Çok üzülüyorum

xxx43

Aşağıda çok açık ve seçik şekilde beyan edip sıralayacağım şeylerden son derece rahatsız ve tedirgin vaziyetteyim.

1. Kokuşma meselesi: Ülkemin uluslararası temizlik ve saydamlık notunun 10 üzerinden 5'in altında olması. Böyle bir ülkede yaşamak zor, nefes almak zor, huzurlu ve haysiyetli bir hayat sürmek zor. Bu notun en az 7'ye çıkmasını istiyorum. Daha sonra da, ülkemin bu konuda dünya birincisi olmasını, yani notun 9 küsur olmasını ümit ve temenni ediyorum. Bütün Müslümanları, bu konuda hassas olmaya, güçlerinin yettiğince emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmaya çağırıyorum. (Emr-i mârufu herkes doğrudan doğruya yapamaz. İhyâu Ulumiddin kitabının emr-i mâruf bölümü okunsun...)

2. Bir Müslüman olarak ülkemdeki planlı, kasıtlı, dıştan destekli; dinde reform, dinde yenilik, Fazlurrahmancılık gibi bid'at ve dalalet akımlarından son derece rahatsızım. Bunları, İslâm'ı bozmak olarak görüyorum. Bu konuda halkın uyarılmasını, icazetli ulemanın harekete geçmesini istiyorum.

3. Büyük medyanın bugünkü durumunu bir felâket olarak görüyorum. Medyadaki tekelleşme, kartelleşme, partizanlık, saldırgan din düşmanlığı, Ergenekon meddahlığı, müstehcenlik beni korkutuyor. Bu medya ile Türkiye selamet sahiline ulaşamaz.

4. Ülke çoğunluğunu oluşturan Müslümanların "Böl, parçala ve hükm et" prensibi uyarınca onlarca büyük, yüzlerce orta, binlerce küçük hizbe, fırkaya, taifeye, gruba ayrılmış olması ve ehl-i imanın birbiriyle çekişip durması beni çok üzüyor.

5. Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanlığına ağır ve şiddetli saldırılar yapılıyor. Hak mezhepler put olarak gösteriliyor. Sünnî itikadın yerine Vehhabî, Selefî, Fazlurrahmanî, Neo-Haricî ve başka bid'at fırkalarının itikadı ikame edilmek isteniyor. Bundan da çok rahatsızım.

6. Türkiye'de zekatların öncelikle Müslüman fakirlere ve Müslüman miskinlere verilmesi gerekirken; bunların birtakım cemaatler tarafından Kur'ân'a, Sünnete, fıkha, şeriata aykırı olarak toplanmasından büyük bir huzursuzluk ve rahatsızlık duyuyorum. Yüce dinimiz, "Zekât parasıyla cami bile yapılmaz" buyururken bugünkü uygulama beni dehşete düşürüyor. Zekâtlar doğru dürüst, yerli yerinde, hakkeden gerçek kişilere (tüzel kişilere değil) verilse ülkemizde sosyal adalet sağlanmış olur.

7. Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanlarının el birliği ile bir "Tashih-i İtikad" faaliyeti, seferberliği başlatmamaları beni çok üzüyor.

8. Yine, namaza ve cemaate önem verilmemesini derin üzüntü ve kaygı ile karşılıyorum.

9. Birtakım adamların, Müslüman halkın paralarını toplamaları ve bu paralarla Kur'ân'a, sünnete, şeriata, ahlâka, hikmete uygun hizmetler yapmamaları çok vahim bir hadisedir.

10. Ümmet şuuru yok, hizip ve fırka asabiyeti doruğa çıkmış. Bu felâket de çok üzücüdür.

11. Beş vakit namaz kılmayan birtakım yerli oryantalistlerin dinde reform yapmaları başka bir dehşet verici manzaradır.

12. İslâmî kesimdeki ahlâk zaafı çok düşündürücü ve üzücüdür.

13. Müslümanların büyük bir kısmının gözünde paranın, malın, servetin ana değer olması korkunç bir âfet ve felâkettir.

14. Ülkemin medenî bir ülke olmasını, halkımın medenî olmasını istiyorum. Türkiye her geçen gün medenîlikten uzaklaşıyor, bedevî oluyor. Bu da büyük üzüntü kaynağıdır.

