileri ve anneleri var. Dört kadın sandalyede oturuyorlar. Biz de bir imkân bulup yere oturduk. Konuşmalar yapıldı, dualar edildi. Bunlar yapılırken baktım ki bir kadın durmadan ağlıyor. Çaktırmadan, beline kadar vücudunu örten başörtüsünün ucuyla da gözyaşlarını siliyor. Çaktırmadan dediysem gizleme gibi çok amansız bir derdi de yoktu. Belki de fark edildiğinin farkında değildi.

Karşımda bir anne ağlıyor. Eşini kaybetmiş, çocuğunu birilerine emanet edecek bir anne, niçin ağlar? Bu soru çok garip değil mi? Bir Anne niçin ağlar? Bir anne merhametinden ağlar elbette... Anne ağlar da baba ağlamaz mı? Ben kolayca ağlayan bir dedenin torunu olarak büyüdüm. “Allah Resûlü (SAV) buyurdu ki...” diye başlarsanız, Hadis-i şerifi daha duymadan ağlardı dedem. Ne diyeceğini bilmeden gözleri yaşarırdı. Sonra da yaşadığı olaylar nedeniyle babam da ona benzedi. Bazen annem onu teskin eder ve “bırak ağlayıp durma” der. O da “içimden geliyor, ne yapayım?” diye savunur kendini.

Demek ki bazı şeyler biraz kalıtsalmış. Bir annenin gözyaşını görünce ben de kendimi tutmakta zorlandım. Programı bitirdik, misafirlerimizin bir kısmını gönderdik. Müzemmil’e “eğer müsaade derlerse annelerle birkaç dakika oturmak istiyorum” dedim. Onlar da kabul etti.

Bir köşeye oturduk. Onlara hayatın bir imtihan olduğunu, varlıkta ve yoklukta denendiğimizi söyledik. Evlatlarının bize yeni birer emanet olduğunu söyledik. “Gönlünüz müsterih olsun. Onlar hem sizin hem de buraya emek verenlerin evladı olmuştur” dedim. Kadınlar rahat görünüyorlar.

Sonra ilave ettik. “Biraz önce dua edilirken ben bir annenin ağladığını gördüm. Bir anne ağlayınca dayanmak zor oluyor. Evladınızdan ayrılmak mı size bu kadar acı veriyor?” diye de sorduk. Bunu duyunca ağlayan kadın hafif gülümsedi sonra tamamen sırtını döndü. Bir daha hiç yüzünü görmedim. “Güldü mü, ağladı mı” onu bilmiyorum. Ancak sorumuzun cevabı bir başka kadından geldi. “Biz çocuklarımızdan ayrılacağımız için ağlamıyoruz. Bugüne kadar bize hiç kimse Allah rızası için el uzatmadı. Bizden bir karşılık beklemeden Allah rızası için bize merhamet elini uzatan, bize yardım eden biriyle karşılaştık. Bunun üzerine daha ne isteyelim? Buna duyduğumuz mutluluktan ağlıyoruz” dedi.

Burada söz bitti. Boğazıma bir yumruk oturdu. Son cümle olarak sadece şunu söyleyebildim. “Mademki bunun için ağladınız, istediğiniz kadar ağlayabilirsiniz. Serbesttir...” bugün hüznünden değil de kalbindeki mutluluğundan ağlayan annelerin gözyaşına da şahit olmak varmış.

Elhamdülillah...

Elhamdülillah...

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.