Biz Ramazandan Çok Şey Bekliyoruz Ama Ramazan Bizden Neler Bekliyor Acaba?

Ahmet GÜRBÜZ

“Sâye saldı ehl-i îmân üstüne
Hamdülillâh geldi mâh-ı ramazân
Doğdu ol nur ehl-i irfân üstüne
Hamdülillâh geldi mâh-ı ramazân”

İsmail Hakkı Bursevi


Ramazan ayı tarihi ve kültürel yönleriyle ele alındığında, bir medeniyettir, bir dünya görüşüdür. Sadece, nefsimize gem vurulan günler değil; Ramazaniyyeler, iftariyyeler, ıydiyyeler, selalar, maniler, ilahiler,  mahya ve kandillerle bütün bir ramazan tüm coğrafyada yaşanan bir bayramdır.

Ramazanın manevi atmosferi, orucun verdiği mahmurluk; “bu mah aylar yücesidir, zevk u safâ gecesidir.” dizelerinde ifade edildiği gibi, bir külfet ve meşakkatten ziyade, her yıl yolu gözlenir bir nimet, bir neşe kaynağı olarak idrak edilirdi.

Ramazan, sözcük olarak; yaz sonunda yağıp yeryüzünü tozlardan temizleyen yağmur manasında ‘er-ramzâ’ kelimesinden veya güneş ışınlarından taşların yanıp kızmasına anlamına gelen ‘er-ramaz’ kelimesinden türetilmiştir. Hicri takvimin dokuzuncu ayına tekabül etmektedir.

Ramazan ayı; berekettir, ziyafettir, zerafettir.
Ramazan ayı; ibadettir, rahmettir, mağfirettir.
Ramazan ayı; selâmdır, esenliktir, sükûnettir, sekinettir, dinginliktir, olgunluktur.
Ramazan ayı; kardeşliktir, uhuvvettir, fütüvvettir, dayanışmadır.

Dün bir hocamın duasında duydum; Ramazanı güzel karşıla, güzel ağırla, güzel uğurla. Çok hoşuma gitti.

İman ehli olarak Ramazandan beklentilerimiz çok büyük. Bu da Kur’an-ı Kerim’den ve Peygamber Efendimizin hadislerinden kaynaklanmaktadır.

Bakara suresi 85. ayette mealen şöyle bildirilmektedir: “Bu Ramazan ayı öyle bir aydır ki, Kur’an onda indirildi. O Kur’an ki, hem insanları doğruya ileten hidayet kaynağı, hem bizatihi hidayetin kendisi, hem de hakkı batıldan ayırt edici deliller ihtiva eden furkandır.”

Allah-u Teâlâ Ramazana erişenleri, bu ayın sayılı günlerinde oruç tutmakla mükellef kılıyor ve bunu takvanın şifresi olarak kodluyor.

Seferde olan veya oruç tutmaya mani kronik hastalık sahibi olanlardan da daha sonra tutmaları, tutamayacaklarsa her gün için sabah akşam bir fakiri doyurmaları emrediliyor.

Bakara suresinin 83, 84, 85 ve 87. ayetleri Ramazan ayının fazileti, oruç tutmanın farziyeti ve tutamamanın kefaretine değinir. Ancak arada kalan 86. ayet bütün bunların esrarına dikkat çekiyor gibi: “Kullarım beni sana sorarlar, de ki ben onlara çok yakınım, dua ederlerse, gönüllerinden geçirseler dahi icabet ederim. O halde onlar da benim davetimi kabul edip, bana itaat etsinler ve bana iman etsinler. Ancak böylelikle doğru yola ulaşmış olurlar.”

Selman-ı Farisi (r.a.)’den nakledilen bir hadiste Peygamber Efendimiz Ramazanı sabır ayı, takva ayı, ihsan ayı diye tanımladıktan sonra şöyle buyurur: “Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluştur.”

Ramazanın başındaki rahmeti anlamaya çalışan insana, kalbinde yanan kandilin parlamasına bakması, durduk yere kabaran merhamet duygularını sezmesi yeter. Ama illaki de bunu müşahhas olarak görmek isterse, şehrin varoşlarında yaşayan garip gurebanın yüzlerindeki gülümsemede, yetim ve kimsesizlerin gözlerindeki umut ışığında aramasını öneririm.

Az zamanda çok işler başarmak derler ya, işte Ramazan bunun için müstesna bir fırsattır. Kısa zamanda sayısız ecirler, muhteşem zaferler kazanmak mümkündür. Bütün ömrün ihyası, tüm hataların telafisi, tüm günahların tevbesi makbuldür. Bu, Ramazan ayının gecesi, gündüzü, akşamı, sabahı, her anına şamil olmakla birlikte, özellikle bin aydan daha hayırlı olan kadir gecesini içinde barındırmasından dolayıdır. Bu imkân bir de arefe gününde, hacı adayları için mevcuttur.

Biz Ramazanı açlık ve susuzlukla karşılarız ama o bize sahuruyla, iftarıyla, hatimler ve teravihle öyle güzel lezzetlerle mukabele eder ki, anlatılmaz. “Canım elinde olan Allah’a yemin ederim ki oruçlunun ağız kokusu Allah indinde misk kokusundan daha sevimlidir.”(Müslim Sıyam 161)

Tuttuğumuz oruçlarla kendi iç âlemimizi tezyin ederken, sağlık ve beslenme rejimimizi de kontrol altına almış oluyoruz. Diğer taraftan fakir fukara ve yoksunluk içinde olanlarla empati kurarak; zekat, fıtra, gıda paketi gibi yardımlarla da ciddi bir sosyal dayanışma seferberliği sergileyip, sosyal refahın yükselmesine katkı sağlamaktayız.

Ramazanı güzel karşıla; rahmete bürün, güzel ağırla; mağfirete sarıl, güzel uğurla; cehennemden kurtuluş beratını alarak bayrama karıl.

Bizim Ramazandan beklentimiz büyük, inşallah da nail oluruz. Peki, Ramazanın bizden beklentileri nedir hiç düşündük mü?

Sadece ihlas, sadece samimiyet.

“Kim inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.”(Buhari İman 28)

 “Büyük günahlardan kaçınılması halinde, beş vakit namaz, iki cuma ve iki Ramazan aralarında (işlenecek küçük) günahlara kefârettir.” (Müslim, Tahâret 16)

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.