15. Cahillikten, kötü eğitimden, okulların gerçek mânâda okur-yazar vatandaş yetiştirememesinden son derece rahatsızım.

16. Ergenekon işi nereye varacak?.. Bu konuda adalet sağlanmazsa ülkenin, halkın, devletin işi bitiktir.

17. Başörtüsü yasağı hâlâ bütün şiddeti ile sürdürülüyor. Verilen sözler tutulmadı.

18. Son aylardaki korkunç cinayetler, suç patlaması, küçük bebeklerin dövülerek öldürülmesi, 11 yaşındaki kızın annesini tabanca ile katl etmesi, liseli kızın sevgilisi tarafından başı testere ile kesilerek feci şekilde öldürülmesi, bir kadının komşu çocuğunu öldürüp cesedini sobada yakması, Adana'da bir adamın yakınlarından sekiz kişiyi birkaç saat içinde öldürmesi ve daha yüzlerce, binlerce vahşi cinayet toplumumuzun bir cinnet buhranı geçirdiğini gösteriyor. Bu manzara karşısında rahatsız ve tedirgin olunmaz mı?

19. Belki bana güleceksiniz, Sultanahmet parkında İstanbul'un en güzel, en nefis salkımsöğüt ağacı vardı, ağaç değil bir şiirdi o. Bundan birkaç ay önce hoyrat eller onu korkunç ve feci şekilde budadılar. O canım ağacı katl ettiler, mahv ettiler. Evim o civarda olduğu için önünden her geçtiğimde yüreğim sızlıyor. Böyle ağaç budanır mı? O salkım söğüdün vahşice ve cahilce budanması bile beni çok üzüyor, kahr ediyor. Medenî bir ülkede, medenî bir şehirde böyle şey yapılabilir mi?

Yaramaz bir çocuk bir sokak köpeğine taş atmış, köpek kör olmuş... Gördüm, yüreğim parçalandı. Çocuk henüz büluğa ermemiş, ona beddua etmiyorum, ana babasına ileniyorum.

Merhametsiz, cahil, azgın, çılgın bir toplum... Yukarıda 19 madde yazdım. Uzatsam yüzlerce madde olur. Üzülmemek elden gelmiyor. Kaç senedir düşünüyorum, kıyıda köşede kalmış tenha bir yerde ikinci bir ev mi açsam, arada bir oraya mı kaçsam?..

BAY NÂKIS'A...

Boş yere kâmillik taslama, en azından bana yutturamazsın. Böyle zıvanadan çıkmış bir toplumda herkes sana olgun diyecek, akıllı diyecek, bilge diyecek ve sen de onların şehadetiyle kâmil olacaksın...

Sen kâmil bir Müslümansan halkın büyük kısmı sana deli demeli, ki, büyük olduğun anlaşılsın.

İmamı Rabbanî hazretleri ne buyurmuş:

Siz Ashab-ı kiramı görseydiniz onlara deli derdiniz; onlar sizi görselerdi Müslüman demezlerdi.

Ey cin fikirli, ey kurnaz kişi, ey tilki bilmez misin ki, Haliq ile mahluqatı aynı anda memnun ve râzı etmek mümkün değildir. Haliq'ı hoşnut etmek istiyorsan, yaratıkların bir kısmının nefret ve düşmanlığını kazanmaya önceden razı olacaksın.

Kurnazsın ama akıllı değilsin. Şu haline bak.

Hem mü'minlerin, hem militan ve saldırgan kâfirlerin mergubu ve mahbubu olmak istiyorsun.

Dünyayı kendine yalancı bir cennet haline getirmek için yırtınıyorsun.

Ben çok ihlâslıyım deyip duruyorsun. Sus!.. Bir daha ağzına alma o kelimeyi. Ben ihlâslıyım demenin bile nifak olduğunu bilmiyor musun?

Cenâb-ı Hak bir hadîs-i kudsîde "İhlâs Benim sırlarımdan bir sırdır, onu sevdiğim kulumun kalbine koyarım..." buyuruyor. İhlâsın reklâmı yapılmaz, ben çok ihlâslıyım denilmez. Zaten ihlâsın çoğu azı olmaz. Ya tam olur, yüzde yüz olur, yahut hiç olmaz.

Ben büyüğüm, ben pek olgunum, ben çok ama çok ihlâslıyım, ben şöyleyim, ben böyleyim edebiyatı yaptıkça küçülüyorsun.

Halkın seni beğenmesi sana rezillik olarak yeter de artar.

Çivisi çıkmış bir fetret, nifak şikak, fitne fesat, isyan tuğyan, azgınlık devrinde yaşadığını bil..

Olgun insanlar nazarında halkın övgüsü ile sövgüsü birdir.

İslâm, iman, Kur'ân, Sünnet, Şeriat, ahlâk ve fazilet için öyle çalış ki, kendilerini akıllı sanan mecnunlar sana deli desinler.

Kaynak: Milli Gazete